MEDYA KÖŞESİ

Taraf yazarına intihal suçlaması!

Taraf'ın sol açığı Melih Altınok, bugünkü yazısında intihal mi yaptı? İşte Altınok'un yazısı ve intihal suçlaması...

Taraf yazarına intihal suçlaması!
GAZETECİLER.COM  - Taraf yazarı Melih Altınok'un bugün yayımlanan "İklim Değişti Şehre Kemal Burkay Geliyor" başlıklı yazısı, Murat Toklucu'nun 2009 tarihli "PKK'dan Önce Özgürlük Yolu Vardı" yazısıyla büyük benzerlikler taşıyor. İşte "intihal" şüphesi uyandıran o benzerlikler...
MELİH ALTINOK İNTİHAL İDDİALARINA NE YANIT VERDİ?
"Haber metinlerinde kaynakça kul-la-nıl-maz"  diyen  Taraf yazarı Altınok, sitemize gönderdiği mesajda şunları kaydetti:

İnternet sitesinizde “taraf yazarı intihal mi yaptı” manşetiyle duyurduğunuz haberi okuyunca kanım dondu. Manipülasyonun, iftiranın, düşmanlığın bu kadarına pes! Manşetinize konu olan ve beni intihal gibi ağır bir suçla itham ettiğiniz haber, Kemal Burkay’ın hayat hikayesidir.

Haberde konu olan kişinin doğum tarihi, eğitim durumu v.s gibi somut bilgiler de internetten, köşe yazılarından, Deng yayınlarından çıkan dergi ve kitaplardan, kısacası çok çeşitli kaynaklardan alınmıştır. Evet, 7000 vuruşluk yazının 300 vuruşluk yerini gösterip intihal yaptığımı söylediğiniz söz konusu makaleyi de internette okuyup haberimde yer verdiğim bazı konuları oradan “öğrendiğim de” doğrudur.

Tam sayfalık bir haberde daha önceki yazılarımda defalarca dile getirdiğim; -PSK’nın kurucuları, kuruluş tarihi, -PKK’nın şiddeti fetişleştirmesi, kendilerine eskiden “apocu” denmesi, -Burkay’ın özgürlük yolunun şiddeti reddetmesi, (PSK’nın parti tüzüğü ve programında da yer alan hedefleri içeren bu cümle tırnak içindedir) Burkay ile Öcalan arasındaki siyasi mücadele, -Türkiye KDP’sinin, Barzani’nin KDP’sinden etkilnediği gibi, her kaynakta defalarca tekrar edilen klişe niteliğindeki bilgiler sizin için çok orjinal olabilir.

Ancak üzülerek bildirim ki, politkiya yakından takip eden lise çağındaki bir genç için bile bu bilgiler klişenin ötesine geçmez. Bu bilgileri çaldığımı iddia etmeniz nasıl bir kinin tezahürüdür gerçekten merak ediyorum? Kaldı ki, özgün fikri mi alıntıladım da kaynak göstermedim. Hayır herkes tarafından bilinen ve patenti herhangi bir kimsede olmayan bilgileri haberde
kullandım.

Her hangi bir haber metninde Mustafa Kemal hakkında biyografik bilgilere yer verdiğinizde ya da tek parti döneminin otoriter olduğunu
söylediğinizde de, bu bilgilere yazılarında yer vermiş binlerce yazardan intihal yapmış mı oluyoruz? Kaldı ki, haber metinlerinde kaynakça
kullanılır mı? Gazeteciliğin “duayenleri” bu basit bilgiden bihaber mi?

Buyurun, size bir atacak bir çamur daha vereyim sevgili meslektaşlarım ”Taraf yazarı Burkay’ın doğum tarihini ve doğum yerini, Anılar- Belgeler Cilt 1’den intihal mi yaptı" diye provakatif
şekilde bir manşet de atabilirsiniz. Çünkü o bilgileri de adını andığım kitaptan aldım. Hatta metni yazarken bana sözlü bilgi aktaran HAK-PAR yöneticilerinin adına da yer vermedim haber metninde. Bu intihali de atlamayın derim. Gerçekten inanılır gibi değil. Tavrınızın, manipülasyonunuzun bir mantığı olmadığını biliyorum. Ancak herkesin takdir ettiği habercilik başarılarımızı görmezden gelmekte müthiş
bir performans sergileyen sitenizin, Taraf’la ve şahsım üzerinden liberal sol yazarlarla kişisel husumetlerine alet olmasını, görüşümün
alınmasına dahi gerek görülmeden bu ağır ithamlarda bulunmasını esefle kınıyorum. Bu çamur atma operasyonu elbetteki ilk değil. Hangi
birini sayalım. CNN’de katıldığım bir televizyon programında “Başıma taş düşse siyasal iktidar sorumludur, başbakan sorumludur” şeklindeki kayıtlarına rahatça ulaşılabilecek sözlerimin bile “Altınok başınıza taş düşse başbakandan bileceksiniz dedi” diye çarpıtıldığı bir ortamda ne desek boş.

