Umur Talu'nun o yazısını Fehmi Koru yanıtladı...
Umur Talu'nun muhafazakar gazetelere yönelttiği Suriye ve medya şahinliği eleştirilerine karşı mahalleden Fehmi Koru yanıt verdi...
Umur Talu'nun dünkü yazısında muhafazakar gazetelere yönelttiği eleştirilere Fehmi Koru'dan yanıt geldi. Talu, "muhafazakar değil muhafız" dediği yazısında 'yandaş' gazetelerin Suriye krizindeki tutumunu eleştirmiş, "medya şahini" olmakla suçlamıştı. Merkez medyanın Irak savaşındaki rolünü muhafazakar medyanın devraladığını yazan Talu'ya karşı mahallenin kıdemli kalemlerinden Fehmi Koru yanıt verdi.
"DOSTUMUZ MUHAFAZAKAR ZANNIYLA BAŞKA GAZETELERİ OKUYOR"
Star yazarı Fehmi Koru, Umur Talu'nun adını vermediği yazısından kendisinden "dost" diye söz ederken eleştirilerin doğru olmadığını söyledi. Muhafazakar yazarların ve gazetelerin müdahale yanlısı bir tutum içinde olmadığını savunan Koru "Dostumuz galiba ‘muhafazakâr’ zannıyla yanlış gazeteleri okuyor..." dedi. Koru, "Bir yanlışı düzeltelim" başlıklı yazısında Irak savaşında şahinlik yapanlar kimle ise Suriye krizinde de aynı isimlerin aynı tutumu sürdürdüğünü vurguladı.
İşte Fehmi Koru'nun yazısındaki ilgili bölüm:
Bir dost kalem, nereden bu sonuca varmışsa, muhafazakâr medyanın Suriye konusunda ‘savaşçı’ bir tavır sergilediği kanaatiyle, ‘’Daha önce komşularla savaşa, işgale, ABD, NATO, Batı ve İsrail ekseninde müdahaleye ‘ilkesel’ olarak karşı çıktığı sanılanlar, bugün ‘bu başka’ diyebiliyorlar’’ diye yazmış...
Tezkere tartışmaları sırasında savaştan yana en aşırı tutumu takınmış bir kalemin yerini ‘muhafazakâr medya’almış ona göre...
Yalan söyleyecek değil ya! Ancak benim takip ettiğim gazetelerde, 1 Mart tezkeresine karşı çıkmış ‘muhafazakâr’ sıfatını hak eden yazarların bütünü, Suriye konusunda da aynı çizgilerini sürdürüyor. Hatta ‘Mavi Marmara’ gemisinin başına gelenden sonra bile aynı serinkanlı çizgi hakimdi takip ettiğim gazetelerdeki sözü edilmeye değer yazarlara...
Aradan geçen bunca yıla, bir milyondan fazla Iraklının hayatını kaybetmesine, ABD’nin süklüm püklüm ülkeyi terk etmesine rağmen, hâlâ ‘’1 Mart tezkeresi geçmeliydi’’ teranesini ağızlarından düşürmeyenler var, ama ‘muhafazakâr kalem’ değil onlar...
....Neyse. Konumuz muhafazakâr medyanın Suriye’ye yaklaşımı...
Suriye rejimini sevdiğimiz için mi askeri müdahaleye karşı çıkıyoruz? Hayır. Suriye halkının başına gelebilecek en iyi iş Baas rejiminin devrilmesidir. Sadece Sünnilerin, Arapların veya kendilerini ‘İslâmcı’ olarak tanımlayanların değil, her inançtan, her ırktan, her eğilimden Suriyeli’nin... İş başında bulunduğu son 40 yıl içerisinde halkına sadece kan, ter ve gözyaşı sunmuş bir diktatörlük yönetimi var Suriye’de; devrilmesiyle meydana gelecek değişim herkesin lehine olacaktır.
Yeter ki, halkın üzerine yağdırılacak bombalar veya bir kıvılcım bekleyen içsavaş yoluyla olmasın bu değişim... Türkiye ‘değişim’ sihirli sözcüğünün etkisiyle, ebedi dostlarımızın yaşadığı bir ülkenin halkları tarafından ‘husumet’ olarak algılanabilecek bir maceranın içine asla girmemeli.
Bu tavır, uluslararası sular üzerinde yol alan bir uçağın düşürülmesi karşısında sessiz kalınmasını gerektirmez. Sınırı tecavüz bile söz konusuysa, Suriye’nin buna uçağı düşürerek mukabele etmesi asla onaylanamaz. Türkiye yapılan yanlışlığı her zeminde dile getirmeli, son olayı da kullanarak Esad rejimini dize getirmek için elinden geleni ardına komamalıdır. Savaş dışında her yolla...
Dostumuz galiba ‘muhafazakâr’ zannıyla yanlış gazeteleri okuyor...
Yazının tamamı çin