MEDYA KÖŞESİ

Yazarlarının kaleminden İnternethaber

Gücünü sadece okuyucularından alan İnternethaber, 10. yılını kutluyor. İşte İnternethaber yazarlarının kaleminden 10 yılın öyküsü.

Yazarlarının kaleminden İnternethaber

Tırtıllar kemirmeye başlarsa...

Lütfü Türkkan

Hadi Özışık ile bir araya gelmemiz 2003 yılında oldu bizim. İnternethaber ile ise çok daha önceden başlayan bir okur gazete ilişkimiz vardı.

 Bu haber portalını çıkaran ekibi tanımak istediğimi söylemiştim Hadi Özışık ile tanışan İşadamı bir dostuma.

 Tanıdığımda ilk dikkatimi çeken iddiasız duruşu, bu işleri yapan adam bu değilmiş gibi alçak profilli tavrıydı.

 Bu tanışmamız zaman içinde önce dostluğa, sonra da yazar patron ilişkisine götürdü bizleri.

 Arada bir süre yazmadığım dönem oldu. Ama bu dönem dostluğumuzun zafiyete uğraması bir yana, daha da pekişmesine sebep oldu.

 İnternethaber’i Türkiye’nin arkasında medya deseği olmadan en çok okunan haber portalı yapan Özışık Ailesi, tabii ki tek başına Hadi Özışık’tan ibaret değil.

 Bugün 10. Kuruluş Yılı’nı kutlayan İnternethaber’in arkasında, Süleyman Özışık, Mehmet Özışık ve şu anda gündeme getirdiği bomba gibi haberlerle İnternet Medyası’nın haşarı çocuğu www.sonsayfa.com'u yayına hazırlayan, Özışık Ailesi’nin en karizmatik bireyi Baki Özışık var.

 Tabii soyadı Özışık olmayan ama ailenin ferdi gibi gecesini gündüzüne katarak çok daha iyi işler çıkarmak için çabalayan onlarca arkadaşımız var.

 Bunların içinde biri var ki adını anmadan geçmek istemiyorum.

 Oktay Sağlam bu arkadaşımız.

 Süleyman Özışık’ın tabiriyle “Oktay Sağlam, en sağlam”.

 Yedi yıldır aralıksız görevinin başında Oktay Kardeşim.

 Toprağım Rahmetli Şakir Ağabey’in bizlere emaneti Barış Süter var, Nur Akman var, Mehmet Şimşek var, Hacer Alkan var, Kübra var, Hasret var, Nilgün var…

 Geçmişte hizmet edip de şu anda burada olmayan birçok kişinin emeği var bu haber portalının hazırlanmasında ve bu günlere ulaşmasında.

 Hadi Özışık’a bu noktaya gelmesinin ardından birde vaz-ı nasihatim var.

 Geçmişte hiçbir zaman yanında olmayan ama başarıdan nasiplenmek isteyen çok “tırtıl” peydahlanmıştır mutlaka çevresinde.

 Doğaldır bu. Zira bu “tırtıllar” paranın ve başarının kokusunu herkesten daha iyi alırlar.

 Bunların önünde bir tek engel vardır yeşeren yaprakları yemek için. O da birlik ve beraberliktir.

 Hadi Özışık, ola ki bir gün “tırtıllar”ın bu engeli yok etmek uğruna kemirmelerine mağlup olur, bilsin ki sırtının yere gelmesi yakındır.

 Onların gazıyla kalkıp da kerameti kendinden menkul sayarsa, anlasın ki bereket de yol almıştır başka adreslere, rızık da.

 Çalışmak, eyvallah.

 Kanaat, ona da eyvallah.

 Ama Cenab-ı Allah’ın bu rızkı hangi kulunun hatırına verdiği bilinmez.

 Çok çalışana, çok isteyene değil, Allah, rızkı istediğine verir. Özışık Ailesi içinde kimin hatırına Rabbim bahşetmiştir bu rızkı bilmiyoruz.

