Yasin Aktay iyi hoş ama ya talepleri!..
Suçüstü yakalanan o “kimlik bilgisi hırsızları” hakkında "kesin şüphe" mi yoktu ki önce tutuklanıp bir – iki gün içinde serbest bırakıldılar?..
ADNAN BERK OKAN
“Hukukun üstünlüğü” ilkesinin geçerli olduğu, “Kuvvetler Ayrılığı” prensibinin uygulandığı Parlamenter Demokratik bir ülkede askeri darbe istemek:
Zavallılıktır…
Kendine ve demokrasiye güvensizliktir…
Gericiliktir…
Çağ dışılıktır…
Ancak…
Aynı ülkede; “tutukluluk” hâlinin kesinleşmemiş bir hükmün “cezasının infazı” haline getirilmesini talep etmek ve icra etmek de aynı şekilde:
Zavallılıktır…
Kendine ve demokrasiye güvensizliktir…
Gericiliktir…
Çağ dışılıktır…
Eksik hukuklu ülke...
Türkiye ne yazık ki her iki demokrasi ayıbının ve hatta suçunun da siyasetçiler – medya – yargı ortaklığında işlendiği bir demokratik parlamenter ülkedir…
Bizim gibi ihtisas mahkemelerinin olmadığı, delilden suçluya değil suçludan delile gidildiği “eksik hukuklu” bir ülkede “tutuklama” kararı almak, bakkaldan sigara almaktan daha kolaydır…
Çünkü...
Birisi ortada kesin delil yokken de sizi suçlayabilir…
Hatta üretilmiş bir şikâyetçi hakkınızda suç duyurusunda bulunabilir…
Eğer siyasal iktidar, yargı ile işbirliği içindeyse; Adalet Bakanı ve Müsteşarının yer aldığı HSYK için hakkınızda “tutuklama talep edecek” savcı ile “o talebi yerine getirecek” hâkim atamak o kadar kolaydır ki…
Hele 12 Eylül’de (bu aksaklığı görüp kabul etmeme rağmen diğer 25 madde için “evet” oyu vereceğim) anayasa değişikliği paketinin kabulünden sonra su içmek, siyasal iktidarın dilediği savcı ve hâkimi atamasından daha zor olacak…
Ve yazın bir tarafa…
Halen geçerli olan ve merhum Turgut Özal tarafından “sürekli iktidarda kalmak için” hazırlatılan seçim kanunu nasıl Özal ve ANAP’ın ipini çekmişse; anayasa değişikliği paketinde yer alan HSYK ve Anayasa Mahkemesiyle ilgili yasal düzenlemeler de bugün bu iki değişikliği savunanların başına belâ olacaktır…
Yasin Aktay iyi hoş ama ya talepleri!..
Şimdi size, hükümetin her yaptığına “mutlak destek” veren; muhalefetin her açıklamasına “mutlak karşı” çıkan ve TSK konusunda “duygularının ve ideolojisinin etkisi altında kalarak” en muhalif yazıları yazan Yenişafak yazarı Prof. Yasin Aktay’dan birkaç örnek vereceğim…
Aktay; türlü isimler altında yapılan operasyonlar sonucu tutuklanan (bilhassa) emekli – muvazzaf subaylar için şöyle diyor:
“Türkiye'de yargılama esnasında gereksiz tutukluluk hallerinin bir dizi mağduriyete yol açıyor olduğu bir gerçektir, ancak bu konu genellikle sayısız davada ortaya çıkıyor olduğu halde hiç birinde bu kadar gündeme gelmiyor olması…..”
Yasin Aktay kesin haklı…
Söylediklerinin altına imzamı atarım ama…
Eğer bu eleştiri bana veya benim gibi “mutlak yansızlık” isteyenlere karşı yapılırsa “haksızlık” olur…
Çünkü…
Ben veya benim gibi düşünen çok sayıda arkadaşım bu ayıbı işleyen medya ve siyasetçilerle aynı fikirde olmadığı gibi onların bu “kasıtlı yan tutan” tavırlarını eleştiriyoruz da…
Ve diyorum ki:
Medyada ve siyasetçilerin bir bölümünde görülen bu ayıp, türlü isimler altında yıllardır tutuklu yargılanan yurttaşlara haksızlık yapılmasını meşrulaştırmaz...
Bir başka savunması da şu Aktay’ın:
“Tutuklanmaları istenen sanıkların kendilerine isnat edilen eylemlerdeki ‘kuvvetli suç şüphesi’ ve ‘adil yargılama sürecinin selametinin tutukluluk hallerini gerektirdiği’ gerekçeleri de göz ardı edilemez”...
İyi ama sevgi Hoca;
Devletin güvenlik bilgilerini ele geçiren şüphelilerin tutuksuz yargılanmalarına neden karşı çıkmıyorsun?..
O zaman sen de eleştirdiğin kindaş medya ve siyasetçiler gibi olmuyor musun?..
Suçüstü yakalanan o “kimlik bilgisi hırsızları” hakkında "kesin şüphe" mi yoktu ki önce tutuklanıp bir – iki gün içinde serbest bırakıldılar?..
Yoksa onlarla da Büyükanıt’la yapıldığı gibi “pazarlık” mı yapıldı?..
Yani ellerindeki bilgiler alındıktan sonra, “biz sizi görmemiş olalım, siz de yasa dışı topladığınız bu bilgileri bize vermemiş olun” mu denildi?..
Tavuk çalarken suçüstü yakalanan ve hâkime "avukat istiyorum" diyen hırsıza, "oğlum suçüstü yakalandın. Avukat seni nasıl savunacak?" diye sorduğunda "ben de onu merak ediyorum" deyişi gibi...
Bir yanda on bin sayfaya ilişkin iddialar ve buna karşılık "harp oyunu oynuyorduk, görevimiz gereği yapılan seminerdi" diyen ve fakat kaçma ve delil karartma ihtimali "sıfır" oldukları halde haklarında “yakalama emri” çıkarılan veya tutuklanan şüpheliler; diğer yanda suçüstü yakalandıkları halde "tutuksuz yargılanan kimlik bilgisi hırsızları”...
Yani söyleyecek söz bulamıyorum...
Ve şöyle düşünüyorum…
Yasin Aktay ve benzeri arkadaşlarımız acaba “tersten” mi çakıyorlar?..
Yani hükümete yandaş gibi görünüp aslında darbecileri aklamaya mı çalışıyorlar?..
Öyle ya…
Belki yargı rahat bırakılsa, kamuoyu böylesine “yanlı” ve hatta genellikle “yanlış” bilgilendirmese Faşist cuntacıların gerçekten darbe girişiminde bulundukları ve hatta camilerimizi bombalamak için plân yaptıkları anlaşılacak…
Ama hayır…
Öyle bir hücuma uğruyor, öylesine yanlış zamanlarda (tam da terfileri öncesinde) tutuklanıyorlar ki…
Yargıda değilse de kamuoyu gözünde aklanıyorlar…
Mazlum ve mağdur duruma düşüyorlar…
Yasin Aktay, tutuklanması istenen 102 emekli ve muvazzaf subay için bakın ne diyor:
“Kaçma ihtimalleri veya delilleri karatma ihtimalleri en azından bu dava özelinde daha şimdiden ortaya çıkmış bulunuyor."
Oldu mu hoca?..
Oldu mu?..
“Kaçacak" dediğin paşalardan biri, İçişleri Bakanı ile denetim yapıyor…
İçişleri Bakanı o paşadan Amanos Dağlarını terörden temizlemesini istiyor…
Ve bir vatandaş İçişleri Bakanı’nı haklı olarak şöyle protesto ediyor
"Bırakmıyorsunuz ki temizlesin. O paşayı tutuklatan da hakkında yakalama kararı çıkartan da sizsiniz"..
Kara mizah...
Trajedi...
Ne derseniz deyin...
Şimdi, hükümetin doğrularını bile demagoji ile “yanlış”a çeviren "azgın" ve dahi "müzmin muhalif" medya kalkıp da:
“Artık tamamen anlaşıldı ki Hükümet ve Yargı 11 generalin terfilerini önlemek için bu ortak yakalama kararını almışlar...
Öyle olmasa kanunen sadece tutuklu şüpheliler terfi alamazken haklarında kanuna aykırı (çünkü sadece kaçma ihtimali olan, adresi belirsiz ve kaçtığına dair kesin bilgi bulunan) kişiler için çıkarılan yakalama kararı terfi bekleyen 11 general için çıkarıldı” derse daha inandırıcı olmaz mı?..