Umur Birand
CNN Türk-Kanal D
GAZETECİLER.COM
Efsane gazeteci M. Ali Birand'ın ardında bıraktığı en değerli miras muhtemelen 32. Gün'dür. Bir ekran klasiği olan program gücünü gündeme olan etkisinden aldı. Dünyaca ünlü sayısız liderin ağırlandığı, sayısız atlatma haberin sahne aldığı program, Birand'ın vefatında sonra oğlu Umur Birand tarafından hazırlanmaya başlandı. Oğul Birand babasından kaynaklanan bir sempati-empati-tolerans üçgeniyle hayli avantajlı bir başlangıç yaptı. Ancak sosyal medyadan gelen tepkiler Umur Birand'ın aradan geçen kısa sürece kredisini tükettiğini gösteriyor. Çünkü 32. Gün artık ülke ve dünya gündemini umursamayan, kendi çalıp kendi oynayan bir program haline geldi.
Bir kaç örnek verelim de derdimizi nedir iyice anlaşılsın. Umur Birand, Diyarbakır'daki tarihi Nevruz kutlamasının olduğu akşam "özel güvenlik sektörünün sorunlarını" tartışmaya açtı. Kandil'de düzenlenen ve bütün dünya medyasının yakından takip ettiği basın açıklamasının yapıldığı akşam ise "oyun, oyuncak ve hayvan sevgisi" gibi fantastik bir konuyu ekrana taşıdı. 32. Gün'ün geçtiğimiz akşam masaya yatırdığı konu ise "sporda şiddet yasası" oldu.
Yani çözüm süreci, PKK'nın geri çekilme kararı, yeni anayasa, olaylı 1 Mayıs ya da manşetlerden inmeyen onca konu orta yerde dururken Umur Birand'ın tercihleri giderek daha apoltik, gündem dışı ve fantastik bir çizgiye kayıyor. Neden böyle oluyor, bizim göremediğimiz neyi görüyor da böyle yapıyor hiç bir fikrimiz yok. Sadece 32. Gün'ün giderek eridiğini, etkisiz ve kendi halinde bir markaya dönüştüne tanık oluyoruz.
Elbette Birand'ın mirası herkesten çok oğlunundur. Ancak 32. Gün medyanın kamusal kimliği sonucu seyircinin de ortak olduğu bir değerdir. Gazete ile okuru arasındaki ilişki burada program ile seyirci arasında kurulmuştur. Umur Birand olan bitenin ne kadar farkında bilmiyoruz ancak bu gidişin ne kendisine ne 32. Gün'e ne de seyirciye bir faydası yok.
Umur Birand, M. Ali Birand'ın yarattığı en güçlü değerlerden olan 32. Gün'ün içini boşaltma yolundaki adımlarıyla günün televizyoncusu oldu...
Efsane gazeteci M. Ali Birand'ın ardında bıraktığı en değerli miras muhtemelen 32. Gün'dür. Bir ekran klasiği olan program gücünü gündeme olan etkisinden aldı. Dünyaca ünlü sayısız liderin ağırlandığı, sayısız atlatma haberin sahne aldığı program, Birand'ın vefatında sonra oğlu Umur Birand tarafından hazırlanmaya başlandı. Oğul Birand babasından kaynaklanan bir sempati-empati-tolerans üçgeniyle hayli avantajlı bir başlangıç yaptı. Ancak sosyal medyadan gelen tepkiler Umur Birand'ın aradan geçen kısa sürece kredisini tükettiğini gösteriyor. Çünkü 32. Gün artık ülke ve dünya gündemini umursamayan, kendi çalıp kendi oynayan bir program haline geldi.
Bir kaç örnek verelim de derdimizi nedir iyice anlaşılsın. Umur Birand, Diyarbakır'daki tarihi Nevruz kutlamasının olduğu akşam "özel güvenlik sektörünün sorunlarını" tartışmaya açtı. Kandil'de düzenlenen ve bütün dünya medyasının yakından takip ettiği basın açıklamasının yapıldığı akşam ise "oyun, oyuncak ve hayvan sevgisi" gibi fantastik bir konuyu ekrana taşıdı. 32. Gün'ün geçtiğimiz akşam masaya yatırdığı konu ise "sporda şiddet yasası" oldu.
Yani çözüm süreci, PKK'nın geri çekilme kararı, yeni anayasa, olaylı 1 Mayıs ya da manşetlerden inmeyen onca konu orta yerde dururken Umur Birand'ın tercihleri giderek daha apoltik, gündem dışı ve fantastik bir çizgiye kayıyor. Neden böyle oluyor, bizim göremediğimiz neyi görüyor da böyle yapıyor hiç bir fikrimiz yok. Sadece 32. Gün'ün giderek eridiğini, etkisiz ve kendi halinde bir markaya dönüştüne tanık oluyoruz.
Elbette Birand'ın mirası herkesten çok oğlunundur. Ancak 32. Gün medyanın kamusal kimliği sonucu seyircinin de ortak olduğu bir değerdir. Gazete ile okuru arasındaki ilişki burada program ile seyirci arasında kurulmuştur. Umur Birand olan bitenin ne kadar farkında bilmiyoruz ancak bu gidişin ne kendisine ne 32. Gün'e ne de seyirciye bir faydası yok.
Umur Birand, M. Ali Birand'ın yarattığı en güçlü değerlerden olan 32. Gün'ün içini boşaltma yolundaki adımlarıyla günün televizyoncusu oldu...