 Ez cümle Hadi Kardeşim, eskiden olduğu gibi, işine, birlik ve beraberliğinize, kardeşlerine ve hepsinden önemlisi Allah’ın ipine sımsıkı sarılmaya devam et..

 Menzilin uzun, bahtın hep açık olsun.

 Nice 10 Yıllara İnternethaber..

 


İnternet medyasının önderi 10 yaşında...


[page_end]
  

İnternet medyasının önderi 10 yaşında...

Sedat Üreten

 

Ne günlere geldik şu medyada!

Bizim kuşak çok tuhaf bir dönem yaşıyor.

Bu meslekte klasik daktilolarda haber yazarken, bir yerden bir yere teletex ile haber geçerken, ardından faximile cihazları ve compugrafik başlık ve dizgi makineleri bile lüks gelmişti gözümüze.

 Telsiz kullanmak yasaktı, özel helikopter olamazdı.

Şehirler arası milletler arası konuşmak için santrala telefon numarası verip, saatlerce beklerdik. O günlerde cep telefonu da hayaldi, bilgisayar da. Sonra onlar da geldi.

Mobil telefonları önceleri taşıması bile güçtü ama gittikçe küçüldü. Medyaya ilk bilgisayar girdi. Ne mutlu ki bana, medyada ilk kullananlardan oldum. Gazeteyi öyle hazırlamaya başladık. Hatta bilgisayar ile hazırlanan ilk derginin Genel Yayın Müdürlüğünü yapma gururunu yaşadım.

Ardından kişisel bilgisayarlar geldi. Geldi ama oyuncak gibiydi başlangıçta, öyle algılanıyordu. Hatta oyun programları ile pazarlanmaya çalışılan Atari marka bilgisayar, oyun bilgisayarı olarak algılanınca, iflah olmaz bir kayıp yaşadı ve marka yok oldu. Kendini bir daha “bilgisayar” olarak anlatamadı.

Kişisel bilgisayarların proje, plan, raporlama gibi nimetlerinden yararlanıyorduk da, yaşamı değiştiren esas gelişme “İnternet” oldu.

Müthiş bir gelişmedir internet. Dedim ya bizim kuşak çok tuhaf bir dönem yaşıyor diye, işte o günlerde son teknoloji sandığımız icatlardan bugünlere kadar olan değişimi yaşama şansını yakaladık. Tabii bu gelişmelere ayak uyduramayanlar da oldu. Onlara ne oldu? Erken emekli oldular!

Bizler ise, demek ki elimizdeki imkanlar yetmiyormuş, bu gelişmeleri fırsat bilip yalamadan yutuverdik. Ayak uyduramasaydık, acımasız yaşam bizi de emekliye sevkederdi.

Ama nerede, bugünün yetişkini bizler neredeyse gençlerden fazla kullanıyoruz bugünkü teknolojiyi. Günümüzün, iş hayatımızın tamamı bilgisayar ve internetle geçer oldu. Çocuklarımızın bugünkü teknoloji ile büyümesine önderlik ediyoruz, onların bilişim teknolojisi ile yaşayacakları gelecek yıllara imreniyoruz.

Müthiş gelişme “İnternet” oldu dedik ya, işte o yıllarda “İnternet” ile “Haber” yan yana geldi ve “İnternethaber.com” doğdu.

İnternethaber bugün 10.yaşını kutluyor.

Sevgili Hadi Özışık, internet haberciliğinin önderi İnternethaber’in patronu olarak bugün önemli bir konumda. Girişimciliğini ve bu sektöre katkısını takdir ediyorum. Haftasonu sahil yolunda karşılaştık, koşuyordu. Yani artık sağlığı ile ilgilenecek zaman bulabiliyor. Ama o ilk günler öyle miydi ya?

