MEDYA KÖŞESİ

Taraf yazarından BDP'ye ders vermem çıkışı!

Taraf yazarı Halil Berktay, "soran olmadı ama ben BDP'ye ders vermek istemiyorum" diye yazdı...

Taraf yazarından BDP'ye ders vermem çıkışı!
GAZETECİLER.COM  - "Büşra Ersanlı'nın tutuklanmasını protesto eden 700 küsur imzalı bir bildirinin ardından, (ben gördüğümde) 230 kişinin imzası olan bir bildiri daha çıktı.

"Siyaset Akademisinde Ders Vermek İstiyoruz!" başlığını taşıyor... Bildiri, haksız gözaltı ve tutuklamalara karsı çıkmanın ötesinde, bir kuruma sahip çıkıyor ve kefil oluyor. Ama bunu yaptığının ya farkında değil ya farkında değil gibi davranıyor."

Bu giriş Taraf gazetesi yazarı Halil Berktay'ın bugünkü köşesinden. Berktay " Soran olmadı ama, hayır, ben BDP'de ders vermek istemiyorum" diye yazdı.

Perşembe'yi yani yazı gününü bekleyemeyen Berktay, şöyle devam etti:

KİMSE BANA İMZALA DEMEDİ AMA...

Ben bu bildiriyi imzalamadım, imzalamaya davet edilmedim gerçi, çünkü edilseydim de imzalamazdım. Nedenleri bir kere daha açıklamak istiyorum.

Birincisi, eleştirdiğim bildiri, haksız gözaltı ve tutuklamalara karşı çıkmanın ötesinde, bir kuruma sahip çıkıyor ve kefil oluyor. Ama bunu yaptığının ya farkında değil, ya farkında değil gibi davranıyor. İkisini özdeşleştiriyor; KCK operasyonlarına muhalefetten. BDP Siyaset Akademisi'nin savunusuna sıçrıyor.

O OKULDA NE OKUTULUYOR?

Çünkü ikincisi, ilginçtir, eleştirdiğim bildiride söz konusu parti okulunun içeriği hakkında; orada (daha çok) ne konuşulduğu ve öğretildiği, genel hava ve ortamın ne olduğu hakkında hiçbir şey yer almıyor. Herhalde bu önemsiz görülüyor olmalı. Nitekim bu yazının ön fikirlerini internette ortaya attığımda şöyle karşılıklar da aklım: “Ne dersi ya da semineri olursa olsun, nerede olmasına ve içeriğinin ne olduğuna bakılmaksızın fikirlerin açıklanması doğrudur; bundan yanayım.”

Berktay ardından BDP parti okulunda, Öcalan, PKK ve KCK eleştirilebilir mi? diye sordu:

"Bunları hep söyledik, yaşadık, uyguladık 1960'lar. 70'ler ve 8o'lerde. Toptan unutmuş olabilir miyiz, kendi kendimize bile itiraf etmekten çekindiğimiz iç realitemizi ? Ya da, pekâlâ biliyoruz da, aslında her türlü şiddete çok da karşı olmadığımız; "devrimcilik'' ve/ya her zaman (sırf) devlete karşı olmak uğruna bazı biçimlerine içten içe sempati duymaya devam ettiğimiz için mi. yukarıda verdiğim Cihadçı Siyaset Akademisi örneğine sahip çıkmak aklımızdan geçmeyeceği halde, BDP Siyaset Akademisi'nde ders veririz diye ortaya atlayabiliyoruz?"

 

 


 

Soran olmadı ama, hayır, ben BDP'de ders vermek istemiyorum

ÇOK OKUNANLAR