MEDYA KÖŞESİ

Türk televizyonlarındaki habercilik öldü!

Yeni Şafak'ın TV eleştirmeni Bekir Hazar, Özhan Canaydın'ın vefatının medyadaki yasımaları üzerine bir habercilik eleştirisi yapmış.

Türk televizyonlarındaki habercilik öldü!

Yeni Şafak gazetesinin TV eleştirmeni Bekir Hazar Özhan Canaydın'ın vefatının medyadaki yasımaları üzerine bir habercilik eleştirisi yapmış. Hazar'a göre Türkiye'de TV haberciliği yerlerde sürünüyor...

Bekir Hazar/YENİ ŞAFAK

Ölmeden öldürmek!

Hülya Avşar ekranda Ruhi Su'ya selam göndermişti...

Halbuki 25 yıl önce ölmüştü Ruhi Su...

Ebru Şallı'nın da ölmüş bir ünlümüzü canlı yayına çağırdığı iddia edildi geçenlerde...

Ölmüşleri diri sanmak gaftır ama ortalığı ayağa kaldırmaz...

Hayattakileri ölmeden öldü ilan etmektir asıl tehlikeli olan...

Galatasaray eski Başkanı Özhan Canaydın kibar, centilmen ve herşeyden önce mükkemmel bir beyefendiydi...

Hayata gözlerini yummadan 12 saat önce "Öldü" diye haber yaptılar kanallarımız...

Halbuki Özhan Canaydın mağlup oldukları maçta Fenerbahçe'yi alkışlayan ve fair play alan bir spor adamımızdı...

Haber kanallarımız fair play-ı toprağa gömdüler...

Daha ölmeden, ölümle savaşan bir beyefendiyi öldürerek...

Ne kadar ayıp ve çirkin...

Google'de sörf yaparken gözüme çarpan bir yazıya kilitlendim....

Şöyle yazıyordu;

"1948'de orta yaşta bir şair, 'Ben ölmedim... / Beni öldürmediler de; / Yaşıyorum, yaşıyorum işte, / At kıçında sinek gibi, / Töööbe, töbe!' diyordu...

Şair, şiirinin sonunda bir kez daha sesini yükselterek 'Ölmedik ya, yaşıyoruz işte, / Yaşıyoruz dedik, yaşıyoruz be, / Heey, fincancı katırları!' feryadını basıyordu...

Evet bazı haberciler aynen fincancı katırları oldu...

Hastaneyi arama zahmeti bile göstermeden "Özhan Canaydın öldü" diye haber yaptılar...

Bir "Alo" diyemeyecek kadar reflekssizdiler artık....

Cansız ve fersiz...

Devlet eski Bakanı Mustafa Yılmaz için de geçmişte "Öldü" diye haber yapmışlardı...

Adam kaza geçirmiş, ailesi gözü yaşlı...

Bir "Alo" diyemediler...

Öldürdüler...

Yakınlarını yasa boğdular...

Mesela her sene "İbrahim Tatlıses öldü" diye haberler üfürülür bir yerlerden...

"Öldü" diye diye öldürmek mi isterler adamı?..

Ölmesini mi çok beklerler de onun için mi üfürükçü olurlar anlamıyorum....

Geçen sene Kuşum Aydın ekran ekran dolaşıyordu...

"Yahu nerden çıktı bu haberler?.. Ben ölmedim, yaşıyorum, ölmedim işte ölmedim ya" diye bağırıyordu...

Onu yurtdışlarında öldürmüştü birileri...

Birileri de haberlere taşımıştı...

Nejat Uygur dev sanatçılardan biri...

Ancak uzun süredir hastalıkla pençeleşiyor...

Bir canlı yayın yönetiyordum geçtiğimiz aylarda...

"Nejat Uygur öldü" diye haberler manşetlere taşındı internet sitelerinde...

Yanımdaki arkadaşlarım "Yayında duyurup, başsağlığı dileyelim" çağrısı yaptılar heyecanla...

"Durun yahu" dedim... "Araştıralım" diye ekledim.. Hemen oğlu sevgili Behzat Uygur'u aradım.

"Aman abi nereden çıktı bu haberler. Yok öyle birşey. Allah'a şükür ölmedi, babam yaşıyor" dedi.

Sahi kimdi bu ölmeden adam öldüren fincancı katırları..?

Bilemiyorum...

Ancak maalesef bu ölmeden öldürme olayları son dönemde gittikçe artıyor...

Eskiden fısıltıydı... Kulaktan kulağa yayılırdı...

Derken gazetelere ve internet sitelerine taşındı...

Şimdi paldır küldür, hiçbir araştırma yapmadan televizyon haberlerinde öldürüyorlar insanları...

Hem de ölmeden...

Bana dün bir ölüm haberi daha geldi...

Doğru olduğunu hissediyordum ama yine de kesin teyit almam lazımdı...

Hemen hastaneyi aradım....

Başhekim acı haberi verdi...

"Maalesef Türk televizyonlarındaki habercilik öldü" dedi...

Gözlerim yaşardı...

Allah rahmet eylesin...

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar