Yılmaz Özdil 'üçüncü sayfa' güzeli
Bu tanım elbetteki bize ait değil... İmza sahibi Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru'ya ait... Bakın neler yazıyor;
Kendi gazetesinin yanı sıra öte yakadan da şiddetli eleştiriler var...
Bunlardan biri de Fehmi Koru'dan geldi.
Yeni Şafak'tan Özdil'i "Hem ırkçı hem nobran" ilan etti...
Dahası "onu üçüncü sayfa güzeli" yaptı...
İşte yazısından satırlar;
Çok satan bir gazetenin 'büyük yazar' diye tanıttığı bir kalem, konuya ilişkin yazısıyla, hangi ölçüye vurursanız 'ırkçılık' sayılacak bir kafa yapısını sergiledi.
(...)
Yazının bütününe hakim olan havanın 'ırkçı' bir yaklaşım ve üslubun da tehlikeli bir üslup olduğuna kuşku yok... Eleştiriler de genellikle bu noktada yoğunlaşıyor zaten...
İyi de, 'ırkçı' denilen tip evet bir veya bir çok ırkı sevmez, birine veya sevmediği bütün ırklara tepki verir, ama kendi ırkının yüceliğinden hareketle bunu yapar. Hitler Yahudi-düşmanı bir Alman ırkçısıydı; kendi ırkının diğer ırklardan üstün olduğuna inanıyordu. Bizde de "Türk soyundan olmayanların bu memlekette bir tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı" görüşünün sahibi -şimdilerde adına hukukçulara ödül verilen tek parti döneminin adalet bakanı- hiç kuşkusuz 'ırkçı' kategorisine girer...
Bu durumda, çok satan gazetenin üçüncü sayfa güzelini nasıl 'ırkçı' kategorisine sokabiliriz? Kendi ırkını, milletini, halkını sevmeyen, içinden çıktığı toplum tabakasını küçümseyip aşağılayan bir kişi için 'ırkçı' demek biraz fazla iddialı bir yakıştırma oluyor.
(...)
Kendi halkına 'bidon kafalı' sıfatını lâyık gören, buna karşılık bir siyaset adamının burnunu hedefleyen yumruğu da kendi hislerinin temsilcisi sayan 'ırkçı' anlayışın sahibine yakışan bir kategori herhalde olmalı.
'Büyük yazar kategorisi'?
Demek istediğim şu: 'Bidon kafalı' tespitinin mucidi de olan 'ırkçı' yazar bir 'sit-com' grubunun oyuncusudur.
Yazının bu noktadan sonraki kısmı Ertuğrul Özkök'e dokunuyor...
Okumak için