MEDYA KÖŞESİ

Taş altında kalır, lâf altında kalmaz; Yükselir!

Hem TRT'ye, hem de Hıncal Abi'ye cevap vermek için daha evvel büyük efor sarf ederek yazdığım iki yazıyı

Taş altında kalır, lâf altında kalmaz; Yükselir!

GAZETECİLER.COM

Sevilay Yükselir bu işte…
Taş altında kalır, lâf altında kalmaz…
Bugün de öyle yapmış…
Bir sağ kroşe TRT’ye…
Bir sol kroşe de Hıncal Usta’ya çakmış…
Şu anda gong sesi ile birlikte köşesine çekilmiş üçüncü raundun başlamasını bekliyor…
Biz size ikinci raunttan bölümler verelim izninizle…

Sevilay kardeş;

Kavganız beni ilgilendirmez…

Ama…

TRT’nin, “Uzak İhtimal” filmine verdiği maddi destek konusunda Hıncal Usta ile hemfikirim…

Sanat, Devlet tarafından desteklenir, desteklenmelidir de…

Çünkü sanat devlet tarafından desteklenmezse; geniş halk kitleleri, müziğin, tiyatronun, resmin, operanın ve elbette sinemanın o sihirli keyfinden ve mucizevî eğitim gücünden mahrum kalırlar…

Ahmet Hakan’a çak çakabildiğin kadar bana ne ama…

TRT’nin sanata, sanatçıya verdiği desteğe “yolsuzluk” penceresinden bakma lütfen…

Adnan Berk Okan

Hayır Hıncal Abi, hayır! Hiç de öyle değil!

(...)

Efendim, yüksek müsaadelerinizle cevap verme hakkımı evvela Hıncal Abi'den yana kullanmak istiyorum. Çünkü onun her daim önceliği vardır benim nazarımda.

Demiş ki dün özetle sevgili üstat: "Bir gazeteci kendi yazılarından mükelleftir sadece. O gazetecinin kardeşlerinin ne iş yaptığı, nasıl yaptığı katiyen onu bağlamaz! Bizi de haber değeri açısından ilgilendirmez."

Doğru söylemiş. Söylemiş de bunu söylerken geçmişte benim Ahmet Hakan'ın, kardeşlerinin TRT'de önleri açılsın, One Ajans adlı şirket üzerinden ihale kapsın diye köşesini bir pazarlama köşesi gibi kullanmasına dair koyduğum bütün argümanları atlamış! Nedense oralara hiç girmemiş. Kıyısından köşesinden geçmemiş. Fırçayı basmış olduğu gibi bana! Aleni bir şekilde işi kişiselleştirdiğimi yazıp, beni neredeyse ırkçılıkla suçlamış!

Daha evvel de yazdım. Kişisel filan değil bütün bu yazdıklarım. Ne Ahmet Hakan'ı tanırım. Ne de kardeşlerini. Ne de TRT'nin yetkililerini. Sadece bana gelen kulisleri araştırıp, belgesini bulup, bu köşeye yazarım!

Hatırlayın. Tarih 28 Aralık 2008. One Ajans ve TRT arasındaki 22.5 milyon euroluk sözleşmenin imzalandığı gün.

Ne yapıyor Ahmet Hakan?

Peş peşe TRT'ye ve Genel Müdürü'ne yıkama yağlama çekiyor köşesinden...

1) "Üç Teşekkür- 30 Aralık 2008"

2) "Bugünü de gördük ya!-31 Aralık 2008"

3) "Yıldızı Parlayan Bürokrat- 5 Ocak 2009"

Şimdiiiiiii...

Hakkım değil mi, Hıncal abiye şunu sormak;

"Elbette ki kardeşler birbirinin yaptığı işlerden sorumlu değildir. Ama Ahmet Hakan'ın, kardeşlerinin TRT'de ya da AKP'li belediyelerde daha rahat at koşturması için köşesinden yaptığı bu yıkama yağlama çalışmaları, onu sorumlu kılmıyor mu Hıncal Abi? Mesela sen böyle bir şey yapar mıydın Öcal Abin için? Yani salt onun işi yürüsün, ihale alsın, cepleri para ile dolsun diye kaleminin namusunu kirletir miydin? Bilirim ki kirletmezsin! O halde neden 9 ve 14 Kasım 2009'da bütün belgeleri ve ispatları ile kaleme aldığım o iki makaleyi görmezden geldin? Neden o yazılar sonrası, bir 'Olmadı Ahmet Hakan!' çekmedin? Hadi çekmedin. Ya da doğru yazdığıma yüzde yüz emin olmana rağmen geçmişte kanlı bıçaklı olduğun Ahmet Hakan son dönemde sana en yakın kalem olduğu için bu meselelere girmek istemedin! Tamam ama şimdi niye giriyorsun Hıncal Abi?

 

Sevilay Yükselir’in attığı yumrukların tümünü görmek için

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar