MEDYA KÖŞESİ

Türköne şaşkınlıktan küçük dilini yuttu

Saray içi çatışma Zaman yazarı Mümtazer Türköne'yi şaşkına çevirmiş.

Türköne şaşkınlıktan küçük dilini yuttu
GAZETECİLER.COM - Saray içi kavga Zaman yazarı Mümtazer Türköne'yi şaşkına çevirmiş. Kürt meselesi yüzünden devletin devlete kılıç çektiği tezine Türköne farklı bir ek yapıyor.
İddiasına göre asıl dert başka...
Bu kutuplaşmanın sebebi yargının askerden boşalan yeri doldurmaya niyet etmesi...

İşte yorumları;

"Şaşkınlıktan küçük dilini yutmak" dışında, kılıçların çekildiği bu "devlet içinde savaş" durumuna bir anlam verme imkânımız var mı?

Önce şu soruya cevap verelim: Adeta iki farklı devlet gücüne işaret eden bu savaş neden çıktı?

Sorunun cevabı açık: PKK'nın yeni saldırılara başlamak üzere verdiği tarihe sadece beş gün var. Savaşın merkezinde KCK soruşturması olması, geride şüphe bırakmıyor. Bu savaş, Kürt sorunu etrafında devlet içindeki kutuplaşmanın, artık aleniyete dökülmüş bir hesaplaşmaya dönüştüğünü gösteriyor.

ASIL DERT BAŞKA

Mümtazer Hoca'ya göre çatışma halinde birden fazla kutup var. Birinci grup Kürt meselesini çözmek için önce terörün bitirilmesi gerektiğine inanıyor. İkinci grup ki bu hükümet oluyor, siyasi çözüm ile PKK'ya silah bıraktırmayı hedefliyor.

Türköne bu tespitten sonra kavganın asıl sebebini şöyle açıklıyor;

"Bu kutuplaşmayı Kürt sorununu yakından takip edenler zaten biliyordu. Yine de ortalığı sarsan bu kılıç şakırtılarını kimse tahmin etmiyordu. O zaman mesele sadece Kürt sorunu değil. Kürt sorununun çözümü üzerinden devlet iktidarı yeniden şekilleniyor. Bu kavga, devlet içinde askerden boşalan yeri artık yargı erkinin aldığını gösteriyor. Kürt sorunu gibi hayatî bir konuda hükümete meydan okumak, aynı zamanda "devlet benim" anlamına geliyor. Bu kavga, Ergenekon davası üzerinden "yandaş yargı" tezini bütünüyle çöpe atıyor.

HER İKİSİ DE YANLIŞ

MİT Müsteşarı'nın "şüpheli" sıfatıyla savcılığa davet edilmesi, devletin tekliği prensibine aykırı. Müsteşar'ın bu davete uymaması ise devleti var eden hukuku zedeler.(...)

Demek ki mesele MİT yöneticilerinin yargı önüne çıkartılması değil. Gözümüzü asıl soruna, Kürt sorununa ve gelmekte olan şiddet dalgasına dikmemiz lâzım. Devlet içinde farklı görüşlerin rekabet etmesi demokrasiye uyar. Nihayetinde ülkeye faydalı olanın galip gelmesi kaydıyla..

Yazının tamamı için tıklayın

ÇOK OKUNANLAR