Teknolojik sorunlar, eleman yetersizliği ve maddi yetersizlikler, o günlerde harcadığı emeği karşılıksız bırakıyordu. Yokluklar ve zorluklar içinde yayıncılık yapmaya çalışmanın ne demek olduğunu ancak bilen bilir.

Eveet, o günler artık çok gerilerde kaldı. Delikanlı İnternethaber bugün güleryüzlü, enerjik, dinamik görünümü ve içeriği ile, “Haber” arayanların başvuru kaynağı. Hem de 24 saat süresince.

10 yıl nasıl da geçivermiş. Döndüm şöyle bir geriye baktım ki, bir yazarı olarak benim de İnternethaber ile 5 yılım geride kalmış. Gurur dolu 5 yıl…

İnternethaber ailesi olarak mutluyuz, gururluyuz.

Ortadaki bu başarının bir halkası da siz okurlarımızsınız.

Hiçbir yayın organı, okurları olmadan var olamaz.

Bu nedenle, 10.yıl mutluluğumuzu ve gururumuzu tabii ki siz okurlarımızla birlikte yaşıyoruz.




İnternet Haber 10. Yaşında
[page_end]

İnternet Haber 10. Yaşında

Yasemin PULAT

Günden güne büyüyen, bu süre içinde bünyesine

“İnternet Spor,”

“Gazete Oku,”

“Gazeteciler,”

“İnternet Finans” ve

“Haberciler.com’u da katarak kocaman bir yayın kuruluşuna dönüşen İnternet Haber’in kuruluşunun 10. Yılı bugün. 

Zaman nasıl da çabuk geçiyor aslında.

Ben iki yıla yakın bir zamandır yazıyorum.

Kaç yazı olmuş saymadım ama kendi çapımda bir tarih yazmışımJ

Siz bir de İnternet Haber’in arşivini düşünün…

Bir internet sitesi olmanın çok ötesinde artık, bir medya kuruluşudur İnternet Haber.

35 kişinin çalıştığı,

Son dakika haberlerinin hızla okuyucusuna ulaştırıldığı,

Hep daha iyi olmanın peşinde,

Kendiyle yarışan,

Farklı fikirleri, farklı görüşleri, farklı kalemleri bünyesinde barındıran,

Yazarlarını özgür bırakan,

Her şeyden önemlisi okurlarıyla birlikte hareket eden,

Yeniliklere ve değişime açık bir yayın kuruluşunun başarısı yadsınamazdı zaten.

İyi ki 10 yıl önce doğmuş, 

İyi ki 10 yıldır hiç durmamış,

İyi ki 10 yıldır var.

İnternet Haber’in görünen yüzü dışında bir de görünmeyen bir yüzü var.

Yorum editörlerini devlet kurumlarında iş bulamayan engelli vatandaşlardan seçen,

Gerçekten ihtiyacı olan insanlara işveren,

Evinde çalışmaktan başka şansı olmayan kişileri de bünyesinde barındıran İnternet Haber,

bir anlamda vicdani sorumluluğunu da unutmadan devam ediyor yoluna.

Bu kadar profesyonel olup, bu kadar da insani duygularla hareket etmek sanırım İnternet haber’i aynı zamanda “bir aile” yapan.

Sizlerle ve bizlerle daha nice yıllara…

Bizi okumaya devam edinJ




10 yılda gelen büyük başarının hikâyesi
[page_end]

10 yılda gelen büyük başarının hikâyesi

Adnan Berk OKAN


İNTERNETHABER’İN İLK ON YILI

Şoförüm daha önce gelip adres tespiti yaptığı için sokağı ve ofisi çok iyi biliyordu. Kadıköy Rıhtım Caddesine açılan dar sokaklardan biriydi. Beni kapının önünde aceleyle indirdikten sonra iş hanının kapısını gösteren şoförüm, “falanca kat” deyip hemen direksiyona koştu zira arkamızda küçük bir minibüs filosu birikivermişti.

 

                           * * *

Han kapısından içeri girdiğimde merdivenler karanlıktı.

Zili el yordamıyla buldum. Kapıyı genç bir kız açtı. Kendimi tanıttım:

“Buyurun efendim Hadi Bey de sizi bekliyor”.

 

Mütevazı bir ofisti. Daha doğrusu üç oda bir salon, evden bozma bir işyeri.

Son derecede ucuz ama zevkli döşenmişti.

İlk anda daha insana “güven” veriyordu.

Hadi (Özışık), salonu kendine çalışma odası yapmış.

Diğer odalara da küçük masalar ve bilgisayarlar konmuştu.

Ufak ama sevimli bir mutfak vardı…

 

                            * * *

Beni, başaracağından emin insanlara has güvenli bir gülümseme ile karşılayan Hadi kollarını açarak boynuma sarıldı.

“Hoş geldin abi”…

“Hoş buldum Hadi. Merdiven boşluklarını aydınlatması gereken ampuller hariç gerçekten de her şeyi çok hoş buldum”.

“İş hanı yönetimi ihmal ediyor ama ben bugün onları taktıracağım”.

“Çok para harcamışsın, inşallah kazanırsın”.

“Yok abi ya, 350 dolar param vardı gerisini borçlandım”

 

                            * * *

Bu anlattığım olayın geçtiği tarihi net hatırlamıyorum ama 2000 yılının başları olmalı.

Aradan 10 yıl geçti.

Geçtiğimiz ay yine gittim Hadi’yi ziyarete.

Bu kez 400 metre karelik bir gökdelen katında, boğazdan geçen gemileri seyrettim kahvemi yudumlarken…

Ve…

100 metre karelik yazı işlerindeki bilgisayarlardan birinde yazdım makalelerimi.

                            * * *

Bu yazımı yazmaya başlamadan önce gözlerimi kapadım, düşündüm…

İNTERNETHABER’in kuruluş gününden bugüne kadar geçirdiği evreleri hatırlamaya çalıştım…

İlk kez gittiğim o karanlık merdivenli binadan sonra, Kadıköy Balık Pazarının az üstündeki ofisi…

Kamuoyunda “Alyans apartmanları” olarak bilinen eski subay lojmanlarındaki büyükçe çalışma yerini…

Ve en son taşınılan bu boğaz manzaralı muhteşem işyerinden önceki iki katlı, çok şık, çok temiz ve hatta çok “al beni”li mekânı…

Ve Hadi’nin ilk başlarda çektiği acıları, çileleri ve elbette ekonomik zorlukları…

Bugün 35 meslektaşımıza, emekleri karşılığı iş – aş verme durumuna gelişini…

Ve giderek daha da gelişmesini…

81 ilde bitmek üzere olan yeni yapılanmasını…

Günde birkaç yüz “Tık” ile başlayıp bugün milyonları aşan günlük tıklanma sayısını…

                            * * *

Seni seviyorum kardeşim Hadi…

Hedeflerini seviyorum…

Gayretlerini seviyorum…

Dürüstlüğünü seviyorum…

Gazeteciliğini seviyorum…

Ve…

Geleceğini seviyorum…

Ve…

Daha ileri, daha yükseğe, daha emin adımlarla gitme konusundaki kararlılığını seviyorum…

Tebrikler sevgili kardeşim…




Nice 10 yıllara İnternet Haber


[page_end]

Nice 10 yıllara İnternet Haber

Baki KARAKOL

Bugün, İnternet Haber’in 10’uncu yıldönümü!

Küçük bir zaman dilimi ama içinde neler yaşandı neler!.. Yaşananlar arasında, anılarım ve benimle ilgili anılar da var.

Yanılmıyorsam, iki binli yılların başıydı. Ev telefonum çaldı. Küçük oğlum ahizeyi uzattı, “Hadi amca…” dedi.

Hadi Özışık, Karslıdır. Onunla, Kars’tan tanışırız. Arkadaşlığımız, dostluğumuz, Rahmi Turan yönetimindeki Günaydın, Bugün ve Meydan gazetelerinde daha bir gelişti. 

