Yaygarayı bırakın da Hürrem'e bakın!
Hıristiyan dünyası kendi peygamberlerini sevişirken gösteriyor sinemada, siz padişahların çüklerinin akla gelmesinden korkuyorsunuz…
ADNAN BERK OKAN
Yaşı benim gibi 60’ı geçenler hatırlayacaklardır.
1974 yılı başlarından itibaren Başbakan Ecevit, yardımcısı ise Erbakan’dı…
Ecevit merhum, meslektaşı İsmail Cem’i TRT Genel Müdürü olarak atamıştı…
Ve…
12 Mart darbecilerinin elinden sivil bir yönetime geçen TRT hemen özgür yayıncılığa geçiş yapmıştı…
Halkımız bir Müslüman’ın “solcu” olabileceği gibi bir Hıristiyan’ın ise “sağcı” olabileceğini İsmail Cem döneminde öğrenmişti…
Çünkü Lübnan’da çatışan solcularla – sağcılardan bir taraf Müslüman, diğer taraf ise Hıristiyan’dı…
İlginçlik nerede miydi?..
Tabii ki TRT spikerleri ana haber bültenlerini okurken, “Solcu Müslümanlarla sağcı Hıristiyanlar çarpıştı” diyordu…
Çünkü önlerine konulan haber metinlerinde öyle yazıyordu…
Derken bir belgesel yayınlandı…
Afrika’nın yoksul kabilelerinden biri tanıtılıyordu…
Kadınlar üstsüzdü…
Gülmeyin efendim!...
Sutyen mi vardı da giymemişlerdi sanki?..
Fukaraydı garibanlar…
Ve…
Gelenekleri (şartlardan doğar) kadınların üstsüz, memeler açıkta gezmelerini gerektiriyordu…
Dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan, Afrikalı fukara kadınları memeleri açıkta gösterdiği için TRT yönetimine ateş püskürdü…
Koalisyon ortağı MSP’li diğer bakanlar çıldırdılar…
O dönemin MSP destekçisi basını İsmail Cem’in sülâlesini karıştırdı işin içine…
Ne Yahudi dönmeliği kaldı, ne dinsizliği, ne imansızlığı…
Hükümet gitti, geldi…
Zaten aradan çok geçmeden de “gitti” bir daha gelmedi…
Aynı günlerde Melih Cevdet Anday Cumhuriyet’te; Adalet Bakanı’nın öfkesinin saçmalığını anlatıyordu…
Makalesinde MSP’li bakanların ve basının sekse ve cinselliğe bu kadar karşı gelişlerine anlam veremediğini belirtiyor; “Neden kızıyorsunuz?.. Hepimiz o işin sonucu doğmadık mı?” gibi ironi içeren bir soru soruyordu…
Neden mi anlattım bunları?..
Söyleyeceğim…
Oldum olası bizim, İslâm üzerinden siyaset yapan sevimli ve samimi vatandaşlarımızın cinsellik konusunda çok duyarlı olduklarını gördüm…
Gerçi onlar için yanlış ve ayıp olan “cinsellik” değildi...
Onlar cinselliğin ulu orta yapılmasına karşıydılar…
Yoksa cinselliğin kralını ve kraliçesini bizzat yaşıyorlardı…
Delikanlılık yıllarımda ara sıra müezzinlik yaptığım camiin imamı, dinimizde cinsellikte kadın – erkek birlikteliği olmak şartıyla “yasak” olmadığını anlatmak için gusül abdestindeki mazmazayı örnek veriyordu…
Bilmeyenlere Mazmazayı açıklayayım:
Gusül abdesti sırasında sağ avuçla ağza üç kere su almak ve her defasında ağzı boğaza kadar gargara şeklinde çalkalamaktır…
Ben aptal aptal yüzüne bakınca:
“Anla kardeşim” diyerek dilini dışarı çıkarmış, gülmüştü…
“Oral seks yapılması yasak değildir” demek istiyordu yani…
(Ali Rıza Demircan’ı sık sık konuk ederek İslâm’da cinselliği tartışan moderatör hanımefendiler buyurun size güzel bir konu)
Şimdiii…
Geleyim asıl konuya…
Farkındasınız…
Muhteşem Yeniyüzyıl ortalığı kasıp kavuruyor…
Gerçi benim favori dizim Çocuklar Duymasın kadar reyting yapamadı ama olsun…
Ortalık toz duman…
RTÜK bile şu an o diziyi tartışıyor…
“İslâmcı Basın” ve eski Osmanlı sevdalıları ise ateş püskürüyorlar…
RTÜK Başkan Vekili Prof.Dr. İlhan Yerlikaya Muhteşem Yüzyıl'ın halkta yarattığı olumsuz tepkiyi dile getiriyor (İlhan Bey dizinin reytingde ikinci sırayı aldığını bilmiyor belli ki)...
