ANALİZ

Yalçın Akdoğan da barış düşmanı mı?..

Yalçın Akdoğan’ın dünkü Star’da "Helalleşmek ve temiz sayfa açmak" başlığı altında yayımlanan yazısına bayıldım.

Yalçın Akdoğan da barış düşmanı mı?..

ADNAN BERK OKAN 

Yalçın Akdoğan’ın dünkü Star’da "Helalleşmek ve temiz sayfa açmak" başlığı altında yayımlanan yazısına bayıldım.

Bir benzerini İsrail’in Kurucu Başbakan’ı Ben Gurion’dan mülhem yazmıştım geçenlerde:

“Affet ama unutma”…

Ya da Akdoğan’ın anlatmak istediği şekliyle;

“Helalleş ama unutma”…

 

Efendiler!.

Bu ülke insanı son otuz yıldır bir büyük facia yaşamıştır ki kaybettiğimiz can sayısı İstiklâl Savaşı’nda kaybettiğimizden çok daha fazladır…


Lütfen...

Aslına bakarsanız beni siyasi mahalleler hiç ilgilendirmiyor.
Çünkü o siyasi mahallelerde ikamet etmiyor, etmeyi de düşünmüyorum...
Zaten karşılıklı olarak birbirleriyle kapışan siyasi mahalle sakinlerini benden farklı kılan bir özellikleri var...
Onlar her şeyi; 
Dostluğu da düşmanlığı da kolayca unutuyorlar...
Çünkü onların dostluklarını da düşmanlıklarını da çıkarları belirliyor...
Bazen kuzularla dost görünüyorlar, kimi zaman kurtlarla...
Ya da kurtlara düşman olduktan bir süre sonra onları o düşman oldukları kurtlarla kol kola görebiliyorum...
Ama bu mahalle sakinlerindeki unutma yeteneği; affetme duygularına gelince köreliyor...
Bu arada dikkatinizi çekmek isterim:
Affetme yeteneklerindeki körlük sadece çıkar ilişkileri olmayanlara karşı...
Diyelim ki içimizden birini affetmemeleri, çıkarları gereği "kin" duymaları mı gerekiyor?..
"kin" yazısı, asfaltla çizilmiş gibi çıkmıyor akıllarından...
Ver her gittikleri yerde haykırıyorlar...

Sözü, Taraf'ta yaşananları değil de Taraf'ta yeni yönetime gelenleri eleştirenlere getireceğim.

Bunlar; affetmeyi bilmeyenler ama eğer unutmak gerekiyorsa hemen her şeyi unutanlar...
Hem; "Taraf olmasaydı, darbelerin kötü bir şey olduğu bu denli net bir biçimde içselleştirilebilir miydi, demokrasiye inanç bu denli kavi tutulabilir miydi, vesayet rejiminin ne menem bir bela olduğuna bu ölçüde uyanılabilir miydi, emin değilim" diyorlar bunlardan kimileri ama hem de Taraf'ın geçmişte verdiği demokrasi hizmetini unutmak zorunda olduklarını hatırlayıp başlıyorlar Taraf'ın yeni yönetimini eleştirmeye...

Lütfen izan ve vicdan!..

Lütfen…

Kürt terör örgütünün sebep olduğu ölümlerden çok daha azının müsebbibi Yunanistan’ın 90 yıl önce yaptıklarını unuttuk mu ki Kürt terör örgütünün yaptıklarını unutalım?..

Yunanistan’ın yaptıklarını unuttuysak eğer, her yıl 30 Ağustos günü milletçe neden bayram ediyoruz?..

Unutmadıysak; Yunanistan’la niçin aynı siyasi örgütün içine girmek için çabalıyor, egemenlik haklarımızdan ve yargımızın bağımsızlığından bile vazgeçmeye hazırlanıyoruz?..

 

Amman ha!..