Aradığında, görüşmeyeli iki - üç yıl olmuştu.

Telefonda bir süre ayrılık özlemi giderdik… Sonra, niye aradığını söyledi; peşine, İnternet Haber’de yazmamı önerdi.

Çalıştığım işyeri o yıl izin vermedi; sonraki yıllarda verdi ve yazmaya başladım.

Şimdi tutkunu olduğum internet gazeteciliğine böyle başladım.

İnternet gazeteciliğini, internet yazarlığını bana Hadi Özışık ve kardeşleri öğrettiler. Süleyman, Baki ve Mehmet Özışık’ın emeklerini unutamam.

Hadi Özışık’ın ve kardeşlerinin, Türk İnternet Gazeteciliği’ne kattıkları, kazandırdıkları ve verdikleri emek yadsınamaz! Kendilerini kutluyorum. Türk İnternet Basını Tarihindeki yerlerini, uslarının, emeklerinin ve bileklerinin hakkıyla şimdiden almışlardır.

İnternet Haber’de, okur yorumlarından kaynaklanan ciddi tatsızlıklar yaşandı. Asla onaylanıp yayına konulmaması gereken yorum adı altındaki ağır küfür ve hakaretlerin okurla buluşması, ayrılığa neden oldu.

O gün gibi bugün de, bütün okur yorumlarını okuyorum. Çok yararlanıyorum. Ama hakarete, küfre katlanamıyorum. Çünkü hak etmiyorum. Yazılarım beğenilmeyebilir, Yergilerde bulunulabilir. Saygıyla karşılarım. Ama hakarete, küfre kızıyorum. Başkasına da yapılsa…

Hadi Özışık, bu işi için profesyonel eleman çalıştırarak önlemini aldı.

İnternet gazeteciliğinde, okur yorumları, olmazsa olmazlardandır.

Yorum yazan okur içinde, günlük yazılar yazacak arkadaşların olduğuna inanıyorum. Onlara yazma olanağı sağlanmasını savunuyorum. Geçen yıl denendi. Bu defa da denenmesini öneriyorum.

Türkiye’deki internet gazeteciliğinin öncüsü İnternet Haber, işini bilen profesyonel kadrolarla daha bir öncü olacak, daha bir gelişecek…

Türkiye’nin, internet gazeteciliğine ve internet gazeteciliğinin gelişmesine gereksinimi var!

Bu gelişmeyi sağlayacak olanları selamlıyorum. Ve bu gelişmenin lokomotifi, amiral gemisi İnternet Habere, “Nice 10 yıllar” diyorum, diliyorum…

İNTERNETHABER SİZCE NE DEMEK?
[page_end]
 

İnternethaber sizce ne demek?

Hatice KÜBRA

 

Türk Basın Tarihi, Basın Yayın Tarihi, Türkiye'de Çağdaşlaşma.....

Türkiye'de gazeteciliğin gelişimiyle ilgili kalın kalın kitapların arasında kaybolurken hep şunu düşünüyorum: "Matbaadan başladık günümüze doğru yol alıyoruz. İyi hoş da ne zaman geleceğiz şu internet gazeteciliğine?"

Pratikte uçtu gidiyor internet gazeteciliği teori hala modern basında...

İnternet gazeteciliği yapan bir editör olunca insan, bir de işin akademik boyutunu da görünce böyle sabırsız oluyor demekki.

İnternethaber bugün itibariyle 10 yılı devirmiş bulunuyor. Geçen 10 yılda yaşananları bizzat yaşayanlardan dinlediğim kadarıyla biliyorum.

Ama internet gazeteciliği açısından baktığımda gördüğüm tek bir şey var:

" İnternethaber Türkiye'de internet gazeteciliği açısından çığır açmış ender sitelerden birisidir ve Hadi Özışık hiç abartısız yine Türkiye'de internet gazeteciliğinin duayenlerindendir"

Bunu not edin, tarih beni haklı çıkaracak!

