Yılmaz Özdil için...
Bir yazarın gazetesinden (kovulsa bile) ayrıldıktan sonra takınması gereken tavır...
Bazı ünlü ve çok okunan yazarlar yıllarca çalıştıkları gazetelerle yolları ayrılınca ilk olarak patronlarını suçladılar…
Hatta o kadar ki…
Çıktıkları zirveyi ve yıllarca Türkiye ortalamasının çok üzerinde kazandıkları servetleri o patronlarının kendilerine teslim ettikleri köşelere borçlu olduklarını unutup; patronlarına hakaret ettiler, kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırmaya çabaladılar…
Ve…
Perşembe gecesi Halk TV’de Uğur Dündar’ın moderatörlüğünde yayınlanan Arena’da Yılmaz Özdil’i dinledim…
Yılmaz, Hürriyet ve patronları için öylesine güzel şeyler söyledi, öylesine saygılı bir tavır takındı ki; Aydın Doğan’a ya da Vuslat Doğan Sabancı’ya hakaret edeceğini, kendisinden önce ayrılan kimi ünlüler gibi iftiralar atacağını düşünenler hayal kırıklığına uğradılar…
“İşte bu” dedim ve Yılmaz’ı sevgiyle, saygıyla, samimiyetle alkışladım…
“Bir yazarın gazetesinden (kovulsa bile) ayrıldıktan sonra takınması gereken tavır işte bu olmalı” dedim…
Hâsılı…
Taha Akyol gibi usta ve vicdan sahibi, muhafazakâr liberal ve entelektüel bir yazarı Akif Beki ile aynı kefeye koyması hariç Yılmaz Özdil’i ayakta alkışladım...