Yılmaz Özdil için...
Yılmaz Özdil, o yargılamalarda "hüküm" giyenlerden birinin; Yargıtay'a giden savunmasını yayımlıyor bugün...
“Sayın hâkimler, suçun işlendiği anda başka yerde olduğumu, suç aletinin var olmadığını, suçun benim tarafımdan yapılmış olamayacağını resmi belgeler, bilimsel raporlar, bilirkişi raporları, uluslararası resmi belgeler ve tanıklarla ispat ettim. İki yılda toplam 4 dakika konuştum, bana tek bir soru dahi sorulmadı, hiçbir talebim kabul edilmedi. Sizlere tüm içtenliğimle soruyorum. Suçsuzluğumu ispat etmek için daha ne yapabilirim? Gerçek anlamıyla mesleğinin erdemlerini kalbine, aklına, vicdanına yerleştirmiş, insan sevgisi üzerinden adaleti dağıtan bir hâkime rastlayabilmek için Allah’a dua etmekten başka yapılabilecek bir şey var mı? Cevabınız, benim ve ailem için çok önem taşıyor.”
* * *
Az önce okuduklarınızı Yılmaz Özdil'in bugünkü Hürriyet'te "Ayva yaprağı" başlığı altında yayımlanan makalesinden alıntıladık...
Hani var ya; Balyoz, Ayışığı v.s. gibi "darbe girişim" suçu işledikleri iddiasıyla yargılanan yüzlerce general/subay/astsubay...
İşte onlardan birinin Yargıtay'a gönderdiği temyiz savunmasında yer alıyor o cümleler...
Biliyorsunuz...
O dosyalarla yargılananlar özel mahkeme tarafından çok ağır cezalara çarptırılmışlardı...
Ve...
Yıllardır tutuklu olarak cezaevinde yatıyorlar...
İçlerinde "darbe girişiminde bulunanlar" yok mu?..
Mutlaka vardır...
Ama...
Girişimde bulunmak bir yana akıllarından bile geçirmeyenlerin sayısı, girişimde bulunanlardan çok fazla...
O kadar da değil...
Darbe yapmaya niyetlenip, kilit kadrolardan kimileri tasfiye olunca girişimden vazgeçenlerin sayısının da girişimde bulunanların sayısından fazla olduğu açık...
İşte böylesi "adil olmayan" bir özel mahkeme yargılamasının doğru yapılıp yapılmadığına karar verecek olan esas üst yargılama (Yargıtay süreci) dün başladı...
Yılmaz Özdil, o yargılamalarda "hüküm" giyenlerden birinin; Yargıtay'a giden savunmasını yayımlıyor bugün...
Okuduktan sonra ağlamamak için kendimizi zor tuttuk...
En çok da; hukuku bildiğini düşünen bir "fani" olarak şu cümleye takıldık:
"... İki yılda toplam 4 dakika konuştum, bana tek bir soru dahi sorulmadı, hiçbir talebim kabul edilmedi."
Ağır Ceza mahkemesinde yapılan bir yargılama ve sadece dört dakikalık savunma...
Aklın ve vicdanın kabul edemeyeceği bir "yargı vahşeti"...
Yargı dehşeti..
Yargı şiddeti...
Yahu, ticaret mahkemelerinde bile bir kişiye bundan daha fazla savunma süresi verilir...
"Ağır Ceza" ve hem de "özel mahkeme" ve sadece "dört dakikalık savunma"...
Bu bile o kişi hakkında verilen kararın bozulma sebebidir...
Neyse...
Daha fazla yorum yapıp da "yargılamayı etkileme suçu" işlemiş sayılmayalım...
Ama...
Tam de böyle günlerde yaptığı adil/vicdanlı/sorumluluk sahibi gazetecilik nedeniyle Yılmaz Özdil'i alkışlayalım...
* * *
Az önce okuduklarınızı Yılmaz Özdil'in bugünkü Hürriyet'te "Ayva yaprağı" başlığı altında yayımlanan makalesinden alıntıladık...
Hani var ya; Balyoz, Ayışığı v.s. gibi "darbe girişim" suçu işledikleri iddiasıyla yargılanan yüzlerce general/subay/astsubay...
İşte onlardan birinin Yargıtay'a gönderdiği temyiz savunmasında yer alıyor o cümleler...
Biliyorsunuz...
O dosyalarla yargılananlar özel mahkeme tarafından çok ağır cezalara çarptırılmışlardı...
Ve...
Yıllardır tutuklu olarak cezaevinde yatıyorlar...
İçlerinde "darbe girişiminde bulunanlar" yok mu?..
Mutlaka vardır...
Ama...
Girişimde bulunmak bir yana akıllarından bile geçirmeyenlerin sayısı, girişimde bulunanlardan çok fazla...
O kadar da değil...
Darbe yapmaya niyetlenip, kilit kadrolardan kimileri tasfiye olunca girişimden vazgeçenlerin sayısının da girişimde bulunanların sayısından fazla olduğu açık...
İşte böylesi "adil olmayan" bir özel mahkeme yargılamasının doğru yapılıp yapılmadığına karar verecek olan esas üst yargılama (Yargıtay süreci) dün başladı...
Yılmaz Özdil, o yargılamalarda "hüküm" giyenlerden birinin; Yargıtay'a giden savunmasını yayımlıyor bugün...
Okuduktan sonra ağlamamak için kendimizi zor tuttuk...
En çok da; hukuku bildiğini düşünen bir "fani" olarak şu cümleye takıldık:
"... İki yılda toplam 4 dakika konuştum, bana tek bir soru dahi sorulmadı, hiçbir talebim kabul edilmedi."
Ağır Ceza mahkemesinde yapılan bir yargılama ve sadece dört dakikalık savunma...
Aklın ve vicdanın kabul edemeyeceği bir "yargı vahşeti"...
Yargı dehşeti..
Yargı şiddeti...
Yahu, ticaret mahkemelerinde bile bir kişiye bundan daha fazla savunma süresi verilir...
"Ağır Ceza" ve hem de "özel mahkeme" ve sadece "dört dakikalık savunma"...
Bu bile o kişi hakkında verilen kararın bozulma sebebidir...
Neyse...
Daha fazla yorum yapıp da "yargılamayı etkileme suçu" işlemiş sayılmayalım...
Ama...
Tam de böyle günlerde yaptığı adil/vicdanlı/sorumluluk sahibi gazetecilik nedeniyle Yılmaz Özdil'i alkışlayalım...