Yavuz Donat
Onu da anlatayım ve uzatmadan Yavuz Donat’ın yazılarına geçeyim…
Nuriye halamın (Allah uzun ömürler versin. Amin…) kocası Muammer enişte (Emniyet amiri idi) mealen, “Akıllı insanların başkalarının deneyimlerinden ders aldıklarını” söylediğinde 27 Mayıs askeri darbesinin üzerinden belki de bir yıl bile geçmemişti…
Nereden mi hatırlıyorum?...
Menderes, Polatkan ve Zorlu henüz idam edilerek öldürülmemişlerdi…
Çünkü onlardan da söz ettiğini hatırlıyorum…
Ama…
Net olarak neler söylemişti tam aklımda değil…
Muammer enişte merhum, benim sohbet arkadaşımdı…
Ne sorarsam sorayım mutlaka cevaplardı…
En çok da tarih dersini sevdirmişti bana…
Nasıl mı?..
Onu da anlatayım ve uzatmadan Yavuz Donat’ın yazılarına geçeyim…
Bir gün, iki eliyle yüzümü okşamış ve divanda her zaman oturduğu yere kurulmuştu…
Ben de yine her zaman olduğu gibi hemen yanına oturup sormaya başlamıştım…
Ki…
“Ayna var mı ayna?.. Şöyle küçük bir ayna” diye sordu…
Bir koşuda gittim ve anneciğimin kullandığı küçük aynayı getirdim…
Kendisine verdim…
Güldü…
“Aynayı getirirken hiç bakmadın mı?”
Bakmamıştım…
Kafamı aşağı yukarı salladım:
“Çççü”…
Aynayı yüzüme tuttu:
“Bak bakalım şimdi”…
Baktım…
İki yanağım simsiyahtı…
Şaşkınlıkla gözlerinin içine çevirdim bakışlarımı…
Şaşırmıştım…
Çünkü…
Yüzüme is bulaşması için hiçbir şey yapmamıştım…
Kocaman bir kahkaha attı Muammer enişte merhum…
“Ben sürdüm… Senin yanaklarını okşarken sürdüm”…
Ben de gülmeye başladım…
“Dikkat et bazen yanaklarını okşarken sana kara çalabilirler” dedikten sonra yüzü birden ciddileşti…
“Milletlerin tarihi ayna gibidir… Bakmazlarsa hiçbir şeyi göremeyecekleri için kendilerine çeki düzen veremezler…”
Sonra da sordu:
“Tarih derslerini seviyor musun?”
Belki çok sevmiyordum ama o andan sonra çok sevdim…
İlkokul dâhil, lise bitinceye kadar tarih derslerinde sınıfın en iyi iki talebesinden biri oldum…
Şimdi artık Yavuz Donat’ın ana başlığı altında yayımlanan makalelerine gelebilirim…
Harika…
Bana çocukluk günlerimi hatırlattığı gibi, tarih okumayı sevmenin ve tarihi bilmenin bir yazar için ne büyük bir avantaj olduğunu da bir kez daha anladım…
Teşekkürler Yavuz Ağabey…
Bugünün “Kazananı” sensin…