MEDYA KÖŞESİ

Yeni Şafak yazarı, Soner Yalçın'dan alıntı yaptı bakın neler yazdı

Yeni Şafak'taki köşesinde Sözcü yazarı Soner Yalçın'dan alıntılar yaparak toplumun birlik ve beraberlik içindeki halini anlatan Salih Tuna " Birliğimizi, birlikteliği bozan “FETÖ'cü olsun” mu?" diye sordu.

Yeni Şafak yazarı, Soner Yalçın'dan alıntı yaptı bakın neler yazdı
GAZETECİLER.COM - 15 Temmuz FETÖ'cü darbe gişimi sonrası, Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni, sağcı, solcu, ülkücü, akıncı, CHP'li, AK Parti'li, MHP'li demeden tüm Türkiye'nin bir birlik olduğunun altını çizen Salih Tuna, Yeni Şafak'taki köşesinde "Bir ara “vatan yahut papyon” moduna girmişti" dediği  Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın'ın bir yazısından alıntılar yaparak geçmişte birbirini çarpık şekilde değerlendiren toplumu bu birlik ve beraberliği korumaya çağırdı.

İşte Yeni Şafak gazetesinde Salih Tuna'nın "Kürtler işte bunun için davet edilmedi" başlıklı yazısından dikkat çeken bölümler:  

... Hâlâ Kürtler neden Yenikapı'ya davet edilmedi diyen şebekler var.

Kardeşim, Kürtler ilk günden beri meydanlarda, siz neden bahsediyorsunuz. Kürtler İstanbul'da, İzmir'de, Ankara'da, Diyarbakır'da, Muş'ta...

Dün de Türk kardeşleriyle omuz omuza aslanlar gibi Yenikapı'daydılar.

(...)

Herkes oradaydı.

Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni, sağcı, solcu, ülkücü, akıncı, CHP'li, AK Parti'li, MHP'li herkes…

Madımak faciası, Uğur Mumcu'ların katledilmesi, 28 Şubat darbesi, Roboski katliamı, Gezi tertibi, Kobani provokasyonu (ila ahir) bu milleti bölemedi.

Artık herkes oyunu gördü.

Soner Yalçın geçenlerde bu meyanda çok önemli

Balyoz-Ergenekon operasyonlarını salt 'Cemaatçi subayların önünü açmak için yurtseverler hapse atıldı' diye okursanız, yanılırsınız!...” dedikten sonra, hapse atılan subayların salt Batı'yla değil Doğu'yla/ Asya'yla yakınlaşmalıyız diyenler olduğunu örnekler vererek anlatmaya çalıştı.

Dedi ki: “ABD-NATO, 1990'lı yılların başında Türk Ordusu'nun kontrolünden çıktığını anladı. Öyle ki, Atatürk'ün 'komşular arasındaki ihtilaflara karışmayınız' sözünü şiar edinen komutanlar, Irak işgaline hep karşı durdu. Örneğin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay istifa etti…

Dedi ki: “Üst akıl, Cemaat ile ilişkileri 'Ilımlı İslam' konseptini oluşturarak o yıllarda geliştirdi. İlk hedeflerinden biri, Kemalizm düşmanlığı yapmak ve TSK'yı güçten düşürerek tasfiye etmekti. /Bu 'üst aklın' oyununa; kimi solcular, kimi Kürtler ve çoğunlukla İslamcı çevreler hemen geldi…”

Acaba öyle mi?

Kimi Kemalistlerin aklına “ılımlı İslam”ı bizzat “üst akıl” sokmuş olmasın. Hem de 90'lı yıllardan hayli zaman önce.

CIA ajanı Graham Fuller'in 1987'de (Cevdet Sunay zamanında Çankaya'da yaverlik yapmış, jandarma istihbarat subayı, 28 Şubat'ın Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın da sınıf arkadaşı) Remzi Gökseven Paşa'ya ne dediğini hatırlamanın tam vaktidir.

O halde buyrun hep birlikte İsmail Nacar'a kulak verelim: “Faruk Sükan'ın (zehir hafiye unvanıyla da bilinen eski İçişleri Bakanı) bürosuna gittiğimde, Remzi Paşa'nın yanında birkaç önemli subay arkadaşı da vardı. Ben, PKK ile ilgili bir meseleyi açacaklarını beklerken, kendisiyle yakın hukukum da olan Remzi Paşa, bana, 'Graham E. Fuller ve çevresi, İran'ın Türk Cumhuriyetlerinde etkili olduğunu söylüyor. Özellikle din konusunda Türkiye'nin devreye girmesini ve bunun için Gülen cemaatinin buralarda önünün açılmasını arzuluyorlar” diyerek, fikrimi sordu…

Gördünüz mü faaliyet ne zaman nasıl başladı?

Bir ara “vatan yahut papyon” moduna giren Soner Yalçın'ın mezkur yazısındaki şu satırları çok çok önemli: “28 Şubat post-modern darbesi, 27 Nisan e-muhtırası bu büyük oyuna hizmet etti. (Ki bundan önce devrimci aydınlar öldürülerek laiklik konusunda hassas olan çevreler kışkırtıldı!)…

Bu oyunlar yüzünden birbirimizi adeta lunapark aynalarından gördük. Bu optik yanılsama yüzünden de haliyle birbirimizi “çarpık” gördük.

Bu oyunları gördükçe, birbirimizi de göreceğiz, birbirimizi gördükçe de barışmayı başaracağız.

Soner Yalçın, söz konusu yazısını, “Umarım hepimiz barışmayı başarabiliriz. Çünkü bu canım ülke hepimizin…” şeklinde nihayete erdirmişti.

Yenikapı'daki muhteşem mitingle birlikteliğimizi yedi düvele göstermiş olduk.

Hadi şimdi kavilleşelim:

Birliğimizi, birlikteliği bozan “FETÖ'cü olsun” mu?

ÇOK OKUNANLAR