Ulusal Solcu yazar Agos'a neden kızdı!
"En azından bir sorun kendinize, "Hrant olsaydı bu yazıyı basar mıydı?" diye."
Bu sert soru, Hürriyet yazarı Tuna Kiremitçi'nin köşesinden. Kiremitçi Agos'un kitap ekindeki yazıda son kitabı Selanik'te Sonbahar hakkında yazılan eleştirilere sinirlendi ve Ezberi bozmazsanız entel camiada yeriniz hazır diye yazdı.
İşte Kiremitçi'nin sinirini bozan o yazı için Agos yönetimine söyledikleri:
Artık "entel takılmak" kolay. Belli şeyleri öveceksiniz. Belli şeyleri de yereceksiniz. Ne yaptığınızı bilmeniz gerekmez. Ezberi bozmazsanız "camiada" yeriniz hazır.
Hrant Dink böyle değildi. Agos'u ezber bozmak için çıkardı. Hem Ermeni hem de Türk fanatiklere mesafeli durdu.
Öldürülmesinin asıl nedeni de bu inadıydı zaten. Çünkü "kötü örnek" oluyordu. Aklı selim sahibi olunabileceğini gösteriyordu iki tarafın gençlerine.
Bugünse "camiaya" giriş için ezbere konuşmak şart. Adaylardan biri Agos'un kitap ekinde kitabım hakkımda güya "eleştiri" yazmış.
Yazdığım her şey en az elli açıdan eleştiriye açıktır. Demirden korksam trene binmem. Ama Agos'takine "eleştiri" demek zor. Daha çok bir gıcığın ifadesi.
İçinde yok yok: Romanda olmayan ifadeler atfetmek, çarpıtma ve Mustafa Kemal antipatisi. Bir de tabii roman karakterlerinin fikirlerini yazarın fikriymiş gibi göstermek.
Romanın Türk kahramanının hayatını bir Ermeni kurtaracak, sonra da o Yunanlı arkadaşlarını kurtarmak için kendisini paralayacak ve sen çıkıp bunu "ırkçı" sayacaksın.
Niye? Yazar kendisine "ulusal solcu" diyor diye.
Kusura bakmayın ama böyle geyik yok. Bu düpedüz "nasılsa bizim enteller kitap falan okumaz, sallayayım gitsin!" demek.
Görünen o ki bu gençler lobide yer kapmayı metne kafa patlatmaktan daha önemli buluyor.
Son sözüm Agos'çulara: Kimse Mustafa Kemal'i sevmek zorunda falan değil. Ayrıca kitap eki şahane fikir. Ama içini doldururken canımıza okuyacak gerçek eleştiriler bulun.
Gıcık olduğunuz birine en büyük kıyak onun aleyhinde böyle şeyler basmaktır. Elin oğlu bu kadar boşluğu affetmez, fikrinizi tarumar eder. Sükseniz de bu okuduğunuz yazıdan ibaret kalır.
En azından bir sorun kendinize, "Hrant olsaydı bu yazıyı basar mıydı?" diye. Edebiyat vallahi çocuk oyuncağı değil, unutmayın.