MEDYA KÖŞESİ

Yeni Şafak yazarından Ethem Sancak'a 'Operasyon' tepkisi

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıç, mahallerimizin abileri dediği Cömert, Karaalioğlu ve Ocaktan için "bu 'operasyon', asla hak etmedikleri bir biçimde gerçekleştirilmiştir." yazdı

Yeni Şafak yazarından Ethem Sancak'a 'Operasyon' tepkisi
GAZETECİLER.COM - Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıç, köşesinde kaleme aldığı 'Operasyon tamam' mı abi? başlıklı yazısında, bir gece yarısı operasyonu ile görevden alınan Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert, Star Medya Grup Başkanı Mustafa Karaalioğlu ve Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan ve görevden alınma biçimleriyle ilgili çarpıcı bir yorum yaptı.

Yusuf Ziya Cömert, Mehmet Ocaktan ve Mustafa Karaalioğlu 'bugün ve burada elde ettikleri için' oldukları yerde değillerdi diyen Kılıç, üç ismin de davacısı oldukları davayı 'çekirdekten' sahiplendiklerini yazdı ve olan biteni şöyle eleştirdi:

"Hatalarıyla sevaplarıyla, eksikleriyle fazlalarıyla bu üç isim de 'mahallemizin' abileridir. Ve mahallerimizin abilerine reva görülen bu 'operasyon', asla hak etmedikleri bir biçimde gerçekleştirilmiştir."

İşte İsmail Kılıç'ın Yeni Şafak'taki köşesinden çarpıcı bölümler:

3 GENEL YAYIN YÖNETMENİ GÖREVDEN ALINACAK,
OPERASYON DEMEYECEĞİZ...

"Bir akşamüzeri biri medya grup başkanı, ikisi genel yayın yönetmeni üç ismin görevine son verilecek, biz de buna en azından 'operasyon' demeyeceğiz.

Bu da yetmeyecek. Aynı akşam birileri bize ihtiraslarını 'bilgi' diye yutturmaya çalışıp 'sırada Yeni Şafak ve İbrahim Karagül operasyonu var' diyecek. Biz de buna en azından 'az serin gel be abi' demeyeceğiz. Tel dolapta peynir olacaktı dünden kalma. Yer misiniz?

Hayır. Saf değilim. Gazeteleri patronların yönettiği bir düzenekte yaşadığımızı, gazetecilerin gazetelerindeki varlıklarının patronun iki dudağı arasında olduğunu, çünkü sadece ülkemizde değil tüm dünyada işlerin böyle yürüdüğünü biliyorum.

Fakat şunu da biliyorum: Mustafa Karaalioğlu, Mehmet Ocaktan ve Yusuf Ziya Cömert isimlerinin işlerinden el çektiriliş biçimlerinin -onlara işlerinden el çektiren patronun niyeti ne olursa olsun- bir operasyon olarak göründüğü ve algılandığı aşikâr.

KİREMİT ÜRETEN FABRİKADA BİLE YAPSANIZ BU BÖYLEDİR...

Niçin böyledir bu? Bunu biraz konuşalım.

Öncelikle, üç önemli ismin fişini aynı anda çekiyorsunuz. Bu aynı andalık, 'burada işler yolunda gitmiyor, mutlaka bir hal çaresi bulmak gerek' diye düşünen ve başka çaresi kalmamış bir patronun kararı olsa bile son tahlilde son derece kekre bir tat bırakır ağızda. Kiremit üreten bir fabrikada bile yapsanız bunu, böyledir. Hele ki medya gibi son derece netameli bir sektörde yapıyorsanız bunu, iyice artar ağızdaki burukluk. Hele ki yapıp ettikleriyle 'inandığı davanın davacısı' konumunda insanlara yapıyorsanız bunu, o tat buruktan acıya doğru ilerler. Mideniz ekşir, afiyetiniz kaçar.

PARALEL İLE MÜCADELE DİYE SAĞA SOLA ATEŞ AÇAN ACEMİ TETİKÇİLER

Saniyen, şuna da hep beraber dikkat edelim lütfen. Son birkaç aydır 'izi timi belirsiz' bazı sosyal medya hesaplarını kullanarak nezdimizde itibarları yüksek insanları 'itibarsızlaştırmaya' çabalayan, bin türlü ipe sapa gelmez komplo teorisiyle insanların haysiyetleriyle oynamaya çalışan birilerini ibretle izliyoruz değil mi? Güya 'derdimiz vallahi paralelle mücadele' diyerek yola çıkan, bu kritik konudan takipçi devşiren bu nevi hesaplar son günlerde ellerindeki tüfekle rastgele sağa sola ateş açan acemi tetikçilere dönüştüler. Demezler mi adama: 'Birader, tamam sıkıyorsun sıkmasına da, o ateş ettiğin adam senin yoldaşın.'

Eh, demiyorlarmış demek. Ya da zaten şöyle: O ateşi açan hödükler, zaten ateş ettikleri insanları hiç yoldaşları olarak görmemişler.

Adı sanı bilinmeyen, 'sanallığın arsız iştihasıyla' her türlü tezviratı yapan bu sosyal medya hesaplarına dün de güvenmiyordum, bugün de güvenmiyorum, bundan sonra da güvenmeye hiç mi hiç niyetim yok.

MAHELLEMİZİN ABİLERİ REVA GÖRÜLEN OPERASYONU HAKETMEDİ

Bir başka ve çok önemli mesele daha var. O da şudur. Üçünü de tanıdığım, bildiğim kadarıyla Yusuf Ziya Cömert, Mehmet Ocaktan ve Mustafa Karaalioğlu 'bugün ve burada elde ettikleri için' oldukları yerde değillerdir. Üçü de, meselenin aslında ne olduğunu bilen, davacısı oldukları davayı 'çekirdekten' sahiplenmiş isimlerdir. Hatalarıyla sevaplarıyla, eksikleriyle fazlalarıyla bu üç isim de 'mahallemizin' abileridir. Ve mahallerimizin abilerine reva görülen bu 'operasyon', asla hak etmedikleri bir biçimde gerçekleştirilmiştir.

MAHALLEYE PİSLEMEYE NİYETLENENLERİ
DEHLEYECEK GÜCÜMÜZ VAR EVELALLAH

Dün tweetini attım. Bazıları bu operasyonun arkasında Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından Yiğit Bulut'un olduğunu iddia ediyor. İhtimal vermem, veremem. Çünkü Yiğit Bulut'un gücü mahallemizin abilerine yetmeye başladıysa bizim dükkânı kapatıp gitmemiz iktiza eder. Oysa bizim ne bir başka mahallemiz ne de açabilecek başka bir dükkânımız var. (...)

Gerçi benimki de laf. Belki de tüm bu olup bitenlerin altında tam da bu vardır: Birileri bizim bir yere gitmeyecek olmayışımıza fazla güveniyordur belki de. Doğru, biz bir yere gitmeyiz, ama mahallemize pislemeyi itiyat haline getirmiş birilerini mahallemizden dehleyecek gücü de her dem kendimizde buluruz evelallah...

ÇOK OKUNANLAR