Genel olarak bu tür iftiraları ciddiye almıyorum. Yanıt bile vermeyi gereksiz sayıyorum. Ancak
haberiniz pek çok site tarafından alıntılanıyor, konudan habersiz pek çok kişin kafasını bulandırıyor. Elbette bu yanıtımız da bir işe
yaramayacak. Neyse siz amacınıza ulaştınız. Daha fazla söze hacet yok. Hoş, belki bu kadarı bile gereksizdi ya.

Taraf gazetesi yazarı Melih Altınok, bugünkü Taraf'ta Kürt aydını Kemal Burkay'ın Türkiye'ye dönüşüyle ilgili "İklim Değişti Şehre Kemal Burkay Geliyor" başlıklı bir yazı yazdı. Yazı, Murat Toklucu'nun Chronicle dergisinin Ekim 2009'da yayınlanan 14'üncü sayısında yazdığı "PKK'dan Önce Özgürlük Yolu Vardı" başlıklı yazısıyla büyük benzerlik taşıyor.

Altınok, yazısının girişi ve finali dışında büyük oranda Toklucu'nun yazısından esinlenmiş gibi görünüyor. Esinlenme dışında birebir aynı bölümler de var. İşte onlardan bazıları:

Toklucu'nun yazısından: "Türkiye'deki Kürtlerin 1960'lara kadar örgütlü bir siyasi faaliyeti olmamıştı. 1950'lerin sonuna doğru yükselişe geçen Irak Kürt hareketinden ve Molla Mustafa Barzani'nin Irak Kürdistan Demokrat Partisi'nden (KDP) etkilenen Türkiye'deki milliyetçi Kürtler, 1965'te illegal Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi'ni (KDP) kurdular."

Altınok'un yazısından: "Molla Mustafa Barzani'nin Irak Kürdistan Demokrat Partisi'nden (KDP) etkilenen Türkiye'deki milliyetçi Kürtlerin 1965'te kurdukları Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi'nin (KDP) dışında Kürtlerin 1960'lara kadar örgütlü bir siyasi faaliyeti olmamıştı."

Toklucu'nun yazısından: "TKSP(Türkiye Kürdistanı Sosyalist Partisi) 1974'ün Ekim ayında aralarında kapatılan TİP'in bazı yöneticilerinin de olduğu Kürt aydınları ve sosyalistleri tarafından kuruldu. Liderliğini Kemal Burkay'ın yaptığı partinin üyeleri arasında Mehdi Zana, Ziya Acar, Yılmaz Çamlıbel, İhsan Aksoy, Faruk Aras, Veysi Zeydanlıoğlu ve Bayram Aras gibi sol hareket içindeki tanınmış Kürtler de vardı."

Altınok'un yazısından: "Kemal Burkay 1974 affının ardından ülkeye döndü. Burkay aynı yıl ekim ayında Mehdi Zana, Ziya Acar, Yılmaz Çamlıbel, İhsan Aksoy, Faruk Aras, Veysi Zeydanlıoğlu ve Bayram Aras gibi sol hareket içindeki tanınmış Kürtlerle birlikte TKSP'yi (Türkiye Kürdistanı Sosyalist Partisi) kurdu."

Toklucu'nun yazısından: "Partinin kısa vadedeki hedefi "Kürdistan"ı sömürgeci baskıdan kurtarmak ve Türkiye Kürdistanı'nda demokrasi ve özgürlüğü kurmak için Kürt toplumu içindeki gerici güçleri tasfiye etmek"ti. Parti, Sovyet modelindeki bir Kürt cumhuriyeti kurulabileceğini, bunun da yine aynı modeldeki bir Türk cumhuriyetiyle federasyon kurabileceğini savunuyordu."

Altınok'un yazısından: "Parti hedefini '"Kürdistan"ı sömürgeci baskıdan kurtarmak ve Türkiye Kürdistanı'nda demokrasi ve özgürlüğü kurmak için Kürt toplumu içindeki gerici güçleri tasfiye etmek' olarak tanımlıyor, Sovyet modelindeki bir Kürt cumhuriyeti kurulabileceğini savunuyordu."

Toklucu'nun yazısından: "Diğer Kürt örgütleriyle dönem dönem ittifak yapan TKSP'nin düzenli ilişki kurmayı reddettiği tek Kürt örgütü PKK, o dönemdeki adıyla 'Apocular' oldu."

Altınok'un yazısından: "Dönem dönem başka gruplarla ittifak yapan Burkay'ın TKSP'sinin ilişkiye geçmediği tek Kürt örgütü o dönemdeki adıyla Apocular, yani PKK oldu."

Toklucu'nun yazısından: "Silahlı mücadeleyi reddeden TKSP'nin aksine, PKK şiddeti savunmakla kalmıyor, bu yolda hiçbir fırsatı kaçırmamaya özen gösteriyordu. PKK Kürtlerin en yoksul kesimleriyle, özellikle büyük şehirlerdeki işsiz Kürt gençleriyle ilişki kuruyordu. TKSP ise daha "elit" bir örgüttü."

Altınok'un yazısından: "Burkay'ın örgütü silahlı mücadeleyi reddederken PKK şiddeti tek yöntem olarak meşrulaştırıyordu. Ayrıca PKK Kürtlerin en yoksul kesimleriyle ilişki kurarken, TKSP daha "elit" bir örgüt görünümü çiziyordu."

(Medyatava)