Yılmaz Özdil, Dündar’ı niçin uyardı?
Kesinlikle Yılmaz Özdil haklı... Uğur Dündar ve Samimiyet... Yan yana ne kadar da çok yakışır(!) hani...
GAZETECİLER.COM (ÖZEL) - Kesinlikle Yılmaz Özdil haklı…
Neden haklı olduğunu da söyleyelim ama önce bugünkü makalesinden kısa bir alıntı…
Tabii merak ediyorsunuz haklı olarak, o olmuş bu olmuş filan da...
Niye yakalanamıyor?
*
“Hayatı en zor polis”tir, cinayet masası polisi... Ne gecesi vardır, ne gündüzü, insanlıktan çıkmış insanlarla, insanoğlunun en ağır suçuyla uğraşır... Siz sıcacık evinizde meyve yiyerek televizyon seyrederken, o, pıhtılaşmış kan gölü içindeki morarmış ceset başındadır.
Ama, aynı zamanda...
“İşi en kolay polis”tir.
*
Çünkü, illa ki “bağ” vardır.
Eşi, akrabası, komşusu, arkadaşı, ince ince tasarlamaz, dan diye vurur, cart diye doğrar, basarsın aile fertlerine, biri öter, şak diye yakalarsın. Zaten bu yüzden, “Katil kim acaba?” diye nefes nefese okuyacağın, sürükleyici cinayet romanı yoktur Türkiye’de... Filmi de.
*
Kaçtı mı?
Bekler bu sefer cinayet masası...
Hata yapmasını.
*
İlla ki yapar...
Cep telefonuyla konuşur.
Kredi kartını kullanır.
İnternetten mesaj atar.
Gidip, elinle koymuş gibi alırsın.
*
İyi de bu niye alınamıyor?
*
Uğur Dündar’ın taa en başında “Bırakın polis işini yapsın, bilgisi olan varsa polisi arasın, çekiniyorsa bizi arasın, biz polise aktaralım” çağrısı, bundandı.
Okudunuz ve mutlaka şu soruyu sordunuz:
“Hani yılmaz Özdil, uğur Dündar’ı uyarmıştı... Burada uyarı değil takdir var…”
Acele ettiniz…
Yılmaz Özdil uyarıyı en sona saklamış…
Diyor ki sonunda:
“Hayatında morga gitmemiş tipler, ‘olayı unutturmayan kahraman’ olma sevdasıyla, Münevver’in üzerine kürekle toprak attığının farkında olmadan sormaya devam ediyor: ‘Niye yakalanmıyor?’
Özdil, pazartesi gecesi rahmetli Münevver’in babası Süreyya Karabulut’u ekrana çıkaracağını günlerdir “anons” eden Uğur Dündar’ın da o gece “Cem Garipoğlu neden yakalanmıyor?” diye sorup, katil zanlısına “tedbir al” davetiyesi çıkaracağını biliyor belli ki…
Yok öyle demek istemiyorsa; Aziz Nesin’in bir öyküsünde ayakkabılarını çıkarıp seyahat eden bir yolcunun, leş gibi kokan ayaklarını şoförün burnuna dayadıktan sonra, “Yuh kardeşim. Adam görgüsüz. Ayakkabılarını çıkarmış otobüsü kokutuyor… ben ayakkabılarımı çıkarıp oturuyorum ama bak bakalım benimkiler kokuyor mu?” diye sorması gibi mi yapıyor?..
“Yuh yani… Herkes, ‘Cem Garipoğlu neden yakalanmıyor?’ diye sorup, her gece bunu haber yapıyor. Gerçi biz de aynı şeyi yapıyoruz ama biz samimiyiz” mi demek istiyor Yılmaz Özdil…
Eh yani...
Uğur Dündar ve Samimiyet...
Yan yana ne kadar da çok yakışır(!) hani...