Amacım sorgulamak değil, sual edip; Yunanistan’la yaşadığımız dostluğun gerekliliğini anlatmak…

Yani onlar nasıl ki her sene 25 Mart günü 1821’de Osmanlı’dan kurtuldukları günü bayram olarak kutluyorlarsa…

Biz de her yıl 30 Ağustos günü onlardan kurtuluşumuzu kutluyoruz bayram olarak…

Buna rağmen halen çok iyi iki dost ülkeysek eğer; bunun sebebi karşılıklı olarak yaptıklarımızı unutmamış olmak ama karşılıklı olarak birbirimizi affetmektir…

Karşılıklı olarak kin duymamak; intikam amacı gütmemektir… 

"Yunanlıların ne yaptıklarını unutmamak, onların yaptıklarını her gün kafalarına sokmak demek değildir. Büyüklük hem unutmamak ama hem de karşı tarafa bunu hatırlatmamaktır" diye defalarca yazdım...

İşte bu nedenledir ki; “Öcalan’a bebek katili demeyelim” diyenlerle, terör örgütünün elleri kanlı militanlarından “o çocuklar da bizim çocuklarımız” falan gibi sözler ederek insanları rikkat-i kalp davranmaya yönlendiren konuşmaları sevmiyorum…

Ama her ağızlarını açışta ondan "bebek katili" diye söz edilmesini de akıllıca bulmuyorum...

Çünkü... 

“Öcalan’a bebek katili demeyelim”
diyenler ne kadar kaşıyorlarsa düşmanlığı...

Ondan her gün ağız dolusu "bebek katili" diye söz edenler de diğerleri kadar körüklüyorlar düşmanlığı...

Unutulmasın lütfen:

Öcalan’ın teslim alınıp cezaevine konulduğu günden beri “genel affı düşünelim” deyip duranlardan biri de bu fakir'dir...

Çünkü...

Affetmek büyüklüğün şanındandır…

Büyükler ise unutmadan affetmesini bilenlerdir…

Ama…

Affetmek, affedilene teslim olmak asla değildir…

Günlerdir işte bunu anlatmaya çalışıyorum…


Zayıf anını kollar… 

Birisine “yaptıklarını unutmayacağım ama seni affediyorum” demek barışa engel olmaz…

Aksine kalıcı barışın harcıdır unutmadan affetmek…

Affedileni tedbirli olmaya, intikam almaktan kaçınmaya teşvik eder…

Unutarak affetmek ise affedilenin öfkesini, intikam duygularını her zaman dirençli tutar…

“Nasıl olsa unuttu; benden zarar geleceğini beklemez” diyerek affedenin en zayıf anını kollar…

“Her iki taraf da unutarak affetse olmaz mı?” sorusu tabii sorulabilir…

Tabii olabilir ama ne yazık ki bu, her zaman mümkün olmayabiliyor…

Meselâ bendeniz, en az kendime güvendiğim kadar güvenmek isterim başkalarına da ama hayat bana şunu öğretti.

“Gücünden ve hafızandan korkan birini affedersen bir daha sana karşı isyankâr olamaz… Ancak, unutarak affetmeni zafiyetin olarak algılayan biri her zaman potansiyel tehlikedir”.

Terör örgütü ve destekçileri ne Türk halkının ve ne de devletin hiçbir şeyi unutmayacağını ve fakat buna rağmen kalıcı barışın tesis edilmesi için affetmeyi kabul ettiğini bilmeli…
 

Hâsılı;

"Helalleşmek (affetmek) unutmak demek değildir" deyip  yazımı; Yalçın Akdoğan’ın makalesinden bir bölüm alıntılayarak bitireyim:

 

‘Helalleşelim’ demek, ‘sineye çek’, ‘üzerine soğuk su iç’ demek değildir. Ancak sürekli acılara parmak basmak, sadece kini ve intikam duygusunu artırır. Ülkelerin ve milletlerin geleceği kin ve intikam duyguları üzerine kurulamaz.
Helalleşme konusunda önem taşıyan birkaç husus da şudur:
Görmezden gelen, yok sayan, unutturmaya çalışan bir anlayışın ‘helalleşelim’ demesi ile, tanıyan, kabul eden, sorgulayan, hesap soran, yanlış gidişatı değiştiren bir anlayışın ‘helalleşelim’ demesi bir değildir.

 

Evet sevgili Akdoğan, aynen öyle…

Yerden göğe haklısınız ve bu yazdıklarınızın altına imzamı atarım…

Ama be arkadaş?..

Günlerdir işte bunu anlatmaya çalışıyorum diye adım ”Barış Düşmanı, kanla beslenen vampir”e çıkarılıyor ya…

Umarım bu defa anlatabilmişimdir...

[email protected]

ÇOK OKUNANLAR