Sonunda Ayşe Arman’ı da fırttırdılar!.
İçim şişti benim. Sürekli bir olumsuzluktur gidiyor. Kötü haber, tepemizden akıyor. Duş gibi.
Ayşe Arman da sonunda patladı…
Hem de yerden göğe kadar haklı ve mertçe bir patlama…
“Siz kakasınız biz cici” patlaması da değil…
Yaşa be Ayşe!.. |
“Ulan hepiniz aynı .oksunuz!” patlaması…
Bakın nasıl…
Fırıldak gündem
BİR tek ben mi böyle hissediyorum?
Size de çok sıkıcı gelmiyor mu her şey?
İçim şişti benim.
Sürekli bir olumsuzluktur gidiyor. Kötü haber, tepemizden akıyor.
Duş gibi.
Sıkıştım, daraldım, bunaldım!
Resmen haber ateş ediyorlar üzerimize.
O oluyor, bu oluyor...
Hepsi de kötü anasını satayım. Tam “Ne oluyor” demeye kalmadan...
Başka bir sağanak geliyor.
Savcılar, generaller apar topar götürülüyor, başbakan köşe yazarlarına ayar veriyor, içeride neden yattığı belli olmayan Aylin Duruoğlu 10 ay sonra cezaevinden çıkıyor, Tarkan’ın kokain kullandığı ortaya çıkıyor... O oluyor, bu oluyor... Gündem etrafımızda fırıl fırıl dönüyor.
Ayağımızın altındaki toprak kayıyor.
Her şey, iç karartıyor...
Cevabı olmayan sorular...
Kompleksten geberen insanlar...
Tıkanmışlık, hazımsızlık, manasızlık, rahatsızlık...
Bazen “tarafsız” şeyler okumak istiyorum.
Ama herkes “taraf” olmuş, “Bu bunu bu yüzden yazıyorsa, şu şunu şu yüzden yazıyor” diyorum.
Tarafsız analizler artık lüks değil, temel ihtiyaç.
Onur Baştürk, iç sıkıntısını dağıtmak için eğlendiğini söylüyor.
Ben de sevgilime ve kızıma yapıştım.
Sokaklara çıkmak istemiyorum.
Kimseyi çekemeyeceğim!
Temizleyemediğim çekmeceleri hallediyorum, bastırmaya fırsat bulamadığım fotoğrafların peşine düşüyorum, albüm yapıyorum, merdivenlere resim asıyorum, kitap okuyorum, aileme döndüm, kendime döndüm.
Bekliyorum.
Bu fırıldak gündemin geçmesini...
Bu fena günlerin bitmesini...
Ayşe Arman'ın tüm yazısını okumak için