Yalçın Bayer için...
Medya tarihimizin en çok öfke duyulan ve hakaretlerle dünyası karartılan lideri, DYP Genel Başkanı ve Başbakan Prof. Dr. Tansu Çiller’di…
Bilhassa bizim meslekte eğer “Güçlü” birini takdir ediyorsanız yandınız…
“Takdir” etmek için kullanacağınız kelimeler bizim medyamızda “Yalakalık” olarak tanımlanır…
Kibarcası “Övgü”dür yani…
Bir siyasetçi ya da bir işadamını veya bir sanatçı ve benzerini uğradığı saldırılara karşı koruma (“Savunmak” değil çünkü sadece suçlu ya da şüphelilerin savunulma ihtiyacı vardır) ihtiyacı duyarsanız da yine adınızın başına “Yalaka” sıfatı eklenir…
Ne çektim ben işte o tür meslektaşlarımdan…
Bir siyasi parti lideri veya bir başbakan ya da bir bakan hak etmediği ölçüde saldırıya uğramış ve ben o zat-ı muhteremi korumak istemiş isem mutat birkaç yazar hemen bana da saldırırdı…
“Falancanın yalakası…”
Oysa o koruduğum kişi belki de yeri geldiğinde en ağır eleştirilerimin muhatabı olanlardandı
Ama hayır…
Mutat yazarlar o eleştirilerimi görmezden gelirlerdi…
Haydi, adını da vereyim…
Medya tarihimizin en çok öfke duyulan ve hakaretlerle dünyası karartılan lideri, DYP Genel Başkanı ve Başbakan Prof. Dr. Tansu Çiller’di…
Ve ben Tansu Hanım’a yapılan saldırılara karşı çıktığım için ona yönelttiğim eleştiriler hemen görmezden gelinerek “Çiller’in Yalakası” sıfatına lâyık(!) görülmüştüm…
Haydi, o halde isim babasını da söyleyeyim…
O günlerde Hürriyet’te yazan Emin Çölaşan’dı…
Ama beni en çok ne üzerdi biliyor musunuz?..
Gerçekten sevdiğim çok az sayıda gazeteci yazardan biri ve aynı zamanda hemşerim olan Yalçın Bayer’in de Emin’le aynı cephede yer alıp arkamdan bana saydırması olurdu…
Yalçın halen ve her şeye rağmen en sevdiğim meslektaşlarımdan biridir…
Ve…
Bugün ben onu alkışlayacağım…
Neden mi?..
Patronu Aydın Doğan hakkında yazdıkları, söyledikleri için…
Evet…
Aydın Doğan’ı sevmeyebilirsiniz ama Aydın Bey (Ki bana da çok çektirmiştir) medyamızın “En Sahici” ve yazarlarını, çalışanlarını en çok koruyan medya patronudur…
Yalçın patronu için yaptığı övgülerde yerden göğe kadar haklıdır…
Ve bilirim ki…
Yarın bir gün Aydın Bey eleştirilecek bir şey yapsa Yalçın o eleştiriyi de “kırmadan dökmeden” yapacaktır…
