Yeni Dışişleri Bakanı ve Türkiye Gazetesi...
Türkiye Gazetesi Nuh Albayrak’ın medya gurup başkanlığına atanmasından sonra yeniden yapılanıyor…
ADNAN BERK OKAN
Rusya ile ABD uyum içinde dünyayı yeni bir barışa doğru götürüyorlar…
Çok mu iddialı oldu?..
Hayır, iddialı değil gerçek…
Neden böyle olduğunu önümüzdeki hafta başında anlatırım…
Ancak…
Bu yeni “barış” hamlesini Türkiye tabii ki sevmedi…
Hem de Dolar (Dünkü barış ihtimali, dinginlik mesajı nedeniyle…) tepe takla düşüp, 2.01’e gerilediği halde sevmedi…
Neden sevmedi?..
Bugün o konuya girmeyeceğim çünkü “gazetecileri” ilgilendirse de (Şimdilik) “gazeteciler.com”un konusu değil…
Bu arada hemen bir şey söyleyeyim…
Göreceksiniz ki Rusya’nın Esad’ı kimyasal silahların denetimi ve imhası konusunda ikna etmesi; bu iknaın ABD tarafından da “uygun” görülmesi Türkiye’de çok önemli gelişmelere gebedir…
(Eğer) Sayın Başbakan sertleşmez, öfkelenip bu defa hem ABD ve hem de Rusya başkanlarını azarlamazsa Dolar daha da düşecektir…
Kim bilir?..
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı “Dolar yılsonunda 1.92 olacak” derken belki de bu gelişmeleri tahmin etmişti..
Neyse…
Dediğim gibi…
Suriye konusunda bundan sonra ABD – Rusya ekseninde yol alır, her iki müttefikimizle de uyumlu çalışırsa Dolar daha da düşecek, yılı MB Başkanı Başçı’nın hedeflediği (1.92) kurdan kapayacaktır…
Başka ne değişiklik olacaktır?..
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Başbakan Erdoğan’ı daha fazla zorda bırakmamak için istifa edecektir…
İstifa ayıp değil, gerektiğinde erdemdir…
Yerine kim mi gelecektir?..
Tahminim; Volkan Bozkır’ın yeni dışişleri bakanımız olacağıdır...
Ya da Egemen Bağış dışişleri bakanlığına kaydırılırken, Volkan Bozkır ondan boşalan AB bakanlığına getirilecektir…
Kimileriniz, “sen daha önce dışişleri bakanlığına Ekmeleddin İhsanoğlu; o da olmazsa Prof. Nevzat Yalçıntaş’ı önermiştin ne oldu?.. O görüşlerinden vazgeçtin mi?” diye sorabilirsiniz…
O günün şartlarında (Ekmeleddin Bey’e hakaret edildiği, Mısır’ın taaa içine kadar daldığımız o günlerde.) biraz da “fantastik” bir önermeydi…
Davutoğlu’nun da önce dışarıdan atandığına atıfta bulunaktı ki o noktaya dikkat çekmiştim…
Bugün durum çok farklı…
Bugün için yapılacak en gerçekçi atama Volkan Bozkır…
Diplomaside muazzam deneyim sahibi…
Geçmişi tertemiz…
Uzlaşmacı…
Turgut Özal ve Süleyman Demirel gibi iki “sakin” cumhurbaşkanına başdanışmanlık yaptı…
Hem AB hem de dünya diplomatları tarafından bilinen, tanınan, kabul gören saygın bir kişilik…
Başbakan Erdoğan’a samimiyetle bağlı…
Ağırlığı olan ve haliyle Başbakan’ı yanlış yapabileceği konumlarda (Kırıp dökmeden) “uyarabilecek” kadar sağlam bir karizması var…
Dediğim gibi olmazsa; Başbakan’la son 10 yılda büyük uyum sağlayan, sekuler yaşam tarzı ve demokrasiye olan bağlılığı ile Egemen Bağış dışişleri bakanlığına kaydırılıp, Volkan Bozkır AB Bakanı olabilir…
Unutmayınız ki önümüzdeki süreçte atacağımız en gerçekçi adım; laik yapının mutlaka korunacağının mesajlarını vermek, buna bütün özgür dünyayı inandırmak olmalıdır…
Pardon…
Aslında ben bugün Taraf’ın bazı eski yazarlarının Türkiye Gazetesi’nde yazmaya başlayacakları üzerine bir analiz yapacaktım…
Ama…
Bir baktım buralara kadar gelmişim…
Neyse…
Daha fazla uzatmadan asıl konuya geleyim…
Haberi gazeteciler.com’da okudum…
Türkiye Gazetesi Nuh Albayrak’ın medya gurup başkanlığına atanmasından sonra yeniden yapılanıyor…
Nuh Albayrak deneyimli bir gazeteci…
Türkiye Gazetesi’nin geçmişini çok iyi bildiği için “nerede hata yaptık?” sorusunun cevabını da en doğru verecek olanlardan biri…
Kurulduğu ilk günden beri çizgisi de belli…
MHP’den çok farklı bir “Türklük” anlayışı olan yazarlarla çalıştı bugüne kadar…
Bundan sonra ise daha ziyade “eski sol” ama yeni “liberal” çizgide olan yazarlara köşe verilecek…
Hepsi de son on yılda Ak Parti Hükümeti ve Başbakan Erdoğan’ı destekleyen yazarlar…
Demokrat, hukukun üstünlüğü ilkesine inanmış, terör sorununun silah değil siyasetle çözüleceğine “iman” etmiş meslektaşlarım…
Ahmet Altan’ın yönetimindeki o muhteşem Taraf’ta gerçekten iyi iş yapmış dostlar…
Altan’ın Hükümet’e ve Başbakan’a muhalefet etmedeki aceleciliği(!) üzerine itiraz edenler…
Hükümet’in de Başbakan’ın da desteklenmesini isteyenler…
Türkiye Gazetesi okurları; Yılmaz Öztuna (merhum) Necati Özfatura, Prof. Nevzat Yalçıntaş gibi “Türk Müslümanı” isimlerden sonra bu yeni kuşağın değişimci, yenilikçi, hem demokraside ve hem de ekonomide iberalizasyondan yana; “Türk Müslümanlığı” konusunda pek de hassasiyetleri olmayan kalemlerini ne kadar bağrına basacak göreceğiz…
Ama günümüz gazeteciliği statükoyu kaldırmıyor…
Son on yıldır cumhuriyet tarihinin en radikal sosyal, siyasal, hukuksal ve ekonomik devrimlerini, dönüşümlerini; demokrasi tarihinin “en muhafazakâr” olarak tanımlanan siyasi kadroları gerçekleştirdi…
Bu değişim ve dönüşümde Taraf’ın eski yazarları Alper Görmüş, Yıldıray Oğur, Melih Altınok’un payının olduğunu inkâr etmek, haksızlık olur…
Keza Arzu Yıldız’ın da Türkiye’nin yeni yapılanmasına “olumlu” katkı yapacağına inanıyorum…
Bu arada Fuat Uğur’un da aynı kadroya katılması, çok uzun zamandır haksızlık yapıldığına inandığım Uğur’un da bir bakıma hakkının teslimi; kendisi için yaratılmış (Nuh Albayrak tarafından) yeni bir fırsat olacaktır…
Uğur, Türkiye Gazetesi’ndeki yeni yapılanmaya en kolay uyum sağlayacaklardan biri olacaktır kanaatindeyim…
Ama…
Dediğim gibi…
Nuh Albayrak’ın gerçekleştirdiği bu yeniden yapılanma az buz bir dönüşüm değildir…
Daha da öte; Türkiye gibi bir gazete için “devrim” bile sayılabilir…
Beşşar Esad, babasından kalan eski ve bir türlü dönüşemeyen kadroları tasfiye edemediği için sonunda duvara tosladı…
Nuh Albayrak devraldığı eski kadroları kırıp dökmeden, incitmeden, gönüllerini alıp onları onore ederek tasfiyeyi gerçekleştirebilirse büyük iş başarmış olur…
Aksi olursa; ille de Taraf’tan gelenlerle Türkiyeli eski tüfekler arasında “hır” çıkacağını söylemek “kehanet” sayılmamalıdır…
Keşke güzel bir uyum olsa…
Keşke Erdoğan da Türkiye’deki bu yeni yapılanmanın değişimci, dönüşümcü, barışçı demokrat ve küreselci kadrolarının (çok sık olmasa da) kendisine yönelik muhtemel eleştirilerine de “hoşgörülü” davranabilse…
Keşke…
Nuh Albayrak’ın “uyumlu, uzlaşmacı, uzlaştırıcı, dönüşüme açık” karakteriyle gazete içindeki tesanütü sağlayacağına inanıyorum…
İnşallah yanılmam…
Zorunlu not: ne zaman bir gazete veya televizyon yönetimi hakkında “iki satır” güzel, olumlu şeyler yazsam hemen “ne o?.. transfer mi oluyosun?” diye kafama çivi çakanlara…
Ve…
Zarafetimi zafiyetimmiş gibi algılayıp; “bana pas atıyor; yalakalık yapıyo ki onu da göreyim” diye düşünebilecek olan (kimi) dostlara duyurudur: Yerimden çok memnunum; işinize bakın…