MEDYA KÖŞESİ

Sosyal medyanın önlenemez etkisi! Kemal Öztürk yazdı

Sosyal medya hayatımızın artık ayrılmaz bir parçası haline geldi. Peki gazeteler, televizyonlar, reklam sektörü, dergiler sosyal medyadan nasıl etkileniyor?

Sosyal medyanın önlenemez etkisi! Kemal Öztürk yazdı

Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk bugünkü köşesinde  sosyal medyanın toplumu ve sektörü dönüştürmesini, etkisi altına almasını örneklerle anlattı.

İŞTE KEMAL ÖZTÜRK'ÜN YAZISI

Farkında mısınız bilmiyorum ama yeni nesil sosyal medyada şekilleniyor. Toplumun yeni akil adamları, yeni gazetecileri, yönetmenleri, starları, iş adamları, fikir adamları burada yetişiyor, burada tanınıyor, burada toplumla temas kuruyor.

Bir süredir izlemedeyim. Yeni akil adamlar, kanaat önderleri, topluma yön veren fenomenleri takip ediyorum, notlar alıyorum. Aklınızın almayacağı şeyler oluyor. Yakında yazacağım detayları.

Bugün sadece sosyal medyanın toplumu ve sektörü dönüştürmesini, etkisi altına almasını birkaç örnekle anlatacağım.

Gazeteler/Dergiler:

Genç kuşak bırakın haberleri kağıda basılı gazetelerden okumayı, gazetelerin kendi sitesinden bile okumuyor neredeyse. Sosyal medya araçları artık ihtiyaç duyduğu haberleri ona iletiyor. Çok zorda kalınca ya da detay öğrenmek istediğinde gazetelerin, ajansların sitesine bakıyor. Yakın gelecekte kağıt gazeteleri görmek için müzelere gidecek bu kuşak.

Televizyonlar:

Yeni kuşak televizyon izlemiyor artık. Klasik tv izleyicisi 40 yaş üstü kaldı sadece. Gençler Youtube izliyor. Dizileri, programları, filmleri, yarışmaları, canlı yayınları hatta ilginç gördüğü tartışma programlarını daha sonra Youtube, Facebook, Instagram, Netflix aracılığı ile izliyor. Reklamsız, bölünmeden, istediği zaman ve istediği kadar…

Netflix gibi platformların sayısı arttıkça, klasik tv izlemeyenlerin sayısı daha da artacak.

Bugün klasik haber kanalları çok büyük zorluk içinde. Ajanslardan haberi alıp, geri kalan süreyi stüdyoda canlı tartışma programıyla dolduruyorlar. Bu böyle devam etmeyecek ve bu kanallar kapanacak maalesef. Çünkü konuklarının yol parasını bile ödeyemeyecek bir krizin içindeler. En önemli sorun reklam gelirleri düştü.

Reklam sektörü:

Türkiye’deki reklam pastasından en büyük dilimi, hala televizyonlar ve gazeteler alıyor. Buna rağmen ekonomik krizdeler.

Dijital medya hala hak ettiği dilimi alabilmiş değil. Bunun en önemli nedeni, reklam dağıtımı ve planlamasını yapan şirketler, gazete ve tv sahiplerine ait. Payı adil dağıtmıyorlar bu yüzden.

Basın İlan Kurumu da her yıl milyonlarca liralık ilan parasını, sadece gazetelere veriyor. Bu da okunmayan, bilinmeyen, zarar eden gazetelerin piyasada kalmasına neden oluyor.

Reklam dağıtıcıları ve Basın İlan Kurumu yüzünden dünyada hızla ilerleyen dijital habercilik, Türkiye’de yeterince gelişmiyor.

Ancak buna rağmen artık kurumlar, şirketler sosyal medyanın etkisini gördüklerinden oraya yöneldiler. Klasik reklam modelleriyle değil, viral (doğalmış gibi) reklamla sektör ilerliyor. Sosyal medya araçları ve fenomenleri, tek başlarına bir gazeteden, tv kanalından daha çok etki yaratıyor. Bu yüzden reklamlar artık buraya kayıyor.

Sosyal medya uzmanı/yeni meslekler

YÖK Başkanı olsam İletişim Fakültelerinin hızla müfredatını değiştirirdim. Klasik gazetecilik eğitiminin sektörde neredeyse karşılığı kalmadı. Kimse artık halkla ilişkiler elemanı, gazeteci de aramıyor. İş ilanlarına bakın, herkes sosyal medya uzmanı arıyor.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi ve Biruni Eğitim Danışmanlığı şirketi, sektördeki sosyal medya uzmanı açığını kapatmak için ortak bir proje başlattılar. Beni arayıp konuyu açtıklarında, hemen destek vereceğimi söyledim. Uzman eğitimine bizzat katılacağım yani (detaylı bilgi için www.biruniegitim.com).

Çünkü kuruyemişçiden ilaç şirketine, uçak sanayinden teknoloji şirketlerine kadar, herkes sosyal medyada aktif artık. Peki bunları kim yönetecek, kim sürdürecek? Bu yüzden yeni meslekler doğuyor, eskileri kayboluyor. En revaçta olan meslek de sosyal medya uzmanı olmak şu sıralar.

Sosyal medyanın etkisi bu kadarla sınırlı değil. İletişim biçimimizden algı oluşumuna, genel kültürden eğitime kadar her alan artık sosyal medyanın etkisinde.

En çok klasik medyayı etkilemesi doğal. Ana merkezde o var çünkü.

DOĞAN MEDYA PAHALIYA MI SATILDI?

Bu konuları yazarken şunu da eklemeden edemedim.

Zarar etmeyen haber kanalı yok, majör tv kanalları kar etmese de, zarar etmiyor diye seviniyor.

Gazeteler arasında bir ya da iki tanesi kar ediyordur. Sektörde yatırım yapan kimse kalmadı, bilakis her gün meslektaşlarımız işten çıkarılıyor.

Bu durumda Aydın Doğan sanırım tam zamanında her şeyini satıp sektörden çıktı. Ayrıca sorun mesleki ve ekonomik sıkıntılar ama nedense “siyasi baskı” varmış gibi algı oluştu.

Peki medya kar etmiyor ve hızla eriyorsa, Doğan Grubu acaba çok pahalıya mı satıldı? Ben şahsen bu rakamı çok fazla buldum.

Yorumlar