Temelkuran 'Keşke ben de erkek olsaydım' diyor
Ece Temelkuran son romanı ile ilgili konuştuğu meslektaşı Asu Maro'ya neden "Keşke ben de erkek olsaydım ve beni de kadınlar sevseydi" dedi?
Gazeteci Ece Temelkuran, son bir yılın çoğunu Tunus'ta kitap yazarak geçirdi. Sonunda "Düğümlere Üfleyen Kadınlar" romanıyla döndü. Temelkuran entelektüel kadınlara yüklenen hep ciddi görünme misyonundan şikayetçi: "Evet, ben politik bir insanım ve evet kendimi güzel bir kadın olarak görmeyi de seviyorum."
İşte Asu Maro'nun söylesişinden çarpıcı bir bölüm:
Ece, Habertürk'ten çıkarıldığından beri, yani bir yıldır gazetecilik yapmıyor, kitap yazıyor. Çoğu Tunus'ta geçen bu dönemin sonunda "Düğümlere Üfleyen Kadınlar" (Everest Yayınları) romanıyla döndü. İnsanı sarıp sarmalayan şefkatli bir kitap, hayatı 'yapan' kadınların, 'büyücü' kadınların öyküsünü anlatıyor. Tunuslu Amira, Mısırlı Mayram, ismi olmayan Türk gazeteci kadın bir de zamansız-mekansız Madam Lilla ile acayip bir maceraya çıkıyorsunuz. Kadın dünyasını bir kez daha seviyorsunuz...
Biz de Ece'yle onun deyişiyle 'en güzel yaşlarına yeni gelmiş' iki kadın olarak güneşli bir İstanbul sabahında buluştuk, hiç susmadan konuştuk... Hayattan, kitaptan, geçen yıldan ama en çok kadınlardan...
* Erkekler sevilmek için bir şey yapmazken kadınların uğraşması gerektiğini söylüyorsun romanda...
- Erkekler kadınlar var olduğu için o kadar şanslılar ki, sonsuz şımartıyoruz onları. Keşke ben de erkek olsaydım ve beni de kadınlar sevseydi. Ne kadar kolay bir hayat. Tek yapman gereken, Madam Lilla söylüyor, hayret ve hürmet etmek. Gerisini kadınlar hallediyor zaten. Bütün hayatı yapıyorlar. Bir erkek hayatını kolaylaştırdı mı Asu, sorarım sana...