Tansu Çiller kazandı
Ayağı kırılan Ertuğrul Özkök'ü arayarak nezaket örneği gösteren eski başbakan Tansu Çiller kazandı
Hani vardır ya “şeytan dürttü” denir…
Ertuğrul Özkök’ün yılın son gününden iki gece önce başına gelenler de aynen öyle…
Adeta “şeytan dürtmüş”…
Onun da (Genelde pek dinlemez ya…) şeytanı dinleyeceği tutmuş…
*
Kalkmış…
Kedileri Tarçının fotoğrafını çekmek istemiş…
Yahu “kedi” bu…
Hele henüz dört aylık da olunca…
Durduğu yerde durur mu?..
Durmamış da nitekim…
Özkök’ü peşinden koşturmuş…
Eğilmesine, geri geri yürümeye kalkışmasına falan sebep olmuş…
*
Sonunda fotoğraf çekilmesine çekilmiş ama…
Son karede ayak bileğinden tok bir kemik sesi…
Ve…
Acıbadem Hastanesi’ne (İnşallah hastane adı vererek Faruk Bildirici’yi öfkelendirmemiştir…) götürülüş…
*
Neyse…
Buraya kadar bir ayak kırmanın habersel öyküsü…
Asıl anlatmak istediğim şey başka…
*
Pek çok dost, arkadaş, tanış, tanışmayış ama tek taraflı “biliş” telefonları gelmiş Ertuğrul’a…
Ama biri var ki…
Belki de 16 yıldır ilk kez arıyor…
Çünkü…
İlk başlarda karşılıklı saygı ve hatta takdire başlayan gazeteci / siyasetçi ilişkisi son dönemlerde (1996 – 2002 arası bilhassa…) kavgaya, karşılıklı kalp kırmaya, hatta köprüleri yakıp yıkmaya kadar varmış…
*
Kim mi bu kişi?..
Eski başbakan, dışişleri ve ekonomi bakanlarından Prof. Dr. Tansu Çiller…
*
Öyle sıcak bir konuşma ve öylesine içten bir “geçmiş olsun” dileğinde bulunmuş ki…
Özkök zevkten dört köşe…
*
Yaaaa…
İşte insan kalbi bu…
Kolayca kırılacağı gibi…
Kolayca kazanılabiliyor da…
Geçmişteki bütün kırgınlıkların üzerine bir daha okunmayacak kadar koyu kalın bir çizgi çekebiliyor…
*
Keşke…
Keşke hepimiz Tansu Hanım’ın gösterdiği bu samimiyeti, bu güzel unutkanlığı kırdığımız, kırıldığımız herkese karşı gösterebilsek…
Herkesin karşılıklı olarak iyi olduğu…
Herkesin karşılıklı olarak samimi olduğu bir dünyada “kötü” insan kalır mı?..
*
Prof. Dr. Tansu Çiller bu örnek davranışıyla kazandı…