MEDYA KÖŞESİ

Taha Akyol AK Parti'deki ‘eş değiştirme kepazeliği’ni yazdı

Akyol, AK Parti'te Başbakan'ın sıklıkla değindiği ahlaki yozlaşmanın en keskin görüntüsünün “eş değiştirme” kepazeliği olduğunu yazdı.

Taha Akyol AK Parti'deki ‘eş değiştirme kepazeliği’ni yazdı
GAZETECİLER.COM - Hürriyet yazarı Taha Akyol, Başbakan Davutoğlu'nun “Görev aldıktan sonra evini, arabasını değiştireni partiye sokmam.” açıklamalarını Abdurrahman Dilipak'ın “Yılların açlığı vardı; para ve kadın baş döndürdü...”  sözleri ile birlikte değerlendirdiği yazısında Ak Parti'nin ve dolayısıyla İslamcıların "ahlak" ile imtihanını yazdı.

"AK Parti kurulurken 2001 parti programında çok güzel ilkelere yer vermişti. Yolsuzluklar konusunda dokunulmazlık olmayacaktı, yolsuzlukla mücadele için bağımsız organlar kurulacak, yargının önü açılacaktı... Bugün Başbakan haklı olarak bu meselede sürekli uyarı yapma ihtiyacını duyduğuna göre, parti programındaki bu düzenlemeleri hayata geçirmenin vakti çoktan gelmiştir." diyerek eleştirisini AK Parti'nin kaynaklarına yönetlen Akyol, AK Parti'te Başbakan'ın sıklıkla değindiği ahlaki yozlaşmanın en keskin görüntüsünün “eş değiştirme” kepazeliği olduğunu yazdı.

İşte Taha Akyol'un yazısından dikkat çeken satırlar:


"Başbakan Davutoğlu uzun süredir ahlaki yozlaşmaya karşı uyarılarda bulunuyor.

Arkadaşımız Nuray Babacan’ın bugünkü haberine göre, Başbakan partisinin belediye başkanlarına şöyle seslenmiş:

“Eşini, işini ve evini değiştirenlerin peşine düşeriz, şüpheyle yaklaşırız. Parasal ilişkilerde dikkatli olun...”
Tabii en hazini, sınıf atlamada ortaya çıkan “eş değiştirme” kepazeliğidir!
Başbakan, daha önce de “Ahlak ile bezenmemiş siyasetten daha tehlikelisi yoktur” diyerek çok kuvvetli bir ahlak vurgusu yapmıştı. (28 Ekim 2015)
Davutoğlu, partisinin 7 Haziran’daki oy kaybını da hatırlatarak yeni milletvekillerine de şöyle seslenmişti:
“Görev aldıktan sonra evini, arabasını değiştireni partiye sokmam.” (16 Kasım 2015)

İSLAMİ ELEŞTİRİLER

Prof. Davutoğlu propaganda niteliğinde soyut bir ahlak retoriği yapmıyor, aksine somut uyarılarda bulunuyor, yaptırım uygulayacağını belirtiyor.Elbette AK Partililerin ve görevlilerin büyük çoğunluğu temizdir. Ancak problemin Başbakan’ca uyarılar gerektirecek boyutlara ulaştığı anlaşılıyor. İslami kesimde ‘bağımsız’ yazarlar da bir süredir bu yönde eleştirilerde bulunuyorlar.
Abdurrahman Dilipak, Yeni Yüzyıl’da Esra Elönü’ye verdiği mülakatta şöyle diyor:
“Yılların açlığı vardı; para ve kadın baş döndürdü...”
(4 Ocak)
Başka yazarlar da var, alıntılarla yazıyı uzatmıyorum.

GÜÇ BOZAR

Yıllar önce ben de “İslami Kesim ve Yolsuzluk” başlıklı yazımda samimi dindarların “Kazanç hırsı yüzünden dinimiz ruhsuzlaşıyor” diye feryat ettiklerini yazmıştım. (Milliyet, 19 Eylül 2008)

Ortaya çıkan bu tabloyu nasıl yorumlamalı?
Liberal Lord Acton 1877 yılında bu sorunun cevabını şöyle vermişti:
“Güç bozar, mutlak güç mutlaka bozar!”
Çok doğru...
Osmanlı’da 16. yüzyıldan sonra rüşvetin kanser gibi yayılması, Tek Parti devrinde Ağaoğlu Ahmet Bey’in Atatürk’e “Büyük Gazi, partiniz yolsuzluğa batmıştır” diye rapor vermesi...
Demek ki sorun ideolojik değildir, gücün dengelenip denetlenmesi sorunudur."

TAHA AKYOL'UN YAZISININ TAMAMINI BURADAN OKUYABİLİRİNİZ

ÇOK OKUNANLAR