Yeni RTÜK yasasıyla denetimler arttırılacakmış…
Ancak siz buradaki “denetim” sözcüğünü “sansür” olarak okuyun…
Zira Yerlikaya “denetim” demeden önce, halktan RTÜK’e diziyle ilgili gelen 5 bin şikâyetten söz etti…
Anlamadım gitti…
Çünkü şikâyetlerin çoğu, Kanuni hakkında yanlış bilgi verildiğini öne sürüyormuş…
Padişah seks manyağı gibi gösteriliyormuş!..
İyi de dostlar; bizim padişahlarımızın çükleri yok muydu?..
Nefisleri yok muydu?..
Hıristiyan dünyası kendi peygamberlerini sevişirken gösteriyor sinemada, siz padişahların çüklerinin akla gelmesinden korkuyorsunuz…
Neden yahu?...
Bir şey görünmüyor ki…
Sadece akıllara geliyor…
Hiç kimse 80 yaşındaki Vezir-i Âzamın dişlerindeki muntazam duruş ve beyazlığa itiraz etmiyor filmle ilgili…
Yani…
Bundan 500 yıl önce 80 yaşındaki adamın ağzında diş bile kalmayacağını biliyor ama dizideki oyuncunun dişlerinin inci gibi göründüğüne itiraz etmiyor…
Sanki o günlerde de diş macunu ve porselen diş yapılıyormuş gibi…
Konuşmalar özensizmiş…
Tabii özensiz olacak…
Padişahlar pek de kibar adamlar değillerdi ki…
Koskoca Galatasaray ve Boğaziçi mezunlarımızın(!) konuşmalarını ve yazılarını hatırlayın…
Vatandaşa “ananı da al git” diyenleri ise anımsatmak bile istemiyorum…
Bir arkadaş tarihçiymiş ve dizi filmin toplumu idealsizleştirmekten öte bir işe yaramayacağını belirtmiş...
Vay anasını sayın okurlar…
İdealinde Sultan Süleyman’ı yaşatan bir toplum olmak nasıl bir şey acaba…
Bir bakıyorsunuz yeni yetmelerin hepsi birer Kanuni Süleyman olmuş…
Sonuç:
Delikanlılar herkesin işini bitirmiş damda kedi kovalıyorlar…
Olsun…
İdeallerine bakın siz…
Yumurta atmaktan evlâdır!..
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da endişe ve üzüntü içindeymiş…
“Diziyle ilgili şikâyetleri süratle dikkate alacağız ve kanun çerçevesinde gereğini yapacağız” demiş...
Sayın ve muhterem Bakan;
Padişahlarımızın vakitleri haremde geçmiyorsa her biri 14-15 (bilinen) çocuk yapmaya nasıl fırsat buluyorlardı?..
Dizide, Padişah babalarının defin töreninden sonra hemen hareme koşuyormuş…
Öz çocuklarını boğdurarak öldürecek kadar vicdansız bir padişah defin töreninden sonra ağıt yakacak değil ya...
Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak: “(Eskiden) Mahremi sergilemek gibi bir sinema anlayışı vardı" demiş…
Hocam siz kaç yaşındasınız?..
yüz yirmi falan mı?..
Hâsılı…
Bir ara Bihter’e takmıştınız…
Sonra Fatmagül’e…
Şimdi de Kanuni’nin çüküne…
Amman haaa!...
Eleştirmeyin demiyorum…
Eleştiri ananızın ak sütü kadar helâl…
Hatta eleştirilerinizin önemli bir bölümüne katılabilirim de…
Ama abartmayın yaaa…
“Yasaklansın!” diye tempo tutmayın…
Hem kendiniz için her türlü özgürlüğü isteyeceksiniz…
Hem de sizin yaşantınıza benzer yaşantıyı tercih etmeyen milyonlarca vatandaşın keyfine “turp” sıkacaksınız…
Olmuyor ama…
Olmadığı gibi cumhuriyet tarihinin en başarılı hükümetine de zarar veriyorsunuz (ne dersiniz yazının burasında biraz olsun yiğitleşebildim mi?)…
Hem, bırakın yaygarayı da Hürrem'e bakın Hürrem'e...
O da az fıstık değilmiş yani...