'Yandaş gazeteci' söylemine sinirlenmiyorum!
Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç "Temel özgürlüklerden yana olmak yandaşlıksa evet yandaşım. Bundan gocunmam" diyor.
Medyanın son dönemde ilgi çeken yazarların başında geliyor Ahmet Kekeç. Star gazetesinin 2. sayfasında çok farklı bir üslupla kaleme aldığı makaleleri ile sürekli polemik yaratıyor. Sabah yazarı Sevilay Yükselir medya gündemi üzerine söyleşi gerçekleştirmiş kekeç'le. İşte o söyleşi.
'Yandaş gazeteci' söylemine sinirleniyor musunuz?
Neden sinirleneyim! Bu yakıştırmayı yapanların nerede durduklarına bakmak lazım. Adamın ayağında postal var, desteklemedik darbe bırakmamış, karargah çıktılarından başka haber kaynağı yok, bana 'yandaş' diyor. Temel özgürlüklerden yana tavır almak yandaşlıksa, evet yandaşım. Bundan gocunmam. Bu yakıştırmanın bilakis beni yücelttiğini düşünürüm.
Gerçekten mi?
Gayet tabii. Bu yakıştırma, AK Parti iktidarından sonra kavramlaştı. Ben AK Parti kurulmadan önce de vardım. 18 yıldır köşe yazarlığı yapıyorum. 18 yıldır aynı doğruları savunuyorum.
Yandaşlığınızı ranta dönüştürebildiniz mi peki?
Bu konuda beceriksizim galiba. 25 yıldır basın hayatının içindeyim. Muhabirlikten sayfa sekreterliğine, pikajörlükten genel yayın yönetmenliğine, neredeyse her departmanda çalıştım. 18 yıldır da köşe yazarlığı yapıyorum. Maaşımdan başka kursağımdan tek kuruş para geçmedi. Bize bu etiketi yapıştıranlar kadar bile iktidarın nimetlerinden yararlanmadım.
25 yılda ne kazandınız kaleminizle?
Bir evim bir de arabam var. Evim de öyle Bebek'te filan değil. Kemerburgaz'da milyon dolarlık bir villada da oturmuyorum. Onu da 'yandaş' mertebesine ulaşmadan önce, ailemin desteğiyle almıştım.
Ek bir gelir yok mu peki? Televizyon filan...
Televizyon, ben istemediğim için olmadı. Ama olabilir de, bundan sonra düşünebilirim. Kendime bir paye biçmek için söylemiyorum parlamentoda bulunan milletvekillerinin çoğunu tanırım. Bir kısmı arkadaşımdır. Bakanları da tanırım. Başbakan'la şahsi olarak tanışıklığım var. Bugüne kadar bir şey istemedim. Bu çerçevede ilişki kurmayı ayıp saydım. 25 yıllık gazeteciyim, sarı basın kartım bile yok. Şu hayatta bir tek hırsım var: Beşiktaş kulübüne kongre üyesi olmak ve Ethem Sancak başkan olursa, onun basın danışmanlığını yapmak.
Medya konusunda genel bir medya analizi alalım sizden.
İyiye gidiyor. Tek sesli olmaktan çıktı. Kendisini merkez medya olarak tanımlayan gazetelerin toplum üzerindeki etkisi azalmaya başladı. Bunu sağlık işareti olarak görüyorum.
Hürriyet'ten teklif gelse kabul eder misiniz?
Bugün yazdıklarımı yazabileceksem, neden kabul etmeyeyim?
Peki Cumhuriyet'te?
Cumhuriyet katı ideolojik bir gazete. Böyle bir teklifi Cumhuriyet açısından rasyonel bulmam.
Medyada kamplaşmaya ne diyorsunuz?
Normaldir. 28 Şubat'ta da böyleydi. Şimdi de Ergenekoncular, Ergenekoncu olmayanlar; demokratik açılıma destek verenler, destek vermeyenler ayrışması var.
Bununla birlikte gruplaşmalar da var.
Çıkar gruplaşmaları her zaman vardı. Bugün de var. Alışıldık görüntüler bunlar. Belden aşağı çalışmadıkları, insanların mahremiyetine tasallutta bulunmadıkları, iftira atmadıkları sürece, istedikleri çeteyi kursunlar. Ama bazıları var ki, elinden ve dilinden emin olamıyor insan. Kötülükten besleniyorlar ve sadece kötülük yayıyorlar.