Tansu Özkök, Ertuğrul Özkök'ün neyini sevdi?..
Ertuğrul – Tansu Özkök ikilisinin 48 yıldır süren beraberlikleri ikisinin de özgür ve başına buyruk ama bir o kadar “sorumluluk sahibi” olduklarının göstergesidir…
GAZETECİLER.COM ÖZEL ANALİZ
YAKUP MURAT
Aslında “hoş” tartışma ama bir o kadar da “boş” tartışma…
Çünkü…
“Sevgi, beğeni, aşk, tutku, bağlanmak, sadakat” gibi duyguların hiçbirinde somut bir gerçekçilik yoktur…
“Kimin, kimi, neden, hangi etkin özellikleriyle” sevip âşık olduğunun tarifi yoktur yani…
Einstein’in “İzafiyet Teorisi” gibidir…
Aşk tarihinden bir örnek vereyim…
* * *
Halife Harun Reşit, kumandanlarından birinin oğlu olan Kays’ın (Ünlü Mecnun) Leyla adında ve saraydan olmayan bir kıza âşık olduğunu öğrenir.
Kays’ı huzura çağırır…
Delikanlı saygı ile Halife’nin huzuruna varır…
“Beni emretmişsiniz”…
“Ya Kays” der Halife… “Aşık olduğun Leyla’yı gördüm… Kara kuru, çirkin bir kız……”
Kays başını kaldırır…
Gözlerini Halife’nin gözlerinin içine diker…
Ses tonu cesaret ve özgüven yüklüdür…
“Siz onu bir de benim gözlerimle seyreyleyin hünkârım...”
* * *
Aslı Aydıntaşbaş’la başlayan o “hoş” ama “boş” tartışmada Ertuğrul Özkök de girdi topa…
Tansu Özkök de kendisini “serseri bir solcu” olduğu için sevmiş…
Tabii ki onun kadar iyi bilecek değilim ama inanamadım…
Çünkü…
Aklı başında kadınlar/kızlar neşeli, şen şakrak serseri değil, neşeli, şen şakrak, efendi ve güvenilir erkek ararlar evlenmek için…
Bu tarz erkekleri severler…
Serseriler eğlenceli olabilirler belki ama güvenemezsiniz…
Ve…
Efendi erkek evliliğin ilk günlerinde (Genelde) çektiği acıları, yokluğu, yoksulluğu paylaşan ilk kadınını, cebi para görünce de unutmaz…
Aksine…
Daha çok bağlanır ona…
* * *
Özkök sık sık nasıl da zorluklar içinde evlendiklerini, Hürriyet’te çalışmaya başlayıncaya kadar çok ekonomik sıkıntı çektiklerini anlatır…
Ve…
Hürriyet yıllarında bol paraya kavuştuğunu hatırlatıp Aydın Doğan’a olan minnettarlığını paylaşır okurlarıyla…
Ve bilebildiğim kadarıyla Ertuğrul – Tansu Özkök ikilisi 48 yıldır beraberler…
Ki bunun 46 yılı evli, iki yılı da flört olarak geçti…
* * *
Bilinir ki…
İnsanlığın en değerli ve değişmez kurallarından biri; “her başarılı erkeğin arkasında aklı başında bir kadın vardır” gerçeğidir (Tansu Özkök bu lâfı sanırım sevmez ama öyledir çünkü mefhumu muhalifinden baktığınızda da doğrudur o söz)…
Efendi erkek, sahip olduğu mevkii, makamı, serveti işte o kadın sayesinde kazandığını bilir…
* * *
Serseri erkeğe gelince…
Çıktığı bir kız ya da kadınla evlenmekten kırk yıl uzak duracağı gibi…
Evlense bile…
Cebi para gördüğünde…
İyice bir makam veya mevkiye yükseldiğinde…
Önce arabasını…
Hemen arkasından da yıllarca kahrını çeken karısını boşayacaktır…
Neden önce araba?..
Hava atıp hercai kadın veya kızları tavlamak için elbette…
Kaldırın başınızı da yakın çevrenize bir bakın…
Çevrenizde bu tiplerin oldukça çok sayıda olduklarını göreceksiniz…
* * *
Demek istemem o ki…
Aslı Aydıntaşbaş kendi doğrularını genel bir kurammış gibi söyledi…
Ertuğrul Özkök ise (Bence) “serseri” olmakla “özgür, başına buyruk” olmayı karıştırdı…
(Yine Bence.) Serseri bir erkek de özgür bağımsız olabilir ama sorumluluk sahibi olmaz…
Oysa efendi erkek hem özgür ve başına buyruk olabilir ama hem de sorumluluklarını idrak eder…
Ertuğrul – Tansu Özkök ikilisinin 48 yıldır süren beraberlikleri ikisinin de özgür ve başına buyruk ama bir o kadar “sorumluluk sahibi” olduklarının göstergesidir…
Yani…
Erkeğin tercih nedeni sağcılığı ya da solculuğu olamaz…
Erkeğin tercih nedeni neşeli, şen şakrak serseri ya da neşeli, şen şakrak efendi olmasıyla ilgilidir…
* * *
NOT:
Ayşe Baykal’ın sağcı erkekler konusundaki yaklaşımına gelince…
Biz de karımla 48 yıldır birlikteyiz…
Ve…
Ben sağcıyım, karım solcu…
Ama…
Karım benden daha dindar, çok daha sadık inançlarına…
İbadet konusunda çok hassas…
Ve…
48 yıldır karıma bir gün bile hiçbir konuda tebliğ yapmadım…
Aksine…
O bana tebliğ eder daha çok…
Belli ki Ayşe Baykal yanlış sağcı erkeğe düşmüş…
Aslı Aydıntaşbaş ise doğrusunu yakalamış solcunun…
İkisi de tamamen tesadüf…
Yakup MURAT