Yeter ki doğru doktoru bulalım...
Kıskançlık hastalığına yakalanmış birini tedavi etmek… Kanseri tedavi etmekten zordur… Ama… İmkânsız değildir…
Felâk Suresi 5. Ayeti hatırlayın:
“Kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım!”
*
Kıskanç insan, “kötü” insandır…
Kıskançlık hastalığına yakalanmış biri…
Akıl hastası düşmandan daha beterdir…
*
Kıskançlık hastalığına yakalanmış birini tedavi etmek…
Kanseri tedavi etmekten zordur…
Ama…
İmkânsız değildir…
*
Oysa…
Geçmişte bizlere…
“Gıpta” etmemiz öğretilmişti…
Gıpta etmek düşmanlaşmayı engeller çünkü…
Çalışmayı, çabalamayı teşvik eder…
*
Bu, “kıskançlık” hastalığı…
Son dönemlerde musallat oldu toplumumuza…
*
Daha fazla gecikmeden zoru başarmalı…
Kıskançlık illetinden kurtulmalıyız…
*
Nasıl mı?..
Bizden daha güzel…
Bizden daha varlıklı…
Bizden daha mutlu…
Bizden daha başarılı insanlara gıpta ederek…
*
Yeter ki…
Doğru doktorları bulalım…
ÇAKALLARIN KUCAĞINA DÜŞMEK DE VAR…
Milletçe…
“Domuz geliyor!” diye haykıran bir sese inanıyor…
Arkamıza bile bakmadan koşuyoruz…
*
Oysa önce durup arkamıza bakmalıyız…
Domuzun gelip gelmediğini anlamalıyız…
*
Eğer domuz gelmiyorsa…
Gülüp geçmeli…
Enerjimizi boşuna harcamamalıyız…
*
Eğer gerçekten geliyorsa domuz…
Sakin bir şekilde koşacağımız yönü tayin etmeliyiz…
Çünkü…
Rastgele koşarsak…
Domuzdan kaçarken…
Çakalların kucağına düşmek de var…
FELÂKETE DOĞRU KOŞARAK İLERLİYORUZ…
Yetmiş yaşıma geldim…
Görmediğim askeri darbe yok…
Görmediğim kara gün yok…
Ama…
Hiçbir zaman…
Halkımızı birbirine böylesine düşmanlaşmış halde görmedim…
*
En kötü günümüzde bile…
Azgın azınlık hariç…
Kıvançta ve tasada birdik, beraberdik…
*
12 Eylül 1980 öncesinde gençlerin bir bölümü birbirlerini vuruyorlardı…
Kabul ancak…
Halk iki tarafa da karşıydı…
Halk iki tarafı da lanetliyordu…
*
Bugün öyle değil…
Bugün halk da karşılıklı olarak birbirinden nefret eder hale geldi...
*
Demek istediğim…
Biz böyle değildik…
Biz böyle oldurulduk…
*
Bu delirme ortamından acilen çıkmaz, çıkarılmazsak…
Felâkete doğru koşarak ilerliyoruz…
DEĞDİĞİMİZ HER ŞEYİ YAKIYOR YIKIYORUZ…
En çok da…
Sakinleşmeye…
Öfkelerimizi yenmeye ihtiyacımız var…
*
Çünkü…
Öfkelenince…
Adalet duygumuzu kaybediyoruz…
*
Adalet duygumuzu kaybedince…
Ateş topuna dönüşüyor...
Değdiği her şeyi yakıyor…
Yıkıyoruz…
YANLIŞI ALKIŞLIYOR, DOĞRUYA ÇEMKİRİYORUZ…
Kavga etmekten…
Hırs kırbacıyla koşuşturup durmaktan…
Düşünmeye zaman ayırmıyoruz…
*
Düşünemeyince…
Yanlışı alkışlıyor…
Doğruya çemkiriyoruz…
*
Gözlerimizi karatıyor ihtiraslarımız…
Kendi içimizden çok dışa bakıyoruz o görmeyen gözlerimizle…
*
Kim olduğumuzu…
Neden yaşadığımızı…
Gerçek ihtiyaçlarımızın neler olduğunu sorgulamadan…
Nefesimizi tutmuş…
Koşuyor, koşuyoruz…
Yakup MURAT
[email protected]