Sakın patronuna yağ çekiyor diye düşünmeyin, acayip yanılırsınız. Bunu bu kadar net söyleyebiliyorum çünkü Türkiye'de internet gazeteciliğiyle ilgili ufak bir araştırma yaparsanız beni çok daha iyi anlarsınız.

Açıkcası neredeyse kaynak kıtlığı yaşayabileceğiniz bir alan bugün yazılı ve görsel basının önüne geçmiş durumda. Bu da ilginç bir tezat.

Ama kafama koydum.

Benden önce akıl eden olmazsa İnternethaber kesin tez konumdur.

Bir kaç yıl sonra Türkiye'de internet gazeteciliğinin gelişimi konusunda bir kaynak taraması yaptığınızda İnternethaber'le karşılaşabilirsiniz.

Hayatımıza bu kadar giren bir haber sitesi aman akademik alandan da eksik kalmasın:)

Ee bu kadar teknik detay yeter. Gelelim "İnternethaber sizin için ne ifade ediyor?" sorumuza...

Biliyorum çoğunuz duygusal mesajlarını anneler gününde verilecek hediye için saklıyor.

Ve yine biliyorum ki sürekli şikayet ve eleştirilerinizi yazdığınız bu köşeye duygusal bir şeyler yazmak tuhaf gelecek. Gerçi öfke, kızgınlık da bir duygu ama... Doğumgünü çocuğunu arada bir de olsa şımartmanın bir mahsuru olmaz bence. Hele ki bu sizin çocuğunuzsa...

Kendinizi üç kelimeyle tanıtın klişesinden kaçmayarak ve bundan da utanmayarak soruyorum " İnternethaber sizce ne demek?" Bu arada kelime sınırlaması yok.

Eee hediyem de yok ama en çok beğenilenleri köşemde yayınlayacağım size söz.

İsterseniz ben başlayayım;

İnternethaber; hızına yetişemediğin internete ondan daha hızlı bir patronla hakim olmayı öğrenmek demek...

İnternethaber; içinde küçük hesapların olmadığı kocaman bir aile demek...

İnternethaber; Haber Müdürümüz Mehmet Şimşek'in deyimiyle " hep destek tam destek " demek...

İnternethaber; Yazar yorumlarını kontrol ederken içinden "oooo yine saydırmışlar A.B. O'ya" demek...

İnternethaber; attığınız her haberin gün içinde sürekli ne kadar tıklandığına bakmak demek...

İnternethaber ; Çok okunacağını düşündüğünüz bir haber okunmadığında arkadaşlarınızın sizi kendi kendinize konuşurken bulması demek... ( O sırada siz şu nakaratı söylüyor olursunuz; "- Allah Allah bu haber neden okunmuyor ya" )

İnternethaber; Haber yoğunluğunda yanına yaklaşmazsanız dünyanın en anlayışlı, en kadim genel yayın yönetmenine ( Süleyman Özışık ) sahip olmak demek... (Haa bir de haber fotoğraflarını en doğru şekilde seçmediğiniz zamanlar hariç, onu unutuyordum az daha:))

İnternethaber; Sizlerin sürekli şikayet ettiğiniz, yorumlarınızı tamamen silmemek adına sakıncalı bölümleri kırparak yayınlayan yorum editörleriyle, gece yarısı acil alarmı vererek internet başında toplantı yapmak demek...( Ki inanın en az 2 saat sürüyor)

İnternethaber; her haliyle okul demek. Şanslıyım ki çok iyi öğretmenlerim var.

Ve İnternethaber benim için Nergis Demirkaya demek...( Kendisi size şu an Anayasa değişiklik sürecini Meclis'ten canlı bildiriyor. Aynı zamanda da masa arkadaşım)

Çok uzattım değil mi? Örnek olsun diye yazmıştım oysaki...

Nice 10 yıllara...

 

Yorumlar