Yapma Hüseyin Bey! Rasim Ozan Kütahyalı meselesini siyasete bulaştırma!

Ama... Hüseyin Gülerce bugünkü "Mesele Rasim Ozan değil" yazısı şaşırtıcı geldi bize... Rasim Ozan'ın ekrana dönmesini, kalemini yeniden oynatmasını biz de yayınlarımızda belli ediyoruz. Ve fakat işi getirip Hüseyin Gülerce gibi siyasi malzeme yapmıyoruz. 

Evet, Hüseyin Gülerce Rasim Ozan'ı savunayım derken aslında ona kötülük yapıyor. Rasim Ozan'ı bilmeden belki de, siyasete malzeme yapıyor. Rasim bir hata yaptı ve o hatanın bedelini ödedi. Bize göre de ekrana dönmeli, yazılarına devam etmeli. Ama bunu getirip Rasim üzerinden asıl hedefin Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti olduğunu söylemek doğru gelmiyor bize... Doğru gelmediği gibi, Rasim Ozan'a da bir fayda sağlamaz görüşündeyiz. 

İşti Gülerce'nin yazısı... Bakalım bize katılacak mısınız:

21 aydır genç bir yazara hepimizin gözleri önünde linç kampanyası uygulanıyor. Beyaz TV’de Derin Futbol programında, ağzından kaçan bir laf yüzünden bu insan, medyadaki işinden oldu. 

Evet, yaptığı ağır bir hataydı. “Ağzından kaçtı” diyorum, çünkü o çirkin söz, ağzından; Boşnak kardeşlerimize düşmanlığından, ırkçılığından, topluma kin ve nefret aşılamak gayesiyle çıkmadı. 

Ben Rasim Ozan’ı tanıyorum, o öyle bir insan değil. 

Zaten bu meselede ona büyük haksızlık yapıldığına inanmasam, vicdanım ona yapılan haksızlığa artık isyan noktasına gelmese, bu yazıyı asla yazmazdım. 

Bir insan hata yapmış, defalarca özür dilemiş, hatta iki hafta önce yaptığı yazılı açıklamasında, “Ben 21 ay önce tam anlamıyla bir eşeklik yaptım. O an internetten duyduğum bir şeyi ne olduğunu bile anlamadan bilmeden pat diye ekrandan söyledim. Şimdi bu metni kaleme alırken bile yine bu zevzekliğimden ötürü kendime çok öfkeleniyorum” diyebilmiş bir insandan bahsediyoruz. 

Rasim Ozan’a uygulanan linç kampanyasının bir örneği yok. 

En kötüsü, onu linç etmeye kalkanlar, Boşnak kardeşlerimizi öne sürüyorlar. 

Boşnak kardeşlerimizin üzüntüsünü, hatta öfkesini anlıyorum. Ben de Selanik göçmeni, hısımları arasında Boşnak, Pomak olan bir insanım. İnansam ki, Rasim Ozan bilerek, düşmanca, ırkçı bir laf etti, onun karşısına ilk dikilen insanlardan biri de ben olurdum. 

Rasim Ozan, asla Boşnak düşmanı değil. 

Tam tersine Boşnaklara yapılan zulme hep karşı çıkmış, “bilge lider” Aliya İzzetbegoviç hayranı bir insan. 

Hatırlatayım. Geçmişte bir TV programında CHP milletvekili Barış Yarkadaş ile yaptıkları programda CHP milletvekili, Bosna kasabı Sırp lider Miloseviç için “ülkesini savunan kahraman” deyince Rasim Ozan, öfkelendi ve “Boşnak kardeşlerimizi katleden Miloseviç’in savunulduğu bu programda duramam” diyerek canlı yayını terk etti. 

İşin garibi, dün Bosna kasabı Miloseviç’i savunan CHP’li Barış Yarkadaş, bugün Rasim Ozan’ın bir daha asla ekrana dönmemesi için yürütülen linç kampanyasına katılıyor. Rasim Ozan ise Boşnak düşmanlığı algısı ile linç edilmek isteniyor. 

Bu linç saldırısının içinde CHP, yeminli Erdoğan düşmanı FOX TV haber sunucusu Fatih Portakal var, kişisel düşmanlığı ile zıplayan gazeteciler var. 

CHP resmî sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Ören’de yaptığı konuşmada açık açık Rasim Ozan’a müebbet ekran yasağı getirilmesini CHP olarak savunduklarını ve bunun takipçisi olacaklarını söyledi. 

Ortada Boşnak kardeşlerimizin hissiyatı üzerinden yapılan büyük bir haksızlık, adaletsizlik var. 

Bir insanın ailesi, ekmeği ile oynanıyor. Mesleği, geleceği karartılmak isteniyor. 

Benim üzüldüğüm, milletvekili Saffet Sancaklı’nın isminin, MHP adına olmasa da “Boşnak” kimliği ile işin içine sokulması. Algı operasyonu ile linç yapmak isteyenler, onu öne çıkarıyorlar. 

Rasim Ozan’dan ne isteniyor? 

Mesele Rasim Ozan Kütahyalı meselesi değil. Mesele AK Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na karşı bir cephe daha açma meselesi. 

Açık söyleyeyim, Erdoğan’a ve AK Parti’ye olan siyasî düşmanlık, Boşnak kimliği kullanılarak yapılıyor. 

Bugün Rasim Ozan’ı gözüne kestirenler, yarın başka isimleri hedefe koyacaklardır. 

Bir insan, “hata yaptım, çok üzgünüm, zevzekliğimin kurbanı oldum, cinayetle suçlansaydım bu kadar üzülmezdim” diyor. Özür üstüne özür diliyor. Daha ne yapsın? 

Hatasını kabul eden insanlara bir fırsat daha vermek; insafın ve vicdanın gereği erdemli bir davranıştır.