Türkali savcıların ezberlerini de bozacak mı?..
Unutmayın ki cezaevlerimiz, düşüncelerini söyleyen veya siyasal iktidar gibi düşünmedikleri için önce tutuklanıp sonra da haklarında.....
ADNAN BERK OKAN
Sokrat haksız yere öldürüldükten sonra Eflatun şöyle demişti:
“İnsanoğlu, bilgeliği sevenler siyasi gücü ellerine alana kadar veya siyasi gücü ellerinde tutanlar bilgeliği sevene kadar problemlerin bittiğini görmeyecek.”
* * *
Sokrat'ın o güzelim sözünden sonra geleyim Banu Güven'in NTV ekranlarında konuk ettiği ünlü yazar Vedat Türkali'nin söylediklerine...
Usta yazar, Kürt sorunu konusundaki çarpıcı açıklamaları ile dikkat çekti...
Bazı çevrelerin tüylerini diken edecek şeyler söyledi...
PKK ve Abdullah Öcalan'dan da "Saygı, sevgi" sözcükleriyle bahsetti meselâ...
Sevgili dostlar;
Türkali'nin söylediklerini tasvip etmeyebilirsiniz...
Ya da bütün gücünüzle destek verebilirsiniz Koca Usta'ya...
Ama...
Sakın ola heyecanlanmayın...
Sakın ola, "Ey savcılar!.. Ne duruyorsunuz!.. Tutuklatın bu Vedat Türkali'yi... Çetebaşına saygılar gönderdi!" diye ayağa fırlamayın...
Her sevmediğinizi cezaevinde görme merakınızı tatmin etme duygularınıza gem vurun...
Unutmayın ki cezaevlerimiz, düşüncelerini söyleyen veya siyasal iktidar gibi düşünmedikleri için önce tutuklanıp sonra da haklarında "suçlayıcı delil üretilen" binlerce aydınla dolu...
Ve ey siz; Türkali'nin söylediklerinin taze gönderilmiş "Vahiy" olduğunu zannedenler...
Sakın ola sokaklara dökülüp de o söylemlerin gazıyla ortalığı yangın yerine çevirmeyin...
Olgunlaşın!..
Ve...
Sakin olun...
Ya da...
Fatih Altaylı'nın dediği gibi "adam olun adam"...
Ve siz ey cumhuriyetin ve elbette demokrasinin savcıları...
Sakın ola soruşturma başlatmayın...
Bırakın dileyen dilediğine selâm ve sevgilerini göndersin, yanına "saygılarını" da ekleyerek...
Kıyamet mi kopar?..
Bırakın dileyen oyunu kime veya hangi partiye vereceğini açıklasın özgürce...
Sandıklar mı yanar?..
Ancak...
Amacınız "hukukun üstünlüğünün gereklerini yerine getirmek" değil de iç "kargaşa çıkarmak", herkesi birbirine düşman etmekse; söyleyecek sözüm yok...
Olamaz da...
Allah sonunuzu hayreylesin...
Ve...
Unutmayın...
Türkiye'de de bir gün gelecek hem bilgeliği (hukukun üstünlüğünü, adaleti) sevenler siyasi gücü ellerine alacaklar ve hem de siyasi gücü ellerinde tutanlar bilge (hukukun üstünlüğünü, adaleti seven) olacaklar...
Yani...
"Günümüz savcılık zihniyeti" tarihe gömüldüğü günler de gelecek...
Ve...
O kafalar tarihte "kara sayfalar" olarak yer alacak...
[email protected]
Sokrat haksız yere öldürüldükten sonra Eflatun şöyle demişti:
“İnsanoğlu, bilgeliği sevenler siyasi gücü ellerine alana kadar veya siyasi gücü ellerinde tutanlar bilgeliği sevene kadar problemlerin bittiğini görmeyecek.”
* * *
Sokrat'ın o güzelim sözünden sonra geleyim Banu Güven'in NTV ekranlarında konuk ettiği ünlü yazar Vedat Türkali'nin söylediklerine...
Usta yazar, Kürt sorunu konusundaki çarpıcı açıklamaları ile dikkat çekti...
Bazı çevrelerin tüylerini diken edecek şeyler söyledi...
PKK ve Abdullah Öcalan'dan da "Saygı, sevgi" sözcükleriyle bahsetti meselâ...
Sevgili dostlar;
Türkali'nin söylediklerini tasvip etmeyebilirsiniz...
Ya da bütün gücünüzle destek verebilirsiniz Koca Usta'ya...
Ama...
Sakın ola heyecanlanmayın...
Sakın ola, "Ey savcılar!.. Ne duruyorsunuz!.. Tutuklatın bu Vedat Türkali'yi... Çetebaşına saygılar gönderdi!" diye ayağa fırlamayın...
Her sevmediğinizi cezaevinde görme merakınızı tatmin etme duygularınıza gem vurun...
Unutmayın ki cezaevlerimiz, düşüncelerini söyleyen veya siyasal iktidar gibi düşünmedikleri için önce tutuklanıp sonra da haklarında "suçlayıcı delil üretilen" binlerce aydınla dolu...
Ve ey siz; Türkali'nin söylediklerinin taze gönderilmiş "Vahiy" olduğunu zannedenler...
Sakın ola sokaklara dökülüp de o söylemlerin gazıyla ortalığı yangın yerine çevirmeyin...
Olgunlaşın!..
Ve...
Sakin olun...
Ya da...
Fatih Altaylı'nın dediği gibi "adam olun adam"...
Ve siz ey cumhuriyetin ve elbette demokrasinin savcıları...
Sakın ola soruşturma başlatmayın...
Bırakın dileyen dilediğine selâm ve sevgilerini göndersin, yanına "saygılarını" da ekleyerek...
Kıyamet mi kopar?..
Bırakın dileyen oyunu kime veya hangi partiye vereceğini açıklasın özgürce...
Sandıklar mı yanar?..
Ancak...
Amacınız "hukukun üstünlüğünün gereklerini yerine getirmek" değil de iç "kargaşa çıkarmak", herkesi birbirine düşman etmekse; söyleyecek sözüm yok...
Olamaz da...
Allah sonunuzu hayreylesin...
Ve...
Unutmayın...
Türkiye'de de bir gün gelecek hem bilgeliği (hukukun üstünlüğünü, adaleti) sevenler siyasi gücü ellerine alacaklar ve hem de siyasi gücü ellerinde tutanlar bilge (hukukun üstünlüğünü, adaleti seven) olacaklar...
Yani...
"Günümüz savcılık zihniyeti" tarihe gömüldüğü günler de gelecek...
Ve...
O kafalar tarihte "kara sayfalar" olarak yer alacak...
[email protected]