MEDYA KÖŞESİ

Sözcü gazetesi yazarı sordu: İşsiz kalmak kötü bir şey mi?

Sözcü yazarı Oray Eğin "Mesela bir Taha Akyol’a köşe yazdırılıp Kadri Gürsel’in susturulmasını kabullenemiyorum." diyerek ilginç bir de tepki gösterdi.

Sözcü gazetesi yazarı sordu: İşsiz kalmak kötü bir şey mi?
GAZETECİLER.COM - Sözcü yazarı Oray Eğin, köşesinde Doğan Satmış'ın Bir İşsizin Günlüğü kitabını anlattı okurlarına.

İşsiz kalmak kötü bir şey mi? diye soran Eğin, kendisinin işten atıldığı haberini her seferinde farklı bir yerde ama neredeyse aynı umursamazlık ile karşıladığını anlattığı yazısında "Mesela bir Taha Akyol’a köşe yazdırılıp Kadri Gürsel’in susturulmasını kabullenemiyorum." diyerek ilginç bir de tepki gösterdi.

İşte Eğin'in yazısından dikkat çeken bölümler:

 
Doğan Satmış işsiz geçirdiği üç ayı anlatıyor kitabında.

Yalan söyleyecek halim yok, medyaya girme arzum son derece pragmatikti. Yazı yazmayı seviyordum, başka da pek bir şey yapmak istemiyordum. Bir yandan da çok para kazanmak istiyordum. Hiç kimsenin ilgilenmeyeceği boş fikirlerimi bir 40 yıl yazıp bir de üstüne yat-kat alacak kadar maaş verecekleri tek sektör medyaydı.
Düşünün, Derya Sazak’ın bile villa sahibi olduğu bir sektörden bahsediyorum.
Güneri Cıvaoğlu’nun maaşından söz ediyorum…
Bu yüzden de 17 yaşımda Ertuğrul Özkök’ün kapısını onu bile şaşırtan bir teklifle çalmıştım: Gazeteci değil, köşe yazarı olmak istiyordum.
40’ımda birkaç milyon dolar nakit artı gayrimenkulle emekli olurum diye hayal ediyordum. Hâlâ vaktim var gerçi…
Medyaya girdim ve ilk şokumu yaşadım.
Birincisi artık “o” paralar yoktu. Bütün gazeteci ağabeylerimiz-ablalarımız medyadan servet yapılan yılların geride kaldığından yakınıyordu.
İkinci şok: Meğer medyada hiç iş güvenliği yokmuş. Oktay Ekşi bir keresinde 40 yıldır her yazısını “Bugün işten atılır mıyım” diye düşünerek yazdığını söylemişti, inanmamıştım. Bir gün o da atıldı.
Hep okurun gazetecilerin gerisinde olduğu varsayılırdı, şimdi uçurum tersine iyice açıldı. Twitter troll’ü @sunigundem’in 140 karakterlerin analizleri Hürriyet yazarlarından daha isabetliyse ortada bizim mesleğimiz açısından bir sorun var demektir.
21 yaşımda ilk kez işsiz kaldım.
Çok garip, hiç bunalıma girmedim. Cebimdeki son parayla balzamik sirke ve “LA Confidential” filminin DVD’sini aldım.
İlk seferinde İstanbul’un en popüler teraslarından birinde şeftalili daiquiri içiyordum; 10 tane falan.
Bir keresinde Amsterdam’da kiraladığım kanal evinin merdivenlerinde, bir keresinde de Gökova’da teknede işten atılma konuşmasını yaptım telefonda.
Arkadaşım Doğan Satmış’ın “Bir İşsizin Günlüğü” kitabını okuyunca umursamazlığımın da bir tür travma belirtisi olduğunu düşünmeye başladım.
Doğan, aralıksız çalışıp bir anda işsiz kalmayı benden daha ağır karşılamış. Ben yine de kitabının bazı sayfalarda kahkahalarla okudum, acısıyla alay ettiğim için değil. Yer yer alternatif iş bulma çabaları absürtleşiyor. Bir daha gazeteciliğe dönmeyi düşünmediği için Ankara’da CEO’luktan Akmerkez’de İngiliz pub’ı açmaya, hatta turizm işine girmeye kadar pek çok şey düşünmüş… İşsizliği çok güzel anlatıyor.
Gazeteciler, gazetecilikten başka pek iş yapamazlar.
Tabii, o benden farklı olarak aile sahibi. İki çocuğu var. Sorumlulukları benim gibi “dolçe far niente” bir hayat yaşamasını engelliyor.
Ben kendi adıma çalışmadığım zaman üretken olabilen birisi değilim mesela. İşsizken boş vaktimi kitap yazmakla değerlendiremedim hiç… Yeni hobiler falan da edinmedim. Basbayağı boş oturdum…
Doğan Satmış kitabında bir daha gazetecilik yapmamaktan bahsediyor, ama galiba ondan farklı olarak benim hep umudum vardı yakın zamana kadar. Bir köşede (nehir kenarında) durursak sıranın yine geleceği umudu… Bir de hep haklı olduğumu biliyordum. Artık böyle düşünmüyorum. Çünkü medya hep aptallığı, vasatı ödüllendiriyor.
Mesela bir Taha Akyol’a köşe yazdırılıp Kadri Gürsel’in susturulmasını kabullenemiyorum.
Doğan Satmış yeniden gazeteciliğe döndü; ben akademiye doğru yol almaya başladım. Düşünüyorum: Gazetecilik tarih boyunca hep krizdeydi; peki şimdi yapmaya değer mi?
Ben yine de şanslı olanlardanım. Sesimi duyuracak bir köşem, bana sahip çıkan ve yer açan bir gazetem var.

ÇOK OKUNANLAR