MEDYA KÖŞESİ

Yanlış alarm! Ahmet Kekeç çıldırmamış...

Ahmet Kekeç'ten internet medyasına "Taraf'ın manşeti Kekeç'i çıldırttı" itirazı: "Çıldıran birini arıyorsanız Ahmet Altan'ı öneririm"

Yanlış alarm! Ahmet Kekeç çıldırmamış...
GAZETECİLER.COM
Star yazarı Ahmet Kekeç, Taraf gazetesine dönük eleştirilerinin internet medyasına yansıma biçimini eleştirirken "Taraf'ın manşeti Kekeç'i çıldırttı" başlığına itiraz etti.

"Ben bizzat oradaydım. Biri çıldırsa mutlaka görürdüm" diyen Kekeç, bazı eleştirileri olduğunu ve bunları ifade ettiğini söyledi. İnternet medyasının aynı haberi editoryal bir katkı sunmadan olduğu gibi dolaşıma sokmasını eleştiren Kekeç sözü Taraf'a yönelttiği eleştirilere getirdi. Kekeç, "İlle çıldıran birilerini arıyorsanız, size, Taraf gazetesini, yani şişik egosuyla nasıl baş edeceğini bilemeyen “saygıdeğer kalem” Ahmet Altan’ı öneririm" dediği yazısında "Altan, ne yazık ki tahkiri “alışkanlık” haline getirdi" dedi.

İşte Ahmet Kekeç'in "Canlı yayında çıldıran gazeteci kim?" yazısındaki ilgili bölüm:

Kim olacak? Ben elbette...

İnternet medyasının haberine göre, Taraf gazetesinin “odun haberi”Kanal 24 yorumcusu Ahmet Kekeç’i çıldırtmış.

Bir değil, iki değil, üç değil, nerdeyse 10 ayrı sitede gördüm haberi...

Başlık aynı...

Başlık altına döşenen haber aynı...

Görüntüler aynı.

Ses çözümündeki hatalar bile aynı...

Belli ki, tartışma programlarından sansasyonel haber çıkarma işini üstlenen bir arkadaşımız izliyor, gerekli gördüğü yeri “bütün”den koparıp haberleştiriyor, “kısa video” görüntüsüyle birlikte refik internet sitelerine servis ediyor.

Bu paylaşımı anlarım da, insan önüne gelen haberde değişiklik yapmaz mı?

Daha farklı, daha yaratıcı, daha “keyifli” olabilecek bir başlık bulmaz mı?

Ham haberi, noktasına virgülüne dokunmadan, herhangi bir editoryal katkı sunmadan “olduğu gibi” mi kullanır?

Bu mudur internet gazeteciliği?

İyi bir editör, başarılı bir internet sitesi yöneticisi olan Hacer Alkan bu işe ne diyor?

Doğrudur... Kanal 24’teki tartışma programında, yayın ortağım Nagehan Alçı’yla birlikte Uludere olayını, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in tuhaf ötesi açıklamasını ve bu açıklamaya gelen tepkileri konuştuk.

Kimse çıldırmadı yani...

Ben bizzat oradaydım. Biri çıldırsa mutlaka görürdüm, hatta müdahale ederdim...

Kaldı ki, programın başında İçişleri Bakanı Şahin’i o tuhaf ötesi açıklamasından dolayı eleştirdik.

Hatta, “ağır konuştuk” bile diyebilirim.

Ben, daha sonra, Taraf gazetesinin “odun haberini” (İçişleri Bakanı Şahin’e “odun” demeye getiren haberini) gündeme getirdim ve eleştirdim.

Nagehan Alçı, bu haberde “yaratıcılık” ve “zekâ” vehmetti.

Ben bir “yaratıcılık” göremediğimi, yapılan şeyin alenen “tahkir” olduğunu, kimsenin kimseyi tahkir edemeyeceğini, dolayısıyla “tahkir hakkını” elinde bulunduran Taraf gazetesinin de habercilik değil, terbiyesizlik yaptığını söyledim.

Peşi sıra şunları ilave ettim:

İdris Naim Şahin’i eleştir... Başbakan’a şarla... Yandaş medyaya ayarın kralını ver... Muarızını icabında yerden yere vur... En ağır sözleri kullan... Hatta, “eleştiri sınırının ötesine” geç...

Hapsini bihakkın yerine getir ama tahkir etme... “Odun” deme, “Zavallı” deme, “Kof kabadayı” deme, “Sefil” deme, “Zorda olan sensin aslanım” deme...  

Bunları söyledim. Çıldırmadım yani...

Detayını, konuyla ilgili video görüntülerinden izleyebilirsiniz.

İlle “çıldıran” birilerini arıyorsanız, size, Taraf gazetesini, yani şişik egosuyla nasıl baş edeceğini bilemeyen “saygıdeğer kalem” Ahmet Altan’ı öneririm.

Yazının devamı için buraya tıklayın...
ÇOK OKUNANLAR