Yemişim senin gibi moderatörü kardeşim...
O kavgalarda konukların kaybediyor… Sen kazanıyorsun… Zira… Reytingi alan sen… Küfürleri işiten onlar oluyor…
Bak Ahmet Hakan…
Grotesk tipleri kendi programının gediklisi yapan sensin…
Konuklarından biri için:
“Adam sade kahve söylerken bile polemik çıkarıyor…” diyen sensin…
Bir diğerinin sertlikle yumuşaklık arasında hızla gelip gittiğini söyleyen sensin…
Ama…
Aynı konuğunun hareketlerini takip edemediğini söyleyen de yine sensin…
* * *
Meselâ geçen gece…
Sehpaların kırıldığı…
Atılan yumrukların şiddetiyle su bardaklarının havada perende attığı gece…
Yahu Ahmet…
Ekran karşısında bizler bile kavganın gelmekte olduğunu fark ettik…
Ama sen ne yaptın?..
Gözlerini sessizce bir o tarafa bir bu tarafa kaydırıp durdun…
Yani…
“Allah!...” der gibiydin içinden… “Şimdi reytingin dibine vurdum…”
o halde…
O çirkin…
Seviyesiz…
Ve kabul edilemez kavgadan sonra: “yere batsın reytingin” demen hiç de inandırıcı değil…
* * *
Annen demişmiş ki sana:
“O kavgacılar kendini kurtarır da olan sana olur…”
O söyledikleri anneciğinin ne kadar saf ve temiz olduğunu gösterir…
Ama…
Yanılmadığına işaret etmez…
Çünkü…
O kavgalarda konukların kaybediyor…
Sen kazanıyorsun…
Zira…
Reytingi alan sen…
Küfürleri işiten onlar oluyor…
Eve gidince eşlerinden fırçayı da yine onlar yiyor…
* * *
Bırak şimdi “ben de aldatıldım abilerim ablalarım” ayaklarına yatmayı…
Hani yeni yetme olursun anlarım…
“Önüne bir çıtır atmışlar o da yemiş” derim…
Ama be arkadaş…
20 yıldır ekranlardasın…
Yirmi koca sene…
Yirmi yılda minnacık bir bebecik, dev gibi bir adam olup da askere gidiyor; vatanını korumak için…
Sen 20 yılda halen küçücük bir ekran felsefesini öğrenemediysen ne işin var o ekranda?..
* * *
Gencecik bir çiftçi, işaret parmağının ucunu diliyle hafifçe ıslatıp havaya tuttuğunda rüzgârın nereden estiğini anlıyor…
Bakışlarını gökyüzüne çevirdiğinde yağmurun yağıp yapmayacağını öngörüyor...
Çünkü…
Babasından, dedesinden öğreniyor bütün bunları…
Yahu sen 20 yıldır ekrandasın...
Hemen her programına aynı kişileri çıkarıyorsun...
Seni duyan okuyan da her programına çok farklı kişi ve kişilikleri davet ettiğini…
Bu nedenle yanılabileceğini zanneder…
Yeme bizi…
Hep aynı kişiler…
Hep aynı karakterler…
Buna rağmen…
Ve halen…
“Konuklarımın ne zaman ne yapacaklarını öngöremiyorum” diyorsun…
Bırak o zaman kardeşim…
Yapma bu işi...
* * *
Neymiş?..
Moderatörlere kıymamalıymışız…
Yemişim senin gibi moderatörü kardeşim…
Eski Yunan’da, savaş alanından en çabuk kaçan kişinin hitabeti en güçlü olan kişi olduğu söylenirdi…
Senin de hitabetin çok yüksek ama…
Yakup MURAT
