Yeni Şafak yazarını çıldırtan 'sapık'

Salih Tuna'nın başına da, "benim düşündüklerimi yaz ki fikir yazısı olsun" diyen bir tip tebelleş olmuş belli ki...
Malum, bizim aktif okur kitlemiz için "fikir yazısı", arkadaşın midesinden geçenleri yazmaktır.
Salih Tuna adama çok kızmış olmalı ki ciddiye alıp çarpmış.
Bakın nasıl

Sayın şerefsiz bak ne yaptım seni

Hem Şinasilerin önde gideni hem de oldukça ahlaksız bir "okurum" var. Okur demeyeyim de, "sapık" diyeyim; öylesi bir şey.
Takdir edersiniz ki, şu yalan dünyanın envai çeşit "Şinasi"si var. Hangi birini sayayım; meczubu, dangalağı, zırtapozu, aklı evveli...
En tehlikeli türü de bu ahlaksız olanı.
Öyle ki...
"Umreye gitmişsin ama hâlâ sırıtıyorsun!.." diye köşe yazısındaki fotoğrafımı diline dolayan Şinasi tayfası bunun yanında zemzemle yıkanmış kalır.
Ahmet Türk'e "sayın" dedim diye, ettiği küfrün bini bir para!
Demek ki, "sayın" hususunda son derece duyarlı.
Zaten bu yüzden "Sayın şerefsiz" diyorum ona.
Küfürleri nedeniyle "şerefsiz"liği ziyadesiyle hak ediyordu zaten. Gönlünü almak için de başına "sayın"ı ekledim.
Evet, gönlünü almak istedim.
Çünkü gerçekten de Şinasilerin en tehlikeli türü bu!
"Yılmaz Özdil'i bırak, erkeksen gel benim kulağımı çek..." diyerek geçen gün "düelloya" davet etti.
Hürriyet gazetesinin üçüncü sayfa güzelinin kulağını somut şekilde çekeceğimi zannetti. (Allah'a şükür kulak çekmek gibi bir hobim yok. Öyle olsaydı, sadece Şinasilerin kulaklarıyla bile başa çıkamazdım.)
Her yazımı da sektirmeden okuyor; lakin çoğu kez sonuna kadar okumuyor.
Yanlış anlaşılmasın; bir özelliği bu, okuduğunu anlayamamasının gerekçesi değil.
Yoksa...

Salih Tuna’nın makalesinin tamamını