RÖPORTAJ

Ünlü temiz eller savcısı cemaatin dergisine konuştu

Dünyaca ünlü 'Temiz Eller' savcısı Antonio Di Pietro, Türkiye’deki son gelişmelerle alakalı tarihi açıklamalar yaptı.

Ünlü temiz eller savcısı cemaatin dergisine konuştu
Dünyaca ünlü İtalyan ‘Temiz Eller’ savcısı Antonio Di Pietro, Türkiye’deki son gelişmeleri Gülen Cemaati bünyesindeki Aksiyon dergisine konuştu.

Antonio Di Pietro, yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili olarak AK Parti hükümetine çok ağır eleştiriler yöneltirken, asıl darbenin hükümete değil yargı ve demokrasiye vurulacağını dile getirdi. Aksiyon dergisinin yarın yayınlanacak nüshasında yer alan özel röportaj, Türkiye’deki sancılı sürecin İtalya ile şaşırtıcı benzerliğini de ortaya koyuyor. Di Pietro, Türkiye’yi sarsan yolsuzluk operasyonlarıyla alakalı gelişmeleri yakından takip ediyor.

Antonio Di Pietro, 1992 yılında, siyaset dünyası ile iş dünyası arasındaki kirli ilişkiler ve yolsuzluklara karşı Milano savcıları öncülüğünde operasyon başlatmıştı. Tarihe “Temiz Eller” ismiyle geçen operasyonla siyaset, iş dünyası, adliye ve polisteki kirlenmelere karşı mücadele veren Di Pietro, aralarında başbakan ve bazı bakanların da bulunduğu 300’ün üzerinde siyasetçi, iş adamı, polis ve hâkimi mahkûm ettirmiş; ancak 1994’te Silvio Berlusconi’nin başbakan olmasıyla birçok engelle karşılaşmıştı.

Efsanevî Temiz Eller savcısının “İtalyan tecrübesi” ile Türkiye’ye gönderdiği önemli uyarılar özetle şu şekilde:

1 - SAVCILAR SONUNA KADAR GİTMELİ; DEMOKRASİYE DARBE SÖZ KONUSU

Savcılar yılmamalı; sonuna kadar gitmeli… Bekçi-hırsız savaşında yargı zarar görüyor, güven kaybediyor; Türk hükümetinin de yaptığı aynen budur... Yargı bağımsızlığı, demokratik bir ülkenin olmazsa olmazıdır. Vazifesini yapmaya çalışan Türk yargısının yanındayım. Türk yargısı, İtalyan yargısının aynası gibi. Türkiye’de demokrasiye darbe riski var... Son gelişmeler, bana eskiden yaşadıklarımı tekrar yaşatıyor.

2 – “DIŞ MİHRAK” ÜÇKÂĞITÇILIĞINA KANMAYIN; BANA DA AMERİKAN AJANI DEDİLER

Bana da “Yabancı güçlerin hizmetindesin, Amerikan ajanısın” dediler. Türk halkına yapacağım çağrı şu: (Olayların arkasında) Yabancı bir gücün olduğuna inandırmaya çalışan üçkâğıtçılığın sizi etkilemesine izin vermeyin! Gerçekleri açığa çıkarmak için tek bir savcı yeter… İtalya’da soruşturmayı durduran, incelemeleri bloke eden ve seneler boyu kamuoyunu yanlışa yönlendiren “B (Berlusconi) faktörü” oldu. Bana göre siz de “E faktörü” demelisiniz!... E faktörünün, yani Erdoğan hükümetinin ortaya koyduğu tepkiler, B hükümetinin zamanında yaptığının fotokopisi gibi geliyor bana.

3 - SORUŞTURMA CİDDİ HASAR ALDI; HALKIN DİKKATİ DAĞITILIYOR

Türkiye’de yolsuzluk soruşturması maalesef hasar görmüş durumda. Bunun sebebi şimdiden siyaset ve yargı arasında bir çatışmadan bahsedilmesi ve kamuoyunun dikkatinin tamamen başka yöne çevrilmesi… Sadece soruşturmayı başından beri takip eden savcı derin bir bilgiye sahip olur. Türkiye’deki bu yer değiştirmeler, soruşturmaya müthiş zarar veriyor. Soruşturmaları durdurmak, engellemek amacıyla yapılıyor, ki gerçekler gün yüzüne çıkmasın. Bütün bunları emredenler, yüksek suçlu zihinlerdir…

4 - İTALYA’DA DA PARA KUTULARI BULDUK; POLİS HIRSIZDAN HIZLI OLMALI

İtalya’da da bir süre kamu basını ve özel basın aynı kişinin elinde kaldı…
Ayrıca yine burada da para dolu kutular bulundu; suçunu itiraf eden suç ortaklarına ulaşıldı… Hukuk devletinde polisler iki gruba ayrılmalı: İçişleri bakanlığına bağlı önleyici polis ve yürütmeden bağımsız, suçla savaşan bastırıcı polis… Polisin hırsızdan hızlı olabilmesi için tedbirler alınmalı.

5 - HSYK DÜZENLEMESİ ÖLÜM VURUŞU OLUR; HIRSIZ, KENDİ HÂKİMİNİ SEÇEMEZ

Türkiye’de de, soruşturmayı sürdüren savcılar arasında kötülerin ve suistimal edenlerin olduğu söylenecek. Ve bende de olduğu gibi suç ona kalacak... (HSYK düzenlemesi) Eğer kanunlaşırsa, bu bir ölüm vuruşu olur. Bu yüzden kamuoyundan bir tepki koyulmasını bekliyorum. İtalyan HSYK’sının başkanlığını cumhurbaşkanı yapıyor ve bu da tarafsızlığın garantörü oluyor… Yargı organlarının, mesleği ne olursa olsun herkese karşı soruşturma yapma yetkisi olması lazım… Partiler ve parlamentonun egemen olduğu yargı organları, bir anlamda hırsıza hâkimini seçtirmekle eşdeğerdir…

6- SAVCI VE POLİSLER DARBE DEĞİL, DEVLET HİZMETİ YAPIYOR; UMARIM BUNU CANLARIYLA ÖDEMEZLER

Türkiye’de savcıların yaptığı darbe değil, sadece devlete yapılan bir hizmet. Suçluyu, hırsızı yargılıyorlar. Basında verilen mesaja göre, yani Erdoğan’ın söylemine göre, olanların suçlusu bu soruşturmaları yapanlar; çünkü mevcut hükümeti değiştirmek istiyorlar! Yanıltıcı bir mesaj; ama muhtemeldir ki vicdanları karıştırabilir… Umarım Türkiye’de görevini yerine getirenler, İtalya’daki meslektaşlarının akıbetiyle karşılaşmaz. Burada pek çok yargıç ya da polis, görevlerini yerine getirmenin bedelini canlarıyla ödedi.
ÇOK OKUNANLAR