ANALİZ

Soylu'ya itiraz Kandil'den değil FOX TV’den geldi...

Bir haberci bir siyasetçinin (Hele de bir başbakan veya bakanın.) açıklamalarını okuduktan ya da izleyicisiyle paylaştıktan sonra o haber üzerine lehte veya aleyhte yorum yapamaz…

Soylu'ya itiraz Kandil'den değil FOX TV’den geldi...
GAZETECİLER.COM - ÖZEL ANALİZ
YAKUP MURAT

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “terörle mücadele ederken acımasız olacağız” dedi…

Yani…

Bir devlet insanının söylemesi gerekeni söyledi…

Yani…

Bir devlet insanının terör karşısında “acıma” duygusunun olamayacağını ifade etti…

Yani…

35 yıldır 40 binden fazla insanımızı öldüren…

Yani…

Yüz milyarlarca dolarlık ekonomi enerjimizi tüketen…

Yani…

Halkımıza 35 yıldır huzur yüzü göstermeyen…

Ve bu arada…

Demokrasinin erdemini istismar ederek belediyelerimize militanlarını yerleştiren…

Ve bir de üstüne üstlük…

Belediyelerimizin bölge halklarına hizmet olarak harcamaları gereken parasal kaynaklarımızı:

terör üretimi,

cinayetler,

yağmalamalar ve yıkımlar için harcayan canavarlara karşı hiçbir acıma duygusu hissetmeden mücadele edileceğini söyledi…

Ve fakat…

Ve ne yazık ki…

Soylu’nun bu devlet adamı söylemine itiraz Kandil’den değil, FOX TV’nin kurumsal kimliğinden geldi…


        *   *   *


Kimdir FOX TV’nin kurumsal kimliği?..

Ana Haber Bülteni ankormanıdır…

Yani…

Fatih Portakal’dır…

Çünkü kamuoyuna karşı kurumun görünen yüzüdür Fatih

Ekranda ya da özel hayatında özenli olmak zorundadır…

Tarafını belli etse de bunu herhangi bir siyasi kurum ya da kişiyle rekabet amacıyla kullanamaz…

Yani…

“İçişleri bakanının 'acımasız olacağız' sözü umarım önü alınamayacak olaylara neden olmaz! Hesap edilerek söylenmiş bir söz müdür acaba?” diyerek, Bakan’ın söylediklerine karşı “gözdağı” veremez…

Yine kimileriniz diyeceksiniz ki:

“E canım n’olmuş yani?.. Ana haberde söylememiş ki, tivit atmış”…

Eğer bir popüler kanalın ankormanlığı (Unutmasın ki Fatih Halk TV veya Ulusal Kanal personeli değil.) bu kadar basitse…

Böylesine büyük sorumsuzlukları kaldırabiliyorsa buyursun…

Ama hayır…

Olmaz…

Olamaz…

Eğer “olur, yapar” derseniz; ben de derim ki:

O halde bütün savcılar, bütün yargıçlar da mahkemeden çıktıktan sonra, baktıkları dosyanın tarafları hakkında dilediklerini söylesinler…

Nasıl olsa duruşma bitmiş…

Ne ilgisi mi var?..

Var…

Çünkü haberci gazeteci demokrasilerdeki dördüncü kuvvettir…



        *   *   *


 

Sevgili arkadaşlarım…


Dördüncü Kuvvet Medya
nın kurumsal temsilcileri (Köşe yazarlarını ayrı tutuyorum) taraf hele “taraftar” asla olamaz…

Olmamalı…


Hele bir haberci, bir siyasetçinin (Hele de bir başbakan veya bakanın.) açıklamalarını oradan buradan kesip de katiyen veremez…


Bir haberci bir siyasetçinin (Hele de bir başbakan veya bakanın.) açıklamalarını okuduktan ya da izleyicisiyle paylaştıktan sonra
o haber üzerine lehte veya aleyhte yorum yapamaz…


İlle de o kadar meraklıysa siyasetçilere rakip olmaya…

O zaman da “Haberci/Ankorman” elbisesini çıkarıp gelmeli meydana…


        *   *   *


Büyük Atatürk, savaş kazanmış arkadaşlarına “siyaset yapacaksanız üniformalarınızı çıkarın” demişti…

Ben de aynı şeyi sevgili Fatih’e (Portakal) söyleyeceğim…

Siyaset yapacaksa, ankormanlığı bırakacak…


Hatırlar mısınız?..

Bu ülkenin en usta gazetecilerinden biri olan Tufan Türenç CHP yönetimine seçildiğinde Aydın Doğan; “ya siyaset ya gazetecilik” demişti…

Tufan Türenç gazeteciliği tercih etmişti…

Şimdi Portakal da tercihini yapmalı…

“Ankromanlık mı?.. Siyaset mi?..”


 

ÇOK OKUNANLAR