MEDYA KÖŞESİ

Yeni Şafak yazarından ilginç Suriyeli sığınmacı gerçeği

Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet, bugünkü köşesinde Suriyeli sığınmacılarla ilgili Türkiye'nin kaçırdığı fırsatları yazdı.

Yeni Şafak yazarından ilginç Suriyeli sığınmacı gerçeği
GAZETECİLER.COM- Batılı ülkelerin Türkiye'ye sığınan yetenekli Suriyelileri ülkelerine götürdüğünü yazan Mehmet Acet, Merkez bankası'nı olumzu tavrı nedeniyle yüklü miktarda kayıt dışı paranın da yurt dışına çıktınını duyurdu.

Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet, suriyeli tartışmasasına katıldı. "Ne paralar kaçırdık bir bilsen" başlıklı köşesinde "Suriyeliler geldi huzurumuz kaçtı" propagandasına itibar edilmemesini istedi.

GAZİANTEP ÖRNEĞİ

Konuyla ilgili kent yöneticilerinden aldığı Gaziantep örneğini okurlarıyla paylaşan Acet, "Meğer 350 bin Suriyelinin yaşadığı bu kentte Türkler arasında görülen asayiş olaylarının nüfusa olan ortalaması, Suriyeliler arasında görülenden daha fazla imiş." ifadelerine yer verdi.

ZARARIN NERESİNDEN DÖNÜLSE FAYDA VAR

İşte Acet'in yazısından bir bölüm:

"Üç ay önce Gaziantep'te anlattılar: "Burada Avrupa ve ABD merkezli 200 tane yeni açılmış NGO (Sivil Toplum Kuruluşu) var."

Ne yapıyorlar diye sorduk haliyle.

"Aslında çoğu değişik ülkelerin istihbarat birimleri adına faaliyet gösteriyorlar. Bir de şunu yapıyorlar tabii: Suriyeli sığınmacılar arasından özel yetenekleri, eğitim ve nitelikleri olanları seçerek alıp ülkelerine götürüyorlar."

Doktorlar, mühendisler, teknisyenler...

Konuştuğum kent yöneticileri, bu türden meslek sahibi Suriyelilerin yarısının şimdiden Avrupa ve ABD'ye götürüldüğünü anlattı.

Sonra dediler ki; "Daha fazla gecikirsek geri kalanları da götürecekler."

Bu işin bir yönü...

Üzerinde duracağımız bir başka mesele daha var.

Yine Gaziantep'te iken kentin önde gelen işadamlarından biri, kulağıma eğildi ve "Ne paralar kaçırdık bir bilsen" dedi.

Sonra devamını anlatmaya başladı:
"Suriye'de devlete güven olmadığı için doğru düzgün bankacılık sistemi bulunmuyor. Bu yüzden zenginlerin çoğu, kazandıkları paraları yastık altında tutuyorlardı. Savaş başlayınca bu paraları güvenli bir limana taşımak istediler."

-Peki sonra ne oldu?
Aynı işadamı, bana özel bir sırrını açıklar gibi kısık sesle kulağıma fısıldamaya devam etti:

"Bu talep bize iletilince Ankara'ya gittim. Merkez Bankası yetkilileri ile bile görüştüm. Ama olmadı. Kayıtsız parayı alamayız dediler."

-Peki ne oldu bu paralara?
"Sahilden, küçük botlarla Kıbrıs Rum Kesimi'ne taşındı o paralar. Küçük bir rakam değil. On milyarlar mesabesinde bir paradan söz ediyorum."

Geç kaldık.
Hem de bayağı geç kaldık.

Ama zararın neresinden dönülse fayda var.