Tipik bir 30 yaş ipiyle kuşağı, saçıyla tarağı…
Yaşı genç ama beyni yaşlı olduğu için Türkiye’nin “en eski muhafazakâr” partisinde görev alıyor…
ADNAN BERK OKAN
Adı Korkmaz…
Soyadı Karaca…
Komedi gibi…
Zira karaca dünyanın en korkak, en ürkek canlısı…
Ama kardeşin adı Korkmaz ya; tam bir terminatör!..
Allah tarafından Fikri Sağlar ve Bengi Yıldız İstanbul stüdyosunda değildiler…
Hafazanallah ikisine birde tekme tokat girişebilirdi…
“Kim bu Korkmaz Karaca?..”
Söyleyeyim:
Hem CHP Parti Meclisi üyesi…
Hem FOX TV’de program yapıyor…
Yani…
Amerikalı neo-conların (Yeni Muhafazakâr) Türkiye temsilcisi gibi bir şey…
“İyi ama CHP’li!..”
Tamam işte…
Yaşı genç ama beyni yaşlı olduğu için Türkiye’nin “en muhafazakâr” partisinde görev alıyor…
Amerikalı cumhuriyetçilerden farkı “yeni” değil, “eski” muhafazakâr oluşu…
Onu TV ekranında dinleyenler (ki muhtemel CHP seçmenleri) birbirlerine bakıp:
"CHP işte bu be aabi… Bunlar bir taraflarını yırtsa değişmezler, değişemezler” diyor…
Çünkü…
Hem Korkmaz ama hem Karaca, önüne gelen herkese sallıyor, palasını…
Kesmese bile korku salıyor…
“Ulaaannn!” diyor adeta… “İktidar olduğumuzda bizim gibi düşünmeyenlere su bile vermeyeceğiz, suuuu!”
Yahu kerata hele bir dur…
Hele bir dinle…
Karşındaki adam senin partini övüyor lan oğlum!..
“Geleceği parlak” diyor…
“CHP doğru şeyler yapıyor” diyor…
“Diyarbakır’a gelişi ve bu geliş gidişlerin devamı CHP’yi bölgede güçlendirir” diyor…
“Bölgede 117 milletvekili çıkıyor bunların sadece yedisi CHP’nin… Bu şekilde devam ederse CHP iktidar alternatifi olur” diyor…
Ama kardeş, büyükleri gibi “muhalefet” olarak kalmaya yeminlilerden…
CHP’nin değişmesini de büyümesini de istemiyor…
“Vay efendim nasıl öyle söyler” misali bir dalıyor diğer tartışmacılara; paça kasnak…
Rakip iki seksen yerde…
Tipik bir Deli Dumrul…
CHP’yi destekleyene de çakıyor…
Eleştirene de…
Dinleyen, CHP'nin değil de MHP'nin parti meclisi üyesi olduğunu zannedecek...
Bir "tutucu"...
Bir "eskici"...
Bir "yenilik - değişim" düşmanı ki...
Sormayın gitsin…
Ahmet Hakan'ın CNNTÜRK'te hazırlayıp sunduğu "Tarafsız Bölge"de yıktı ekranı eyledi viran…
Ödüm koptu sandalyeyi kapıp vuracak birine diye, her an…
Yaşı genç ama beyni yaşlı…
Yaşlanmış daha doğrusu…
Birgün Gazetesi yazarı, CHP eski milletvekili ve Kültür Eski Bakanı Fikri Sağlar sakin ve olgun bir ses tonuyla "Benim geçmişim, senin geleceğin" dediğinde son derecede "saygısız" ve “alaycı” bir gülüşüyle karşılaştı arkadaşın...
"Tabii öyle olacak çünkü sen altmış yaşındasın, ben otuz…"
Vay be!..
Biz altmışlı yaşlarını idrak edenler ölelim gaari…
Yaşımız ve deneyimlerimizle alay eden bir 30 yaş ipiyle kuşağı, saçıyla tarağı…
Keşke aynı anda Orson Welles ustanın o ünlü şarkısı çalınsaydı…
"I know what it is to be young, But you don't know what it is to be old"…
Yani; "Ben genç olmanın ne olduğunu biliyorum fakat sen yaşlılığın ne olduğunu bilmezsin"...
Delikanlıyı (eski Osmanlı özcüğü anlamında değil. Delik ve kan yönünden) dinlerken tüylerim diken diken oldu…
Öyle ya…
"Yaşlılığı ayıp, gençliği erdem" gibi sunan bir sözde genç var ekranda…
O anda izleyenlerden topladığı tepkiyi tahmin ediyorum...
Nitekim CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin yayına telefonla bağlanıp, keratayı "azarlamak" zorunda kaldı...
İyi ama…
Bana sorarsanız, ekranda önüne gelenle kavga eden Korkmaz Karaca bir CHP Parti Meclisi üyesi değil, bir gazeteciydi..
Ve Gürsel Tekin de bir CHP Parti Meclisi Üyesini değil, bir gazeteciyi azarladı...
Bir meslektaşımıza "fırça" attı...
Ve...
O kadar da değil...
Konuklara karşı "kaba, saldırgan, alaycı, saygısız" tavır sergileyen kişi de CHP Parti Meclisi üyesi değil, bir gazeteciydi...
Hâsılı…
Korkmaz Karaca'nın CHP'nin yeni imajına verdiği zarar umurumda bile değil...
Ama...
Gazeteciliğe verdiği zarar umurumda...
Hem de çok umurumda...
Sadece benim değil...
Hepimizin umurunda olmalı...
Ve...
Korkmaz Karaca ya medyayı bırakmalı ya da CHP Parti Meclisi üyeliğinden istifa etmeli...
Ancak...
Benim kişisel görüşüme göre Karaca'nın bundan sonra yapması gereken; gazeteciliği bırakmasıdır...
Tabii, Gürsel Tekin'den yediği o fırçalardan sonra partide kalabilecekse...