Yılmaz Özdil için...
Yılmaz Özdil sadece sekiz günde (8), bir kitap yazıyor ve sekiz yüz bin (800.000) satıyor...
Hasan Cemal diyor ya hani kitabının adında;
"Hiç kızmayın kendimi yazdım";
bugün ben de şöyle diyeceğim:
"Hiç kızmayın ama Yılmaz Özdil'i alkışlayacak, haddimi bilmeden kendimle kıyaslayacağım".
Neden mi?..
Yahu nasıl alkışlamam?..
Ben bir kitap yazmak için sekiz sene (8 sene) uğraşıyorum ve yayımlandıktan sonra ancak sekiz yüz adet (800 adet) satabiliyor yazdığım kitap...
Yılmaz Özdil sadece sekiz günde (8), bir kitap yazıyor ve sekiz yüz bin (800.000) satıyor...
Yani şimdi birisi çıksa da; "ne konuşuyon lennn!.. Görüyon işte adam sana bin basıyor yazar müsveddesi!" dese ne cevap veririm?..
Haklıdır bunu söyleyen kişi zira tek kelime itiraz edemem...
"Haklısın arkadaş" der, başımı önüme eğer giderim...
Öyle ya...
Sekiz sene uğraş didin bir roman yaz sekiz yüz (800) ancak satabilsin...
Yılmaz Özdil ise "bana bir hafta müsaade" dedikten sonra çekip gitsin ve bir gün fazla izin yapınca okurları telâşa düşüp "kovuldun mu aabi?" diye sorunca cevap versin:
"Söylentilere kulak asmayın!.. Kitap bitti. Ben de bittim."
Beni savunma telâşına düşen iyi niyetli kimi okur, “üzme kendini; sen kitap yazdın o gazetede yayımlanan yazılarını derledi… Yani onun ki ‘kitap’ değil, ‘arşiv’ çalışması; senin yazdığın ise etli butlu bir kitap” demesin lütfen…
Gerçek ortada…
Özdil sekiz günde, 1 (bir) kitap yazıp 800 bin satıyor…
Ben ise 8 (sekiz) sene uğraşıp anca 800 (sekiz yüz) satabiliyorum…
“Kıskandın mı?” diye soranlara cevap:
“Yalan mı söyleyeceğim?.. Tabii kıskandım”…
Ve aptallığıma hatta geri zekâlılığımdan kaynaklandığı besbelli olan beceriksizliğime lânet ederken Yılmaz Özdil’i alkışlıyorum…