Umur Talu
Demokratik hukuk devleti olduğu iddiasındaki bir ülkenin cumhurbaşkanı ve başbakanı kendi eşlerinin başları örtülüyken…
Umur Talu’nun 27.09.2014 tarihli HaberTürk Gazete’de başlığı altında yayımlanan makalesi kısa bir girişten sonra şöyle devam ediyor:
Bugün "sıradan bir iç mesele" var burada.
Yakın tarihimizin en kritik, en gerilimli, ama nihayetinde "çözüldü veya bağlandı" sanılan bir sorunu.
Şöyle iç sahnesi var bu ülkenin:
1. Genelkurmay Başkanı, yeni Cumhurbaşkanı'nın resepsiyonuna gidiyor; yeni Cumhurbaşkanı'nın eşi de başörtülü.
2. Aynı Genelkurmay Başkanı'nın komutasındaki bir asker ise, onun komutasındaki bir birlikte iken, tahsis edilmiş lojmana eşini sokamıyor, karısının fotoğrafı başörtülü diye! “Kamusal alanlar"da başörtüsünden yana veya karşı olabilirsiniz.
Meselemiz tam o değil bu yazıda.
Bu yazıdaki meselemiz, buradaki çoğu yazıda olduğu gibi, alttakinin üzerine binen kesif ikiyüzlülük!..
Aynen bunları yazıyor Umur Talu…
En çok iç acıtan cümle de (Benim için) şu:
“…… alttakinin üzerine binen kesif ikiyüzlülük!..”
Neden sahi?..
Niye böyleyiz?..
Demokratik hukuk devleti olduğu iddiasındaki bir ülkenin cumhurbaşkanı ve başbakanı kendi eşlerinin başları örtülüyken…
Ve fakat…
Emirlerindeki bir memurun (Genelkurmay Başkanı da olsa sivillerin atadığı bir memur)…
Kendi eşlerinin başları örtülü olduğu halde onlara “selâm” durmasını övünçle karşılarken…
Bir başka askerin (Rütbesi ne olursa olsun) başı örtülü eşi, kocasına devletin tahsis ettiği lojmana bile giremeyince ortalığı ayağa kaldırmıyor…
Genelkurmay başkanını çağırıp; “Paşa paşa!” diye çıkışamıyor?..
Ya da…
Bu nasıl bir genelkurmay başkanıdır ki…
Kendisi ve karısı, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın başları örtük eşlerinin karşısında “selâm” dururken, emrindeki bir askerin başı örtülü karısına yapılan zulme göz yumuyor…
Yazıklar olsun be…
Yazıklar olsun…
Ve sana ise helâl olsun Umur…
Alkışlarım senin için kardeşim…