Sokak yazarlığına bir itiraz da Gülay Göktürk'ten
Benim derdim genç köşe yazarı adayları da kendimizi mesleğimize hazırlıyoruz diye ha babam, de babam sokakları arşınlayıp durmasın.
"Yanlış anlaşılmasın; kendim için korkuyorsam ne olayım. Hani, bizimkiler de beni iteklerse arkamdan diye bir endişem yok. En azından yaş haddinden sıyırtırım diye düşünüyorum.
Benim derdim, hem halka hem de gazeteci milletine yanlış umut verilmesin... Genç köşe yazarı adayları da kendimizi mesleğimize hazırlıyoruz diye ha babam, de babam sokakları arşınlayıp durmasın.
(...) Yazar birinci tekil şahıs mı yazmalıymış, birinci çoğul şahıs mı... Haftada kaç gün yazması gerekirmiş... Kendinden ne kadar bahsetmesi uygun kaçarmış... Halkın sözcüsü mü yoksa öncüsü mü olmalıymış... Muhabirlerden rol çalıp köşesinde haber özetlemesi doğru muymuş... Bir gazetede kaç yazar olması makulmüş...
Ve işte son tartışma: Sırça köşkünden ahkâm mı kesmeli, yoksa "hakikati" bulmak için yollara mı düşmeliymiş...
Bütün bu soruların gerisinde tek tip bir köşe yazarlığı arayışı olduğunu fark ediyorsunuzdur herhalde.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi olacak da her köşe yazarının bir yazışı olmayacak mı? Neden boyuna kurallar koyup duruyorsunuz? Tartışılan bütün bu konuların yazardan yazara değişen şahsi seçimler olduğu, zaten yazarın şahsi seçimi ile okur tercihleri buluşuyorsa başarının, buluşmuyorsa başarısızlığın geldiği, bunun dışında herkesi belli bir köşe yazarı prototipine uydurmaya çalışmanın hem saçma hem imkânsız ve hem de son derece yanlış olduğunu anlamak için daha ne kadar tartışmanız gerekiyor?"
Gülay Göktürk'ün yazısının devamını Bugün .