Yazmayın kardeşim; ölecek değilsiniz ya...
Siz hiç son dört aydır Başbakan Davutoğlu'nu eleştirenlerin başına bir belâ geldiğine tanık oldunuz mu?..
ADNAN BERK OKAN
Sevgili köşe yazarı kardeşim…
Sizin başka işiniz yok mu Allah aşkınıza?..
Bana bakın…
Yazmıyorum diye ölüyor muyum?..
İşsiz mi kalıyorum?..
Yoooo…
Aslan gibiyim…
Allah bin bir bereket versin; (Hepsini Telekom, Türkcell, Digitürk, D-Smart gibi iletişim şirketlerine ödesem de) maaşım bile var…
Yani…
“Yazmıyorum” dediysem…
Roman yazmıyorum…
“Yazmıyorum” dediysem…
Senaryo yazmıyorum…
“Yazmıyorum” dediysem…
Ekonomi yazmıyorum…
“Yazmıyorum” dediysem…
Siyaset yazmıyorum…
Ama…
Görüyorsunuz…
Yine de "işsiz" değilim…
Gerçi yaptığım iş en az:
Senaryo yazmak…
Roman yazmak…
Ekonomi yazmak…
Siyaset yazmak kadar zor…
Ama…
Olsun…
En azından siyasetçileri…
Savcıları…
Yargıçları karşıma almıyorum…
Hatta…
Engin Ardıç da şikâyetçi olmasa zırt pırt; meslek hayatım resmi görevli polis, savcı, yargıç görmeden geçip gidecek…
Siz de;
Roman yazmayın…
Senaryo yazmayın…
Ekonomi yazmayın…
Siyaset yazmayın…
Engin Ardıç yazmayın…
Konu mu yok yahu?..
Diyelim ki siyaset yazmayı çok seviyorsunuz…
İyi ama kardeşim…
Hakkında yazı yazılacak…
Eleştiri yapılacak…
Küçük adıyla hitap edilecek tek kişi Sayın Cumhurbaşkanı mı bu memlekette?...
Bakın…
Sayın Cumhurbaşkanımızı eleştirmeyenlerin başına bir şey geliyor mu?..
Gelmiyor?..
Siz hiç bugüne kadar muhalefet liderlerinden birini eleştirenlerin başına bir belâ geldiğine tanık oldunuz mu?..
Siz hiç son dört aydır Başbakan Davutoğlu'nu eleştirenlerin başına bir belâ geldiğine tanık oldunuz mu?..
Olmadınız…
O zaman bırakın Sayın Cumhurbaşkanı’nı da muhalefet liderlerini eleştirin…
Bırakın Sayın Cumhurbaşkanı’nı da munis, tatlı dilli, güler yüzlü, ceylan gözlü başbakanımızı tenkit edin…
Diyelim ki…
Senaryo veya roman yazdınız…
O zaman da çiçek yazın…
Böcek yazın…
Seks yazın…
İki karşı cinsin duhul vaziyetlerini en edebî (Amman haaa!.. “Edepli” değil, “edebî”) dilinizle anlatın…
Hem çok satar kitabınız...
Hem de mahkeme mahkeme dolaşmazsınız…
Ve...
“Köşe Yazarı” olamasanız da “Köşe Yazar” olursunuz…
Yani arkadaşlar…
Yani sevgili meslektaşlarım…
Bırakın şu dizi film senaryosu falan yazmayı…
Vazgeçin Sayın Cumhurbaşkanımızı eleştirmekten…
Hatta mümkün olduğunca övün…
Hatta Sayın Cumhurbaşkanımızı eleştirme pervasızlığını gösteren meslektaşlarınızı dövün…
Göreceksiniz…
Hem başınız belâya girmeyecek…
Hem de çok rahat edeceksiniz, çokkkk…