GÜNÜN KÖŞE YAZARI

Soli Özel

Habertürk

Soli Özel
Türkiye kendi gündemine kilitlenmişken aslında sonuçları tüm dünyayı etkileyecek bir Başkanlık yarışı devam ediyor Amerika'da. 

Amerikan Başkanlık seçimleri pek de kestirelemez bir şekilde ilerliyor. Trump ve Sanders'in yükselen yıldızı, seçimleri yakından takip eden birçok kişiyi şaşırtıyor. 

Peki neler oluyor?

İşte bu sorunun cevabını derli toplu bir şekilde çok güzel özetlemiş bugün Soli Özel.

Habertürk gazetesindeki yazısında "Kampanya uzadıkça ve seçkinlerin hafife aldığı, yahut Trump örneğindeki gibi nefret ettiği adaylar öne çıktıkça, önseçimde oy kullanan parti üyesi seçmen de coştukça coşuyor. Coşan seçmen, pek çok eyalette öngörüde bulunulmasını bile zorlaştırıyor. Trump ve Sanders'in dalgalandırdığı partililer, isyan bayraklarını açmış partilerinin seçkinlerine meydan okuyor" diyen Soli Özel, bunun nedenlerini de yazmış. 

Soli Özel'i günün köşe yazarı seçerken yazısından çarpıcı bölümleri de sizlerle paylaşıyoruz: 

Trump'ın rezil ve ırkçı söyleme sahip, kendine âşık bir megaloman olduğuna kuşku yok. Bir ülkeyi yönetebilecek birikime de kadroya da sahip olmayabilir. Ancak Trump'un başarısını Amerika'nın bitmek bilmeyen ırkçılığıyla açıklamaya çalışmak kesinlikle çok eksik. Trump, kendisi zengin olmasına rağmen Cumhuriyetçi Parti'deki, nalıncı keseri gibi yalnızca kendini yontan, sürekli ABD'nin en zengin sınıflarına çalışan mekanizmayı karşısına aldı.

Cumhuriyetçi Parti'nin ikiyüzlülüğünü sergiledi. Partinin kutsallarına küstahça ve umursamadan dil uzattı. Bunları yaparken de partinin oy aldığı kesimlerin ekonomik çıkarlarına, ekonomik krizin yarattığı acılarına ses vermiş oldu.Ekonomik krizde milyonlarca aile evini, barkını kaybederken krizin sorumlusu olan finans ve sigorta şirketlerinin kurtarılmasının, bunları yönetenlerin on milyonlarca dolarlık primleri yüzsüzce almalarının alt sınıflarda kabarttığı öfkeyi siyasete taşıdı. Bunu görmeden Trump olgusunu anlamak mümkün değil.

Amerikan işçi sınıfı 1970'de milli gelirden yüzde 68.8 pay alırken, 2013'te bu pay yüzde 60.7'ye düşmüş. İmalat sanayiindeki istihdam 1979'da 19.3 milyon iken 2015'te yüzde 36 azalarak 12.3 milyona inmiş. Kazandığı ücretle orta sınıf statüsünde olan işçiler ve genelde orta sınıflar, son 30 yılda gelirlerinin artmadığını ve göreli olarak geriye düştüklerini görmüş. Çin'le ticaretin artması vasıfsız işçilerin canına okurken, kaybedilen istihdam yerine başka imkânlar çıkmamış. Bu gelişmelerden en olumsuz etkilenen 45 yaş üzeri çalışan sınıflardan beyaz erkekler, Trump'un en heyecanlı destekçileri.

Benzer mekanizmalar, Sanders'in neden böylesine popüler olabildiğini de açıklıyor. Sanders, Trump gibi ırkçı, yabancı düşmanı, şoven bir söyleme sahip değil. Tersine bambaşka değerler üzerinden konuşuyor. Sosyalizmi Amerikan siyasetinde korkulacak bir kelime olmaktan çıkardı. Ön plana çıkardığı unsur, "eşitsizlik" ve oligarşinin sömürüsü. Geleceğinden emin olmayan orta sınıf gençler, bu mesajı benimseyerek Sanders'i taşıyor.

Uzun lafın kısası, Amerikan seçimleri küreselleşme dönemi siyasetinin bittiğini, küreselleşme karşıtlığı döneminin siyasetinin başladığını gösteriyor.

 

ÇOK OKUNANLAR