ANALİZ

Yaşadığım köydeki Brodway

En erdemli benim iddiasıyla ortalıkta salınan siyaset ve medya egemenleri, iktidar ve güç sahibi olmayı her türlü erdemin üstüne getirip koyduklarında

Yaşadığım köydeki Brodway
ADNAN BERK OKAN

Bir insanın hedefleri “erdem, mutluluk ve özgürlük”ten başka ne olabilir ki?..

Geri kalan her şey, bu üçünün birer alt hedefinden başka bir şey değil midir?..

Peki, öyle mi?..

Bakalım o halde…

                              ***

“En erdemli benim” iddiasıyla ortalıkta salınan siyaset ve medya egemenleri, iktidar ve güç sahibi olmayı her türlü erdemin üstüne getirip koyduklarında ne yapacaksınız?..

Ne yapabilirsiniz?..

En çok mutlu olmayı kendi yaşamlarının mütemmim cüzü zanneden siyaset ve medya egemenleri sizin mutluluğunuzu çalmak için her türlü katakulliyi çeviriyorsa bunu engellemek, engelleyebilmek elinizde mi?..

En çok özgür olma hakkına sahip olduklarını iddia eden siyaset ve medya egemenleri sadece bedeninizi değil, düşüncelerinizi de prangaya vurmuşlarsa, kurtulmak için hangi yönteme, nasıl başvuracaksınız?..

                              ***

Bazen bunları düşünmekten yoruluyorum…

“Peki senin hedefin ne be adam?” diye soruyorum kendi kendime…

“Erdemli” olmak mı?..

İyi ama nasıl başaracaksın bunu?..

De ki başardın…

De ki, sözlüklerin tarif ettiği ölçüde erdemlisin…

Peki, siyaset ve medya egemenleri kamuoyuna bunun aksini söylerlerse ne yapacaksın?.

Senin ve çevrendeki bir avuç dostunun bildiği “erdemliliğin” ne işine yarayacak?..

Tabaşında yemek, elinde ekmek mi olacak?..

Demek ki günümüz dünyasında “erdemli olmak” değil, “erdemli görünmeyi başarabilmek” önemli…

Bunu başarabilmenin yolu da siyaset veya medya egemeni olmaktan geçiyor…

                              ***

Bir daha soruyorum:

“Senin hedefin ne Adnan Berk?”

Dur bakayım…

Yoksa sen, 42 yıldır birlikte olmaktan onur duyduğun, dünyalar iyisi ve güzeli karınla sevimli bir köyde; Fatih Erkoç’un şarkısında dediği gibi, küçücük ama içi sevgi dolu bir evde, azcık olan gelenin gideninle mutlu olduğunu mu sanıyorsun?..

Öyle olsa, bir siyaset ya da medya egemeninin küçük bir darbesiyle bu kadar kolay yıkılabilir mi bu mutluluk dediğin şey?..

Sana her türlü hakaret etme, sövme, sayma, aşağılama hakkını kendi tekelinde gören bir siyaset ya da medya egemeninin senin bir küçük serzenişini bile siyahlara büründürüp Azrail eylediği bir dünyada hemen ellerin terliyor, sesin kısılıyor, yüreğin daralıyorsa nasıl bir mutluluk bu?..

                              ***

Bu güçlülerle kavgayı bırakıp, Devletin sana verdiği emekli maaşınla idare etmeyi denesene…

Ömrünün bundan sonrasını, saatlerce okuyup yazacağına bilmece çözerek, balık tutarak geçirsene…

Ne işin var elin güçlüleriyle boğuşuyorsun?..

Bugüne kadar boğuştun da neyi başardın?..

Bundan sonra neyi başaracaksın?..

Siyaset ve Medya egemenlerini “gerçekten erdemli” mi yapacaksın?..

Senin fiktif özgürlüğünü efektif özgürlüğe mi çevirecekler?..

Geç be kardeşim…

Geç bunları…

                              ***

Güç kimdeyse Hi Man o…

Günümüzün güçlüleri belli…

Ucundan kenarından siyasete bulaşmış, sığ ama güçlü görünmeyi başaran politika bezirgânı ile kendini iyi satmayı bilen; gelene “ağam”, gidene “paşam” demeyi becerebilen medya egemenleri…

Senin yaptığın, üç kuruş daha fazla kazanıp, aylık giderlerinin içine biraz daha kültürel etkinlik katmak mı yoksa?.

Ulan gerzek; yaşadığın köyde Broadway mi var?..

[email protected]


ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar