ANALİZ

Troller Nurettin Canikli'den ne ister?

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli FETÖ’nün tasfiyesi sırasında mağdurlar olabileceğini samimiyetle kabul etti…

Troller Nurettin Canikli'den ne ister?
GAZETECİLER.COM-

Vicdan ve akıl tutulması yaşayan gazeteci mesleğini yapamaz, “Trol” olur çıkar…
Ne demek mi istiyorum?..
Anlatayım…

* * *

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli FETÖ’nün tasfiyesi sırasında mağdurlar olabileceğini samimiyetle kabul etti…
Sonra da “ama” dedi, “haksızlık adaletsizlik yapmama noktasında gereği yapılacaktır”…
O kadarla da bırakmadı…
Şikâyetlere açık olduklarını söyledi…
KHK ile görevden alınan personelin yine KHK ile görevine iade edileceği sözünü verdi…
Ve…
Başvuruda zaman aşımının da durdurulduğuna dikkat çekti…

* * *

Ama…
Kendileri için “Gazeteci” sıfatını kullanan kimileri, alışıldığın dışında samimi konuşan Nurettin Canikli’ye saldırı başlattılar…
İçlerinde istifasını isteyenler bile vardı…
Neden mi?..
Çünkü…

* * *

Bu sözde gazeteciler…
Bu, kendilerinde “savcılık” ve “yargıçlık” vehmeden amigoların kimileri Nuretin Canikli’den sadece “yanlış yaptık” sözünü duymak istiyorlardı…
Kimileri ise, “n’apalım kardeşim?.. Memlekette olağanüstü hal var… Hata olması normaldir” diyerek “gaddar” olmasını…
Çünkü bu tipler…
Politikacıların aslında birer “Devlet İnsanı” oldukları gerçeğini kabul edemeyenlerdi…
Çünkü bu tipler için gaza gelmiş, ya da gaza getirilmiş okur tarafından övgüler almaktı önemli olan…
Çünkü bunlar için “başarılı gazeteci” en çok okunan, en çok “tıklanan” gazeteciydi…
Devlet insanı olmanın gereğini yerine getirmek ise önemsiz ve hatta bir politikacıdan beklenmeyen bir tavırdı…
Çünkü bu tipler:
Aklın…
Yani vicdanın…
Yani hukukun…
Yani “faziletli” olanın değil…
Hamasetin önünde eğiliyorlardı…
Oysa Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli:
Aklın…
Yani vicdanın…
Yani hukukun gereklerini yerine getiren “Erdemli” bir devlet insanlığı sergilemişti…

* * *

Arkadaşlar…
Bizler gazeteciyiz; savcı ya da yargıç değil…
Biz haber veririz, “Hüküm” değil…
Unutmayın…
Olağanüstü Hal kanunları dünyanın bütün demokrasilerinde sıkı ve hatta “acımasız” uygulanır…
Bir ülkede olağanüstü hal yasaları yürürlükteyse eğer, Devlet şefkatli davranmaktan uzak durur…
Hatta ve ne yazık ki bazen kurularla yanabilecek yaşlar bile göze alınır…
Ancak…
O hatanın kaçınılmazlığının kabul edilmesine rağmen, “nasıl olsa olağanüstü hal var; hata olması da normaldir” diye düşünülmez…
Bilhassa yargı (Savcılar ve yargıçlar) çok hassas davranır…
Başta Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan olmak üzere Cumhuriyet Hükümeti, Türkiye Cumhuriyeti savcıları ve yargıçlarından da aynı hassasiyeti göstermelerini istiyor…
Ama…
Bu arada açık yüreklilikle “Yanlış yapılmış olabilir de” diyerek muhtemel hataları kabul ediyor…

* * *

Türk halkı, başta Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakanı olmak üzere bütün siyasi kadrolarıyla, demokrasiye bağlı askeriyle ve emniyetiyle; kendi ve dünya tarihinde görülmemiş bir darbe girişimini önledi…
Darbe girişiminde bulunanlar asker üniforması giydirilmiş terör örgütü (FETÖ) üyeleriydi…
Öyle bir terör örgütü ki; adliye, mülkiye, harbiye ve hatta tıbbiyeyi neredeyse tamamen ele geçirmek üzereymişler…
240 şehit verdik o darbe girişimi sırasında…

* * *

Yani arkadaşlar…
240 şehidimizin kanlarının bedeli ödenmeyecek mi?..
Temizlenmemeleri durumunda yaşadığımız o gecenin bin beterini yaşama ihtimalimiz orta yerde dururken hiç mi tasfiye yapılmayacak?..
Kaldı ki…
FETÖ’cülerden temizlenmesi gereken bir tek harbiye değil ki…
Maliye var…
Mülkiye var…
Tıbbiye var…
Ve en çok da talim terbiye (Eğitim, öğretim) var…
Haliyle (Hiç istenilmese de) hata yapılıyor…
Nurettin Canikli da önce ve samimiyetle durum tespiti yaptı…
Romantik bir demokratlık şovuna soyunmadı yani…
Gerçekleri kabul etti…
Sonra da…
Hataların en aza indirileceğini, haksızlığa uğrayanların görevlerine iade edileceklerini söyledi…
Yani… Gelişmiş demokratik hukuk devletinde bir devlet insanı politikacı nasıl davranırsa aynen öyle davrandı…
Makul vatandaşla, basın ilke ve ahlâkına bağlı gazeteci böyle bir bakanın istifasını istemez aksine alkışlar…
Ama dedim ya…
Bunlar “gazeteci” değil, “trol”…


Yakup Murat 
ÇOK OKUNANLAR