MEDYA KÖŞESİ

Yasemin Çongar Rasim Ozan'ı rezil etti

Taraf'ın tepe yöneticisi Yasemin Çongar'ın satırlarını okuduğunda Rasim Ozan'ın yüzünün hali değişecek.

Yasemin Çongar Rasim Ozan'ı rezil etti
GAZETECİLER.COM - Rasim Ozan Kütahyalı'nın Ahmet Altan ve Recep Tayyip Erdoğan'ın arabuluculuğuna soyunduğu yazıyı hatırlarsınız.
Yasemin Çongar bugün Rasim Ozan'ın 'o meşhur' yazısını ele almış.
Öyle fena çakmış ki Rasim Ozan'a, yenilip yutulacak cinsten değil satırları.

Önemli olan nokta ise Rasim Ozan için bu kanaatleri dile getirenen bir "köşedaşı" değil, "yöneticisinin" yazmış olması...

DELİKANLI DENSİZLİĞİ

Yasemin Çongar'ın yazısı baştan sona Rasim Ozan'ı 'yerme" üzerine kurgulanmış gibi... Bir hafta sonra kaleme alınmış olması da ilginç.
Bir de kullandığı sıfatlar var...
"Delikanlı densizliği" demiş mesela...
"Harika çocuk" derken de kafa bulmuş inceden inceye..

İşte başlığı ile bile Rasim'i taşlayan o yazı:

İVEDİKLER SAVAŞI DEĞİL DEMOKRASİ MÜCADELESİ

Tarafın "harika çocukları"ndan Rasim Ozan Kütahyalı'nın geçen hafta yazdığı "Tayyip Erdoğan ve Ahmet Altan" başlıklı yazıları okuyanlar, olup biteni bir "İvedİkler Savaşı"ndan ibaret sanabilir.

Ben kendi hesabıma, Ahmet Altan'ın, Başbakan'ın son dönemdeki üslup ve politikalarını sert biçimde eleştirmesinden sonra, Başbakan'ın Altan'a ve gazetemize karşı tazminat, üstüne üstlük bir de Altan'a ceza davası açma girişimini, "iki ataerkil adamın akıllarından ziyade, feodal refleksleriyle hareket etmesine" indirgemeyi, "gerçeğe saygısızlık" sayıyorum.

Erdoğan'ın ve Altan'ın "sahici" ve "dolaysız" tavırlarına, Rasim'in deyişiyle "yiğit ve delikanlı adam modeline" uygun kişiliklerine odaklanırken, bir yazarla bir siyasetçinin birbirlerine benzeyen ve benzemeyen birikimlerini, kudretlerini, mücadelelerini biran için bile olsa ikinci plana iterek, onları birer "Recep ivedik" figürü misali karikatürleştirmek ise, kibar ifadesiyle, "delikanlı densizliğidir."

Ama bence burada asıl önemli olan, tartışmanın özünü gözden kaçırmamak... Rasim, son gelişmeleri "aynı dil ve aynı üslup karşı karşıya, kafa kafaya geldi, mesele de biraz oradan çıktı" diye yorumlarken, eminim, iyiniyetle, samimiyetle yazıyordu ama bu yaklaşım, önemli bir tartışmayı "içeriksizleştirme" riski taşıyor.
(...)
"İçeriksizleştirme" değirmenine su taşıyanlar, sadece Altan'ın, Taraf'ın ve benzer düşünenlerin Erdoğan'a yönelik eleştirisinin "demokratik" özünü görmezden gelenler değil ama... Meseleyi, salt "liberal" diye yaftalanan, dolayısıyla da "dindar, muhafazakâr, gelenekçi olmayan; ülkenin laik elitlerine mensup" sayılan bir çevrenin meselesiymiş gibi görmek, Erdoğan'a yönelik eleştirinin bir "kimliğin" içinden yapıldığını varsaymak da yine "içeriksizleştirme"ye hizmet ediyor.

(...)
Başa dönersem, ben Rasim'in de aslında meseleye böyle baktığını; "Erdoğan ile Altan'ın safı ayrışamaz... Ergenekon teröristlerine ve eyyamcı takımına bayram ettirmezler, bundan emin olun" diye yazarken, ortada bir "demokratlık" paydası olduğuna inandığını ama son iki yazısında, her nasılsa, çizdiği "Recep İvedik" karikatürlerinin sempatikliğine kapılıp, bu paydayı vurgulamayı ihmal ettiğini düşünüyorum.
Umarım yanılmıyorumdur.
ÇOK OKUNANLAR