ANALİZ

Şu iki fotoğrafa iyi bakın...

'Devlet' devletliğini yaparsa, bölge halkı 'babalığını' kabul edip saygıdan vazgeçmez inanın...

Şu iki fotoğrafa iyi bakın...
GAZETECİLER.COM - ÖZEL ANALİZ
BAHRİ KAYAOĞLU

Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde bir şantiyede, elleri arkadan bağlanmış, yüzükoyun yere yatırılmış 52 insan...

Özel Harekât Timi Komutanı bağırıyor başlarında...

"Ne yaptı lan size bu devlet! Hepinizi tanıyorum ben; kim ki vatan hainliği yapıyor karşılığını görecek. Türk'ün gücünü göreceksiniz!"

Kimdi bu yere yatırılanlar?

Kim bilir kaç nüfuslu yoksul ailesinin geçimini sağlamak için çalışan işçilerdi...

Sağlık sigortaları var mıydı bilinmez ama şüphesiz ki asgari ücret denilen ancak karın tokluğuna yetecek bir ücretle çalışıyorlardı...

Terörle alakaları yoktu...

Ellerinde herhangi bir silah bulunmuyordu...

Bu fotoğrafa bakıp iç geçirmeyen, memleketin bir evladı var mı?

* * *

Peki ya bu fotoğrafa?

Bütün gazetelerin manşetinde vardı.

Her gün sayıları gittikçe artan şehitlerimizden biriydi...

Vatani görevin tamamlamış, tezkeresini alıp Denizli'deki baba ocağına dönüyordu.

Sırtına giydiği tişörtte askerliğinin bittiği yazılıydı...

Dönüşünde evlenme hayalleri kurduğu sevgilisine daha bir hafta önce sosyal medya sayfasında, kavuşmalarına 7 gün kaldığını yazıyordu...

Jandarma er Doğan Acar, PKK'lıların roketatar ve Doçka uçaksavarla ateş ettiği helikopterde şehit oldu...

Kara haber tez geldi... Baba ocağına ateş düştü...

* * *

Birinci fotoğraftaki insanlar başını kaldırıp Özel Harekat Timi Komutanı'na, "Ey komutan burada devlet sensin! Aha bunu etti devlet, daha ne yapsın" dese haksızlar mıydı?

Maruz kaldıkları bu insanlık dışı muameleden sonra hangi devlete güveneceklerdi?

Doğan Acar, verildiği kara topraktan başını kaldırıp artık seslenemez ama gözü yaşlı annesi, ellerinden bırakmadığı oğlunun resmini göğsüne basıp hıçkırıklarla bağırıyor; tetiği çeken PKK'lılara, arkasındaki destekçilere, içerde ve dışarıdaki uzantılarına, "sizin de hayalleriniz yarım kalsın, baba ocaklarınıza ateş düşsün" ...

Sadece o mu?

Yurdun dört bir yanına giden şehitlerimizin baba ocaklarında aynı ağıt ve beddua yükseliyor...

"Ocaklarınıza ateş düşüsün..."

Haksızlar mı?

* * *

Güney Doğu Bölgesini çok iyi bilen bir gazeteci olarak iddia ediyorum.

1987 yılına kadar PKK, bölge halkı tarafından yüzde 20 civarında ancak destek görüyordu.

Ne zamana kadar?

Olağanüstü Hal Bölge Valisi rahmetli Hayri Kozakçıoğlu döneminde, bölgede Özel Harekat timleri oluşturuncaya kadar...

Kırsal kesimdeki bölge halkı, zulümlere, haksızlıklara, işkencelere maruz kaldı...

Yukarıdaki birinci fotoğraf görüntüleri o kadar çoğaldı ki yediden yetmişe erkeklerin büyük çoğunluğu dağlara gidip PKK'ya katıldı...

PKK'nın tamda istediği buydu.

1989-1990, PKK'ya katılımın en yoğun olduğu yıllardı...

Bölgedeki sempatizan ve halk desteği yüzde yetmişlere, seksenlere kadar çıktı...

Köyler boşaltılmak zorunda kaldı...

Dışkı yedirilen insanların davaları Avrupa insan mahkemelerine taşındı...

'Devlet' baskısı gören halk çareyi bunda buldu.

Ve her gün onlarca şehit haberlerinin geldiği günler başladı...

Tıpkı bugünlerde yaşadığımız gibi...

Ve ben inkâr edemem;

Güney Doğu Bölgesinde terörün artmasında dönemin Olağanüstü Hal Bölge Valisi rahmetli Hayri Kozakçıoğlu'nun büyük vebali olduğunu hala düşünüyorum...

Çünkü 'Devlet' oydu orada... 'Babalık' yapamadı bölge halkına...


* * *

7 Haziran seçimlerinden sonra görünmez bir el yeniden düğmeye bastı.

Kaos ortamına döndü ülkemiz.

Her taraf kan kokuyor...

Yurdun dört bir yanında gözyaşı dökülüyor...

Korku, dehşet, tedirginlik had safhada...

Siyasilerimiz durmadan birbirlerine laf sokuyor...

Yazılı ve görsel basınımız tiraj ve reyting peşinde...

Köşe yazarları ve yorumcular konu bolluğu sarhoşluğundalar...

Sivil Toplum Kuruluşlarımız sus pus...

Cumhurbaşkanımız dış ülke gezilerinden fırsat bulursa geliyor ülkesine...

İktidarda olan partimiz, iktidarlığını sürdürme peşinde...

Muhalefet partilerimiz lay lay lom şarkıları söylüyor seçmeninin kulağına...

Kimsenin kılını kıpırdattığı yok...

Türkiye'yi aylardır meşru olmayan bir hükümet yönetiyor...

Bir koalisyon hükümeti kurulması umudu vardı, o da bitti bitecek...

Davutoğlu, Kılıçdaroğlu top çeviriyor...

Bahçeli, mızıkçılık yapıyor, 'ben girmem oyuna' diye...

Demirtaş'ı zaten oyuna alan yok...

* * *

En çarpıcı açıklama nereden geldi biliyor musunuz?

Avrupalı uzmanların görüşünü aktaran İngiliz The Times gazetesinden.

Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü'nden Michael Stephens'in görüşünü aktarıyor.

"Türkiye daha geniş çaplı bir savaşla karşı karşıya... İç savaş demek istemiyorum ama durum kontrolden çıkıyor."

Kara bulutlar dolaşıyor ülkemizin üstünde ey ahali!

Duyduk duymadık demeyin...

Tehlike kapımıza dayandı...

Gün, birlik ve beraberlikte olma günüdür...

Kara yaslara boğulmayalım sonra...

Dostlarımızı üzüp düşmanlarımızı güldürmeyelim...

Birinci ve ikinci fotoğrafları daha çok görmeye tahammülümüz yok artık...

'Devlet' devletliğini yaparsa, bölge halkı 'babalığını' kabul edip saygıdan vazgeçmez inanın...

ÇOK OKUNANLAR