MEDYA KÖŞESİ

Star yazarından Başbuğ'u çıldırtacak yazı

Açıklamayı duyan gazeteciler beni aradı "Başbuğ'un açıklamalarına ne diyorsun?" diye sordular.

Star yazarından Başbuğ'u çıldırtacak yazı
GAZETECİLER.COM

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ medyanın bir bölümü için "Mütareke basınından beter" dedi ya; medya feryat figan!

Meselâ Şamil Tayyar da; neredeyse güneşin doğduğu yön konusunda bile ters düştüğü Ahmet Hakan ile bugün aynı görüşte. Aralarında "Çakma Kardeşliği" oluşmuş bugün.

Ahmet Hakan GKB'ye kimse tarafından kaşınmadan vurmuş, Şamil Tayyar'ı ise gazeteciler tahrik etmişler.

Bakın nasıl


Kendi hainlerine bak Paşam

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un terörle mücadele laflarının arasına sokuşturduğu şu cümle çok ağırdı: "Türkiye'de basının bir bölümü, çok açık söylüyorum, İstiklal Savaşı'ndaki mütareke basınını dahi aratacak seviyede. Ben inanıyorum ki mütareke basını dahi bu kadar hain bu kadar önyargılı değildi."

Açıklamayı duyan gazeteciler beni aradı "Başbuğ'un açıklamalarına ne diyorsun?" diye sordular. Açıklamayı satır satır okudum, benden söz etmiyordu. Ne hikmetse, herkesin aklına "muhatap" olarak ben geldim.

Sonuçta, Başbuğ'un sözlerinden Şamil Tayyar çıkarılıyorsa ve kamuoyunda bu yönde bir algı oluşuyorsa, bir iki satır cevap vermem gerekir.

Neden Şamil Tayyar?

Belki birikimden söz etmek mümkün ama temel neden 26 Nisan'da yazdığım Kaos Planı... Demişim ki, yeni anayasayı ve demokratik açılımları engellemek isteyen devlet ve PKK içindeki Ergenekon uzantıları Türkiye'yi kaosa sürüklemek isteyebilir.

Bir de istihbarat birimlerine ulaşan ihbarları hatırlatarak tek tek muhtemel eylem yerlerini sıralamışım.

Peki ne oldu?

Giresun'dan, Tunceli'den ve Diyarbakır Lice'den şehit cenazeleri geldi. Üç adres de yazımın içinde yer alıyor.

Daha vahimi, benim köşeme taşıdığım bu notlar, devletin tüm istihbarat ve operasyon ekiplerinin elinde var. Zaten bana da oralardan geldi.

Keşke "yalancı" çıksaydım, vatan evlatlarının bir damla kanı akmasaydı. O halde soruyorum: Burada hain kim?

Kan akmasın diye çırpınan gazeteci mi, yoksa karakollarını bile bile koruyamayanlar mı? Askerin eline el bombasını tutuşturan veya kendi askerinin ayakları altında mayınları patlatan komutan mı? Yüksekova’da askeri helikopterle uyuşturucu taşıyan asker mi? Ergenekon mu? Kafes mi? Balyoz mu?

Paşam, önce içinizdeki hainlere bakın...

Şamil Tayyar'ın yazısının tamamını

Yorumlar