MEDYA KÖŞESİ

Yılmaz Özdil'den Fethullah Gülen kulisi...

Yılmaz Özdil soruyor: Neden Fethullah Gülen'den adını anmadan söz ediliyor?...

Yılmaz Özdil'den Fethullah Gülen kulisi...
GAZETECİLER.COM
Günün en ilginç Fethullah Gülen konulu yazılarından biri de Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil'den geldi. Özdil, neden hiç kimsenin Gülen'i adıyla değil de başka ifadelerle andığını sorduğu yazısında ilginç bir kulis paylaştı.

Bir grup İzmirli gazetecinin Gülen'e yaptığı ziyareti yazan Özdil, gazetecilerin Gülen'le yaptığı İzmir sohbetini köşesine taşıdı. Özdil, İzmirli yerel gazetecilerden oluşan heyetin Gülen ziyareti yazmadıklarını vurguladıktan sonra "onlar da isim vermediler" dedi...

İsim veremiyoruz, adres vereyim...

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkçe Olimpiyatları'na gelen çocukları kabul etti, "isim vermeden" tebrik etti. Deniz Baykal, Türkçe Olimpiyatları'na mesaj gönderdi, "isim vermeden" şükranlarını sundu. Cumhurbaşkanı, Türkçe Olimpiyatlarından ödül aldı, "isim vermeden" teşekkür etti. Başbakan, Türkçe Olimpiyatları'na katıldı, "isim vermeden" dön çağrısı yaptı.
Olimpiyat Türkçe ama...
İsim yabancı heralde.
Bi türlü verilmiyor.
İsim vermeden yazayım bari.
Döner mi, bilmem.
Dönerse, İzmir'e döner.
Çünkü...
Geçen mart ayı. MİT krizi yaşanıyor. Hükümet dahil, herkes "isim vermeden" ne diyeceğini merak ediyor, cevap alamıyordu.
İstanbul basını yana yakıla araya ricacılar sokuyor, görüşme talep ediyor, reddediliyordu. İşte tam o günlerde... Sürpriz! 10 gazeteci kabul edildi.
Hepsi İzmirliydi.
Houston'a gezmeye götürülmüşler, seneye hizmete girecek olan cami, kilise ve sinagog'tan oluşan Barış Bahçesi'ni yerinde incelemişler, e oraya kadar gelmişken, çiftlik'e de götürülmüşlerdi... Ki, komşu kapısıdır zaten Houston'la çiftlik arası, 2 bin 250 kilometrecik! Normalde, her zaman, tüm Türkiye'ye yayın yapan İstanbul basını çağırıldı. Hep öyle olmuştu. Bu sefer farklıydı.
İlk kez, yerel basın... İzmirli gazeteciler kabul ediliyordu.
Pek heyecanlıydı bizim İzmir basını... İlk kez milli oluyorlardı.
Ancak, çiftlik'e girerken, siyasi soru sormamaları konusunda tembihlendiler. Peki ne soralım?
"Sadece İzmir" denildi.
Vardılar çiftlik'e... Küçük bi Yılmaz ÖZDİL yozdil@hurrjyet.com.tr gölet gözlerine çarptı. Bi kaç misafir evi, bi de yeni inşa edildiği belli olan, büyük bina vardı.
Oraya gireceğiz sandılar. Dedim ya, tecrübesizler... Orası değildi.
Eski, ahşap, iki katlı binaya götürüldüler. Alt kat yemek salonu gibi, üst kata çıkarıldılar.
Sedirli salon. Oturdular. Çay ikramı, börek çörek... Giriş kapısından başka, küçük bi kapı vardı. Açıldı. Çıktı. Tek tek ellerini sıktı, tanıştı, hal hatır sordu. Sohbet başladı.
"İzmir'i çok özledim" dedi.
Gözleri doldu. Hatta "hasretten tutuşuyorum" dedi. Hisarönü, Kemeraltı, Bornova hatıralarını anlattı.

Yazının devamı için
ÇOK OKUNANLAR